Başkentin göbeğinde dehşet. “Kumrular Sokağı”, Ulus Çarşısını vurmuşlardı daha evvel. Şimdi Ankara Garının önünde patlattılar o bombaları. Sonuç “Kafa, kol, gövde, bacak, savruldu etrafa sağanak sağanak”. Bir eylemle yüzden fazla ölü, yaralılar. Harp meydanını andıran görüntüler. Cumhuriyet tarihimizde de Türk tarihinde de bir ilk… Irakta, Suriye’dekileri de geride bıraktı şiddet itibariyle.
Kınadık, lanetledik her zamanki gibi. Yetkililerimiz de onu yaptılar. Geçtiler mikrofonun karşısına. Dolandırıp durdular içi boş cümlelerini. Hangi kanalı açsan onlar zaten. Bu kadar çok konuşmak devlet adamlığı şiarı mı, onu da anlamadık. Bilmezler mi ki “Hiçbir güzel söz hiçbir güzel işin yerini tutmaz” diye. “Var türlü parlak söz, anlamı yok”.
Okullar açıldı. Eğitim konuşacaktık. Mardin Savurlu Sencer Hoca’nın ABD’den gelen bilim başarısını konuşacaktık. Keyfini çıkartacaktık göğsümüzü kabartan o tarihi başarının. Adına ödül konan İsveçli kimyager ve mühendis Alfred Nobel’in icadı “dinamitle” parçalanan canları konuşuyoruz onun yerine. Milli takımın Çek Cumhuriyeti galibiyeti de konuşulamadı.
Gündemimizin parçası oldu artık şehit haberleri. Teröre kurban verdiklerimiz... İçeride biz bunları konuşurken sınırlar değişiyor hemen yanı başımızda. Uydu devletçilikler oluşturuluyor kendini dünyamızın jandarması gören güçler tarafından.
“Eş başkanıydık” o oluşumların. Kullanım ömrümüz bitti ki kullanılıp kenara itildik. Gale alan yok şimdi.
Havadan, karadan sınırlarımız ihlal ediliyor. Biz gevşettik onlardan evveli. Mevlana diyarıyız ya. “Gel” dedik kim olursan… “Geldiler geçtiler, deldiler geçtiler onlar da…” ”Allah razı olsun” dediler kadirşinaslığımıza. Hırsızı, uğursuzu, ajanı, PKK’lısı, kaçakçısı, PYD’lisi doluştular bizim tarafa. Kevgire döndürdük hudutlarımızı elimizle.
“Kepçeyle dağıttık kaşıkla topladıklarımızı”
Suriye havadan karadan muhasara altında. Önceden çizilmiş haritalar şekillendiriliyor bizim bilgimiz dışında. Kadim stratejik müttefiklerimizle olan dostluklarımızın samimiyeti de ortaya çıkmış oldu böylece.
“Dışarıdakini biz hallederiz. İçerideki Suriyelilerinize bakın siz” deniyor bize. Palağa yayıldık” bizim köyün tabiriyle. (yavan kuru ot.)
“Bu vatana kastedenler…” Onlar görevlerini yapıyorlar. Lanetlenmek yetmez onlar için.
“İhvan enternasyonalizmi” hülyasıyla ülkeyi stratejik Ortadoğu bataklığına sürükleyenler;
Ya siz? Söyler misiniz; ?
Hangi aşaması bu çıktığınız “Pan-ihvanizm” yolculuğunuzun?
Milletimizin başı sağ olsun.
Dileyelim bu son acı olsun…
Osman ERENALP
10 Ekim, 2015 Ankara
Bu haber 1691 defa okunmuştur.