Grup yöneticimiz Adnan Bey kardeşim, “Aradaki Fark” yazımızın tartışılmadığını söylemiş. “Beni gurupta takıştırıp da ne yapacaksın? Genel kabul gördü tartışılacak konu yok demek ki” diyerek kendisine takılmaya hazırlanıyordum ki Isparta’dan İskender YILDIZ kardeşimiz yazdı;
“Herkes Türk ırkından olmak zorunda değil. Anadolu gibi uygarlıklar, diller, dinler, ırklar kavşağı olan bir coğrafyaya pek uymuyor. Aynı ülkeyi paylaşıyoruz. Birinin canını acıtan, diğerinin de canını acıtmalı” .
Buna Mevlana diliyle diyeceğimiz şudur;
“Şaşı biri iki görür. Bizse ikiyi bir”
Demek isteriz ki kimse öz vatanında Alanya’daki Alman, Datça’daki İngiliz konumuna düşmesin.
Osmanlı şu üç temel esas üzerineydi.
“Bir devlet, bir millet, eşit birey..”
Cumhuriyet de öyle.
Bir ortak payda gerekse ölçü olarak bu yeter.
Başka arayışlar başka yerlere götürür bizi.
Herkesin kendi dilini kültürünü öğrenme yaşatma hakkı vardır. Olmalıdır. Yaradan yaratmış kime ne demek düşer. Hem kimin haddine?
Ancak bilmeli ki “herkesin yorulduğu yerde de han yapılmaz”. Erken kalkanın devlet olmaya kalkıştığı bir yerde sonumuzu getiririz hep birlikte. O günü dört gözle bekleyen, arka planda el ovuşturup sonucu bekleyenleri unutmayalım.
Akıl, bugün lazım değilse ne zaman?
Atalar “Ot kökünün üstünde biter” demişler.
Her çiçek bitmeli kök salmalı bu topraklarda hür ve özgürce. Hiç birinin solmasına, yok olmasına gönlü razı olmaz bu milletin. Bilinmeli ki “Türk Milleti” sırf bir kökü ifade etmez. Bütün köklerin üstünde tümün ortak adıdır. Veysel’e kulak verelim burada dilerseniz:
İstemem dünyanın saltanatını
Süslü giyimini Arap atını
Bilirsem Türklüğüm var, kıymetini
Vatanım milletim bana kâfidir
***
Muhabbeti canda haslardan hastır
Avutur Veysel’i hoş bir piyestir
Türk adı dedemden bana mirastır
Daha bundan başka adı neyleyim
***
Dünyada konuşulan beş bine yakın dil var. Birleşmiş milletlere kayıtlı o kadar devlet yok.
İster 36 (otuz altı) millet olsun, isterse de 72,5 (yetmiş iki bucuk). Birlikte bir milleti, Türk milletini oluştururlar hepsi de.
Biz bin yılda erime kabı olduk bu topraklarda. Birlikte oluşturduk o adı. Devletimiz adını ondan aldı.
Bırakın söylemeye devam edelim o “Türk”ümüzü.
Anadolu’nun medeniyetler beşiği, uygarlıklar, diller, dinler, ırklar kavşağı olduğu doğrudur.
Bir o kadar da “medeniyetler mezarlığı” aynı zamanda. “Anadolu Medeniyetleri Müzesi” Ankara Kalesi dibinde duruyor. Dileyen orada görebilir bizden evvel hangilerinin eserlerinin raflarda sergilendiğini. (Eti, Hitit, Sümer, Roma, Lidyalılar v.s.)
Akıllı davranmazsak bize de yer açılır raflarda çok zaman geçmez.
Bize has “Dünya ahret kardeşliği” diye bir sözümüz vardır. “Dünya ahret vatandaşlığı” demektir bu aynı zamanda. Ondan öte bir isteğimiz de olamaz bizimde. Cennet ülke, topraklarımız hepimize yeter.
Kimse de bizden koparmak istediklerini bizim kadar sevemez. Dertlenmez de dertleriyle.
Bir bin yıl daha buradayız inşallah. Kimse merak etmesin.
“Gün geçer kin geçer”.
Şifre çözülür. Bozulur düşmanın planı fendi.
Kimse mahcup olacağı bir işin altına imza koymamalı.
***
Andımız üzerine iki kelam etmek gerekse, tahlilleri, görüşleri arşivledim. İstifade edilecekler de var kabul edilemeyecekler de.
Neyzen Tevfik;
“Bizde nifak anane-i imandır” demiş. Bu kadarı olabiliyor demek ki.
Her işte bir hayır var.
Ders olur sonrakilere inşallah.
Tartışmanın bu dozda sürmesinde insanımızda bir büyük birikimin olduğunu da görmek gerekiyor.
Ancak öyle de olsa “filin zücaciye dükkânına girdiği gibi konuya girersek kırılmadık bir şey bırakmayız. Sonuç da alamayız” maalesef.
“Kırma sağın kalbini yapacak ustası yok” diyor şair. Öfke ile kalkan zararla oturur.
Üslup önemli.
Her ne olacaksa usuletle suhuletle...
Nasıl söylendiği ne söylendiğinden de önemli olabiliyor yerine göre.
Herkesin kaç atımlık barutu varsa attığına, eteğindekini döktüğüne göre artık oturup birlikte bir ant içmenin zamanıdır diyorum.
“Yemin metni ne olsun” sorusu açıp da yeni bir tartışmanın kapısını aralamayalım şimdi.
“Bir, iri, diri olmak” üzerine olsun yeter.
İçten, samimi…
Milletçe birliğimizin dirliğimizin daim olması dileği ile…
Osman ERENALP,
Ankara Ocak 2013
Bu haber 2014 defa okunmuştur.