Temel muz kabuğu görmüş
“Düşeceğiz galiba” demiş.
Düşmüş…
Bizimkisi "muz" değil , "buz" kabuğuydu.
Kaydırdık ayağımızı
Savruldu elimizdekiler.
Çantamız anahtarlığımız
Uzandık merdivenlere
Yıldızları saydık bir müddet
Ne gören ne duyan oldu.
Sıradan düşüştü..
“Borsa düşüşü” mü ki ?
Haber olsun...
“Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden”
Bunu bilirdik. İnmek hakkında bilgimiz yoktu.
“Hangi hızda çıktıysan o hızla da düşersin”.
Bunu da duymuştuk
“Düşüş hızında çıkış” da var mı?
Onu duymamıştık
“İndiğimiz hızla çıkarız” sandık
Düştüğümüzle kaldık.
Bir de ufak not;
“Uzun adam düşmesi” daha kötü
Uzunu kısası mı olur bu işin? demeyin
Uzun uzun düşünmeyin.
Mâna da çıkarmayın dediğimden.
Düşüşler de boy boy.
“1.83” uzunlar kategorisine giriyor
Boyumuza göre konuştuk biz.
Şair diyor ;
“Diz toprağa yaslanır da,
Baş düşerse taşa gelir”
“Diz” ile “baş” aynı değil.
Yukarılar aşağılar kadar emniyetli değiller..
İşin “merdivenden düşeniyiz”
Diyorsak bildiğimiz var.
Düşmemeye bakın siz.
“Düşenin dostu yok”.
Düşün, görün.
“Kendi düşen ağlamaz” da demeyin
Öğretmen atasözleri öğretiyormuş.
Bu söze sıra gelmiş.
Öğrencinin biri söz almış;
İşin “damdan düşeniymiş”.
“Ben düşmüştüm bir keresinde, ağlamıştım öğretmenim” demiş.
Öğretmenin verecek cevabı kalmamış.
Onu da yapamadık biz.
Nefesimiz müsaade etmedi
Anladık ki bir daha
“Ömür bir nefes arası”ymış.
“Düşmez kalkmaz bir Allah”
Şükür ki iki kaburga zedelenmesi
Çizik, ezik , sıyrıklarla kurtardık.
Bir hafta istirahat.
Ayaktayız
Elhamdülillah
Bizimkinin önemi yok
“Ülke” ayakta mı …?
Ona bakma vakti....
Osman ERENALP
Ankara, Şubat 2015
Bu haber 2030 defa okunmuştur.