YAZIM YANLIŞLARI
“İmlâ” veya “yazım”; Bir dilin söz varlığını o dilde yürürlükte olan ses, şekil, köken vb. kurallara uygun olarak yazıya geçirme; dildeki sözleri kurallarına uygun olarak yazmaya” deniyor. .
Kişi eksiğini görmek istemez.
Göremez, ya da.
Dışarıdan “üçüncü göz” lazım ona.
“Müfettiş, dışarıdan üçüncü gözdür bana” demişti sevilen okul müdürlerinden biri.
Kendine güveni olan eğitimci bunu der.
Erdem olur o da.
Okur-yazarlığın da kuralları var.
Uymak, icaplarını yerine getirmek lazım onun.
Okuyan tat almalı ondan,
Damakta tat bırakmalı yazdığın.
Yazım yanışlarımı görür üzülürüm.
Kurtulamam yine de ondan.
“İlk düğmeyi yanlış iliklersen öyle devam eder.”
Burdur Eğitim Fakültesi Türkçe bölüm başkanı vardı. Mahmut BABACAN. Soyadı gibi babacan. Kalemi kırmızı. Alırdı eline. Kızartırdı sayfayı, ben de kızarırdım birlikte. Makalesi vardı; “Üniversite öğrencilerinin yazılı kâğıtlarındaki imza yanlışları” üzerine.. Kulakları çınlasın. O şimdi Afyon Kocatepe üniversitesinde.
Bilgisizlikten, ya da gözden kaçmış olsun, saygısızlık sayarım okuyucuya onu.
Zaman ayırıyor çünkü sana.
Zamandan kıymetlisi yok.
“Dil Bilgisi” Türkçeden ayrı olarak okutulurdu bizim zamanımızda.
Fiil çekimleri yaptırırdı öğretmen.
Tekerleme gibi gelirdi kimine.
Kimi de zorlanırdı ona.
Nefret ederdi hatta.
Kavrayamazdı kuralı bir türlü nedense.
Okul bitsin, tuvaletin deliğine tıkacağım kitabını” demişti birisi.
Dediğini de yapmıştı gerçekten.
Şahit olmuştum ona.
Kusur, öğreten de mi, öğrenende mi, öğretme tekniğinde mi, kimde?
Bakmak lazım ona.
Gerçek şu ki “dil bilgimiz” yetersiz.
Önem verilmesi gerekiyor okullarımızda ona.
Basıma girmeden evvel beş kez okurum çıkacak kitabımı” demişti yazarın birisi.
Doğru olanı da o.
“El elin eşeğini bayatı ahtararak tapar” der kardeş Azerbaycan Türk’ü.
Karşılığı var bizde de o atasözünün.
“Gözden kaçan olmuşsa düzeltirsin” demiştim gazetedeki genç kardeşlerimizden birine.
“Yahşi’yi” “vahşi” yapmış
“Tevsik” demişiz “teşvik” diye düzeltmiş.
Benzeri düzeltmeler yapmış kendince daha.
“Düzeltme gafları” diye yazı çıkarmıştık ondan yayınlanmıştı aynı gazetede.
Kuşak farkı işte.
Bilgisayar otomatik düzeltmeleri, sesi yazıya çeviren programlar geliştirilse de insan aklıyla yarışacak durumda değiller hiç biri.
Aklın yeri başka.
Akılda tutmak, unutmamak lazım onu.
“Hatasız, tadıyla, tuzuyla okumalar, yazmalar” dileği ile.
Osman ERENALP
Mayıs 2023 Ankara
Bu haber 263 defa okunmuştur.