![]() | |||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||
Sponsor Alanı![]() Anamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELER![]() İmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor Alanı![]() Ziyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
ÖMRÜMÜZ GEÇERKEN![]() 24 Nisan 2025, 02:33 ÖMRÜMÜZ GEÇERKEN 54 yıl önce önemli bir günde 23 Nisan da oldu düğünümüz. Beyaz gelinlik, tertemiz hayallerle. 0 yıllarda düğünler evde olur ve bir hafta sürerdi. Düğün ekmegi yapma, yemek hazırlıkları, sandık götürme, kına günü, bir günde gelin alma(gelin günü). Coşkulu kına gecesinden sonra gelin alınır. O zamanlar düğünler insanlar için bir eğlenme ve yardımlaşma vesilesi idi. Hısım akraba, eş dost düğün kaç gün sürerse düğün evinde olunur. Hiçbir karşılık beklemeden hizmet edilirdi. Hatta eksiklikler giderilirdi. Gelin alındıktan erstesi günü gelin sabahı yapılır, cehizler, evin genel görünümü, dürü bohçaları (gelinin ev halkına hediyeleri) görülür, tabiki tatlı dedikodular da yapılırdı. Herkesin olduğu gibi biz de pembe hayallerle başladık birlikteliğe. Hem de ana baba evinde. Gelin eve gelir denildi. O zaman ne olursa olsun büyüklere karşı gelinmezdi. Boynumuz kıldan inceydi büyüklere. Ne derlerse o olurdu. Yıllar o kadar hızlı ilerledi ki orası burası derken emeklilik yıllarımız geliverdi. Sanki hayatın içinde uçtuk. Hayatın hızı bizi ihtiyarlatmış farkına varamadık. Çok sıkıntılı anılarımız da oldu. Çevremizi kıskandıracak kadar mutluluklarımız da oldu. Nasıl yüce dağlara çıkarsında onun bir inişi vardır ya işte bizde ummadığımız üzüntülerle hayatımızın sonuna geldik. Hani derler ya; ''iyi gününe sevinme kötü gününe dövünme.” Bizde iyiliklere de sıkıntılara da sabır ve kanaatle göğüs gerdik. Ellerimizi hiç bırakmadık.
Talihsiz rahatsızlıklar eşimin yakasını bırakmadı. Mersin Devlet hastanesinde başarısız bir ameliyat sonucu hareketsiz ama zihni, beyni sağlam bir hayat arkadaşı ile başbasa kaldım. Çok ağladım ama hayata küsmedim. Çünkü yanımda elimi bırakmayan hareketsiz ama mantıklı düşünebilen, “lütfen ağlama” derken ağlayan, “bak birbirimizi görebiliyoruz, duyabiliyoruz buna şükretmeliyiz” diyordu. Ama beni hiçbirşey teselliye muktedir değildi. Bundan sonra daha güçlü olmam gerektiğini beynimin hertarafina yazıdım. Bundan sonraki yaşam planlarımı kimseden habersiz kendimce yapıyordum. Beş ay hastane hayatımız oldu. Ne hazin günlerdi sormayın. Başkent Yapmacık Rehabiĺitasyon Merkezi hayatımızın kırılma noktası. Ömrümüzün depremini yaşadık. Nice hayaletimize veda ederek, bazılarını erteleyerek 12 yıl ev hapsinde kaldık. O ev hapsinde bile mutluyduk. Gençliğimizde zaman bulup yapamadığımız sohbetleri yaptık..Ortak uğraşılar yarattık. Kimi zaman dualar okuyup bereber amin dedik. Kitap okuduk, ben yemek yaparken o bilgisayarında oyalandı. Tavla oynayarak zaman öldürdük. Dama da ben iyiydim o yenilmekten hoşlanmıyordu onun için daha az oynuyorduk. Ama tavla da satrançta hep beni yenerdi. Çok duygusal bir insandı. Duygularıni şiirlerle ifade ederdi. Dostları ile teması telefon sayesinde hiç kesilmedi. Evlatlarına da çok düşkündü. Torunlar dersen onun için can verendi. Yaşama sebebi idi. Yaşasaydı çok tatlı bir dede olur torunlarının çocuklarına masallar anlatırdı.Varlığı ile bulunduğu yere huzur ve mutluluk verirdi.Yattığı yerden hep ibadetlerini aksatmadan yapardı. Allah mükafatını versin. Ruhu şad olsun. Gençlere tavsiyem kanaatkar olun, evinize ve eşinize sadık olun. İyi günü ve kötü günü paylaşın. Ana babanıza şevkatli ve merhametli olun. Bu konuda evlatlarıma ve bana evlat olmuş değerli insanlara duam sonsuzdur. Fatma ÖZDENİZ Bu haber 136 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı![]() |
|||||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |