R /A Y N A
2016 yılı ülkemiz için, bizim için acılar yılı oldu. Son haftasında ağabeyimizi kaybetmiştik. Taziye evinde televizyon açılmayınca haberlerden bihaberdik. O vazifenin ardından yeni yılın ilk günü dönüş için şehir merkezinden havaalanına giderken kaptandan duymuştuk “Rayna” baskınını.
Şunları demişti taksici hemşerim mahsus Diyarbakır aksanıyla:
“İstanbul’da gece kulübünü basmışlar. Yılbaşı kutlayanları taramışlar. 50- 60 yaralı 30-40 kadar ölü varmış… Yazık yahu…
Yorum eklemişti bir de:
Eskiden Diyarbakırlı denildiğinde herkes el üstünde tutuyorlardı. Şimdi bizden uzağa kaçıyor…” (PKKnın yaptığını düşünmüştü belli ki) Ne Sur’un yeniden inşası, ne kaptan Şeyhmus’un trafik kazası sonucu ölümünü konuşmuştuk yol boyu…
Yörede vatandaşın meseleye bakışını görmek bakımından önemli buluyoruz bu değerlendirmeyi.
Batıl da olsa bir inanışa göre yeni yıla nasıl başlarsanız öyle devam edermiş. Dileriz tersi olur bu kez. Devamı gelmez benzer acıların. Huzur yılı olur 2017 ülkemiz için, insanımız için.
Katilin net görüntüleri ortaya çıktı.
Net bağlantıları da çıkar inşallah.
“Faili meçhuller” arasına karışmaz.
Kırgız-Kazak-Uygur fark etmez… Bu kez Türk Cumhuriyetlerden birisinin seçilmiş olduğu ortada. Vatikan’da Papa suikastı için bir Türkün seçilmesi gibi. Vardır işin içinde bir ince hesap…
Çin’i, Doğu Türkistan’ı nazarda tutmak lazım.
Yakın geçmişte Suriye politikamızın yanlışlığı konuşulurken ASAM başkanı IŞID’ın uyuyan hücrelerinin Türkiye’de bulunduğunu söylediğinde klasik muhalefet ağzı olarak değerlendirilmiş idi. Zaman o tespitin haklılığını ortaya çıkarmış oldu. O uyuyan hücreler uyandırılıyorlar şimdi bir bir…
Daha ne serseri mayınlar dolaşıyorlardır aramızda kim bilir? Biz onların yerlerini kendini patladıklarında fark edebiliyoruz ancak.
Ülke mülteci cenneti…
Bölge dersen casus kaynıyor...
Dileyen yolunu buluyor, dalıyor içeriye bir şekilde.
ABD’nin yeni başkanı:
“Üç milyon mülteciyi ülkelerine göndereceğim” diyor. Biz “daha da varsa alırız” diyoruz. Bu işler böyle oluyor. Maalesef. Yanlışlığı baştan yaptıysan düzeltmek zorlaşıyor. “İlk düğmeği yanlış iliklersen öyle de gidiyor”
Biz bunları yazıyor konuşuyorken Mehmetçiğimiz zemheride Suriye Cephesinde, Güneydoğuda nöbette.
Allah yardımcıları olsun hepsinin.
Gündeminin hızına erişilemiyor.
Aynı gün yazdığın bir sonraki güne kaldığında bayatlıyor.
Bulunduğum il Düzce de yaşları 18 ile 30 arasında kaçak yollardan Türkiye’ye girmiş üçyüz Afgan mülteciyi yazmayı düşünüyordum “Rayna” baskını yaşandı. Onun yazamadan bu kez İzmir(suikasti) Adliye Sarayı katliamı…
Çoğumuz Afganistan’da on milyon Türkün yaşadığını bilmeyiz. Gelenler onlar. Otuzu kırkı bir evde kışı atlatmaya çalışıyorlar. İşsiz güçsüzler…
Her an içimizdeki uykuya yatırılmış hücrelerden birinin kollarına düşmeleri mümkün… Ne yapar denize düşen?
Onlar bize sığındılar.
Bizimse sığınacak komşumuz bile kalmadı.... Hale de bak…
Diyarbakırlı taksici hemşerimin dediklerini ülkeme uyarlamak geçiyor içimden…
“Böyle değildik biz…”
Osman ERENALP
81. yıl, Ocak 2017
Bu haber 1572 defa okunmuştur.