“NE OLDUYSA BİZE, AZAR, AZAR OLDU”
“Bir köye gelin gelirse, onu herkes görür” sözü bizim oralarındır.
Açıkta olan işin üzerinin örtülemeyeceği anlamında kullanılır.
“Okul”- “Cami” -“kışla”, bunlar da öyledir.
Oraya geleni de herkes görür.
Herkes de birbirini görür orada.
Gelmediyse de görülmez.
Camiyi ele alırsak mesela;
Her kesimden insani bir arada bulursun orada.
Zengini- yoksulu, amiri -memuru, yaşlısı- genci, işçisi- işvereni, esnafı, sanatçısı, sporcusu herkesi. İsteğe bağlıdır ama cami.
Kışla öyle değildir. Mecburidir o.
Askerlik çağına gelmiş sağlıklı her vatandaş geçer o ocaktan illa.
Karışma kaynaşma olur haliyle.
“Peygamber Ocağıdır” bir diğer adı da onun.
Askerlik yapmayan adamdan sayılmaz Anadolu’da.
Unutulmaz anılarla dönülür oradan.
Nakşolmuştur kafama.
Kaç kez dinlemişimdir babamdan,
Yazsam hatıralarını kitap olurdu rahatlıkla.
Birsi çıkar der ummadığın yerde;
Falan sanatçı, sporcu, siyasetçi vs. "asker arkadaşımdı benim" diye.
Şaşılacak durum yoktur onda.
İnsan tanımakla da kalınmaz, coğrafya bilgisini de arttırır insan o yolla.
O yüzden gönderilir Doğunun insanı Batıya, Batının ki Doğuya.
Karışsın, kaynaşsın, bilgi görgüsünü arttırsın diye.
Hesap üzerine yapılmıştır hepsi bunların.
Cumhuriyetin kazanımlarıdır bize.
Gidersen askere alırsın tezkere.
Gitmediysen de ne tezkeren olur, ne de hatıran haliyle.
Neden anlattık bütün bunları gelirsek oraya;
Özel okullar varlıklıları ayrıştırdı yoksullardan.
Tarikatlar, cemaatler (destek gördü, güç kazandı) Müslüman'ı ayırdı birbirinden.
“Bedelli” ile de sulandırıldı askerlik görevi.
“Vatan borcu” denilip gidilirdi evvel.
Hatıra fotoğraf çektirmek için gidiyor şimdilerde. Garibe yoksula kalıyor gerisi.
“Zenginimiz bedel verir, askerimiz fakirdendir”
Onu anlatıyor bize.
Bunlar da planlı hesaplı işler elbette…
Okullar da çekildiler işin içine bilerek isteyerek.
Belli bir siyasi oluşuma yandaş (seçmen) olmak hedefine hizmet eder oldular birçoğu.
Rafa kalktı Genel amaçları Temel ilkeleri Milli Eğitimin.
Vatandaş da ayrı kalacak değildi ya bütün bu olanlardan.
Yurttaşlık görevinin gereği, ülkeyi yönetecekleri seçmek için sandığa giderdi eskiden.
“Hak”- “batıl”, seçimine dönüştürüldü giderek o da.
Lafta kaldı o; “bir”, “iri” “diri” olalım” sözü.
Talihsizliği İşte bu da onun.
Son çeyrek asrında oldu çoğu bunların, Cumhuriyetin ilk yüzyılının.
Şairin dediği gibi:
“Bize bir nazar oldu cumamız pazar oldu.
Ne olduysa bize hep azar, azar oldu”
Osman ERENALP
Ankara/25 Ocak 2024
Bu haber 129 defa okunmuştur.