anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 95  
»Bugün 309  
»Toplam 14379098  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 18.119.135.231
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

SURİYE (SÜRÜYE) SAYDILAR BİZİ

Osman ERENALP

30 Nisan 2016, 00:19

Osman ERENALP

SURİYE (SÜRÜYE) SAYDILAR BİZİ…

 

Başlangıcından bu yana Kilis ilimize düşen füze, top,  roket v.s. saldırısı 160. Göktaşı sanki. Kimin attığı, nereden geldiği belirsizmiş gibi. Ölü sayısı 18. Yaralı sayısını ise o yarayı alan biliyor. O yarayı duyan biliyor.  O yara oyan biliyor.

İnfiali bastırmak için  “gereken cevap verildi” gibi gereksiz cevaplar veriliyor. Buna karşı elimiz kolumuz bağlı. “İnek almıyor buzağı emmiyor” (Bizim yörenin tabiridir). Uçak kaldıramıyoruz. Çünkü Rus uçakları paralel uçuşlar yapıyorlar sınırda. İntikam peşindeler.   Biz ise içerideki paralelin peşindeyiz. Dikkatler orada olsun  hep  istiyoruz.

Sınırlarımızın ötesinde bir güvenlik koridoru oluşturalım diyoruz. Müttefiklerimiz Amerika AB razı olmuyor ona da. Sevsinler tam bağımsızlığımızı.

“Ağır darbeler indirdik. Bittiler, sonları geldi” dediklerimiz ihanetlerine devam ediyorlar. Her gün bir veya birkaç Mehmetçiğimizin şehadet haberi geliyor.       Şehadet şerbetini içen, gazi olan birinci dereceden, ikinci dereceden herkesin bir yakını bulunuyor bugün.

       Üç gün öncesi Öğretmen Okulundan bir arkadaş, bir başka arkadaşımızın subay oğlunun mayın tuzağında yaralandığını, GATA’da tedavi gördüğünü haber veriyor. Hemen arıyorum.   Anne baba GATA misafirhanesinde olduklarını, hayati tehlikesinin olmadığını ancak yüz çene kısmının parçalandığını, plastik cerrahi bölümünde gerekenin yapılmakta olduğunu belirtiyor.  Gösterilen ilgiden memnun olduklarını da ekliyor.

Haberleşiyoruz kırk bir yıldır irtibatı koparmadığımız yurdun dört yanına dağılmış Kırşehir Erkek ilköğretmen Okulu dönem mezunlarıyla bu vesileyle. Geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz Kırşehir Kaman ilçesinin Hacı Mirza Köyünden Çağatay ÖZTÜRK komutanımıza ve babası Akgün kardeşimize.  

Günlük bu acı haberlerin yenisini alıyoruz ne yazık ki. Yeni şehit acısı bir öncekini bastırıyor. Ocaklar sönüyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Allah bu masum, bu mazlum milletimizin yar ve yardımcısı olsun.

Yetkililerimiz esip gürlüyor. Yüreklerimize su serpiliyor.

“Son terörist kalana, son mermi ülkeyi terk edene kadar mücadele sürecekmiş” “Ne Dolmabahçe mutabakatı be…” Yokmuş böyle bir şey. Yanlış bilgiymiş. Hayal görmüşüz. O TV görüntüleri,  On madde v.s. (Kimin işidir kim bilir. İttihat terakki mi , paralel mi…)

Öğretmen sınıfa sormuş;

-Atatürk nerede öldü?

       Çocuk cevap vermiş;

-Dolmabahçe biberinde.(Tevatür değil) Bahçe deyince biberi aklına getirmiş körpe beyin işte. Bugünün büyüğü, dünün küçüğü değimliyiz?  Mutabakat geliyor aklımıza bizimde Dolmabahçe denililiğinde. Ne bilelim. Şu aptal kutusu TV yok mu? Her gördüğümüze inandırıyor bizi  işte.

“Geçmeliymişiz bütün bunları.  Cenaze merasimleri Itrinin tekbiriyle mi olsun, Chopin’in cenaze marşıyla mı? Ona bakmalıymışız.

 (Emin Dayı’yı Keskinin Köyünde tanımıştım. Muhtar Turgut’un babasıydı. Allah rahmet eylesin ikisine de. Askerlik anısını anlatmıştı.   Süvari teğmeninin ayağı atın üzengisine takılmış. Sürüklenmiş. Ölmüş.  “Davulunan kömdük..”. demişti. Askeri bandoyu kastediyordu belli ki..

       Milletimizin cenazede alkışa, bandoya,  marşa bakışı bellidir. Chopin’in karşısına Itriyi koyar, bunun cevabın istersen o bellidir. Bunu tartıştırırsan bu birkaç günlüğüne milleti oyalar. Dikkatlerin şehitlere, çatışma bölgesine, roketlerin adres seçtiği Kilise çekilmesine de mani olabilir. Kısa günün kârı. Ne badireler aşılmadı ki bu metotla?

İşi bak ki “Neden bu kadar şehit veriyoruz onun” yerine, “Neden bu şekilde defnediliyoruz onu” konuşturuluyoruz. O gün gelsin güfte yazacak da beste yapacak da çıkar r elbet. mesele o değil.  Azdırılan, kökü kurutulduğu halde dirilmesine göz yumulan bir terör belası var önümüzde. Canlı cenaze olarak o duruyor ortada.  O nasıl defnedilecek asıl?  Onun marşını konuşalım. Bestesini.  Öyle olsun ki bu son olsun.  Bir daha dirilmesin. Onu söyle sen.

Dış politikada her konuda, iç politikada ise çok konuda yanıldınız. Yanlış teşhis koyduğunuz  IŞID Suriye’den Kilis’e sığınan garipleri  takibe almış aylardır orayı bombalıyor.. “Siz anında top atışıyla karşılık verildi” diye açıklamalar yapıyorsunuz. (köyde darı kuşları hücum ettiğinde boş barut (kuru sıkı) sıkardık havaya. Dağılırlardı istila sürüsü bir müddet. Gürültünün etkisi geçince yeniden hücum ederlerdi.  Çocukluğumun bu savunma metodunu hatırlattı bana her nedense)

Kilisli sayısı aza inince Suriye saydılar Kilis’imizi. Suriye saydılar bizi. “Sürüye” saydılar bizi. Göç başladı ilden. Ertuğrul Gazi türbesi değil ki gece operasyonuyla iş bitirilebilsin.

 “Dert bir değil elvan elvan”.

Kilis geldi gündemin birinci sırasına oturdu şimdi de. İmdi siz bunları düşünmeyin.

Söyleyin bakalım.

       “Dinli anayasa mı istersiniz?”

Dinsizini  mi..?  (La dini mi.. )

Ona bakın siz…

 

Osman ERENALP

Düzce Nisan 2016

Bu haber 1599 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    CAMİYE DE ÖĞRETMEN20 Aral?k 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir