anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 10  
»Bugün 4216  
»Toplam 14017501  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 3.145.23.123
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

MDM - (MİLLİ DÜŞÜNCE MERKEZİ)

Osman ERENALP

10 Aral?k 2012, 21:13

Osman ERENALP

Bir yanlışı çok kişinin tekrarlaması onu doğru yapmaz.  Doğrulukta yalnız kalmak da onu yanlış yapmaz. Yanlışın sık sık ve her fırsatta tekrarlanması da bu gerçeği değiştirmez.

“Doğru” öksüz kalsa da,  sahipsiz, ortada kalsa da doğrudur. En büyük güç ve en kutsal değerdir. Aslolan da doğruyu çok kişiye, mümkünse herkese tekrarlatmaktır. Millettin de memleketin de selameti buna bağlıdır.  

Ancak “beninim safım belli. Durduğum nokta da öyle. Bilen bilir bilmeyen bilmez” deyip de kenara çekilmek de olmaz. Doğrunun da tanıtıma ihtiyacı vardır. O olmadan o destek alınmadan güçlü olunamaz.  Değişmeyen hakikat şudur ki “Gücün varsa sözün haktır.  Gücün yoksa hakkın da yoktur”. Seni dinleyen olmaz.  Tek başına kalakalırsın. STK (Sivil Toplum kuruluşları) günümüzde bu bakımdan önem kazanmaktadır.  Yarıştan geri kalmak istemeyen o dili kullanmak durumundadır. Atalar  “Ağlamayana mama yok” demişler. Yüreklerin toplu vurması gerekiyor bu yüzden. Toplu ağlamaz, toplu sevinmezsen kaybolup gidersin kaba gürültü arasında. “Bir olmak, iri olmak, diri olmak” gerekiyor. Atatürk’ün de güzel bir sözü vardır bu hususta.

“Kimse de tek başına büyük değildir. Birlikte büyük olunur”

MDM (Milli düşünce merkezine)  bu gerçekler ışığında kurulmuş durumda.  2008 yılından buyana kamuoyu oluşturmada çok hayırlı, çok faydalı hizmetler yürütmekte. Son olarak 179. Bilgi şöleni gerçekleştirildi merkezin Ziya Gökalp salonunda. Bu da adresi:

İletişim: GMK Bulvarı, Özveren Sokağı No: 2/2 Demirtepe -Kızılay / ANKARA

            Telefon: 0 (312) 231 31 94 - 231 31 95

            Faks: 0 (312) 231 31 22.

 Son hatip Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr Cemalettin TAŞKIRAN’ın ifadesiyle burası artık bir “akademi”. Katılımcıları ele aldığı konular ele alındığında bunun ne anlama geldiği görülecektir.   Merkezin faaliyetlerinin yer aldığı duyurularının yapıldığı iki web sayfası mevcut.

 www.millidusunce.org    ve

             www.iktidarmuhalefet.com  

 Hazine değerinde inceleme yazıları sesli görüntüler var içinde istifade edecekler için. Ekranlarda görülemeyen,  az görülen yüzler. Dillendirilemeyenler. Ülke çıkmazına çare arayışları çözüm önerileri.  Devletin bekası, milletin refahı kardeşliği üzerine devlet adamları, fikir ve kalem sahiplerinin düşünceleri, uzman görüşleri.  Türk dünyası, Ortadoğu, Batı dünyası dosyaları v.b.

Merkezin yönetim kurulu başkanı eski devlet bakanı, engin devlet adamlığı tecrübesi ile Türk dünyasının bilge ismi, fikir, gönül ve düşünce adamı Sadi SOMUNCUOĞLU.

MDM kendini şu şekilde tarif ediyor tanıtım sitesinde:

***

Merkezimiz 2008 yılı Ağustos ayı içerisinde, Türk Milleti’nin kalkınmasına, huzuruna, refahına, birlik ve bütünlüğüne hizmet için kurulmuştur.

            Kısacası Milletimizin mutlu, Devletimizin kudretli olmasını istiyoruz.

Bu çerçevede somut olarak önümüze koyduğumuz hedefleri şöylece özetleyebiliriz.

1. Türkiye’nin iç ve dış temel sorunlarının tespitini yapmak.

 2. Bu sorunları tarif etmek, çözümler aramak.

3. İnsanlar gibi milletlerin ve devletlerin de hedefsiz yaşayamayacağı düşüncesiyle, bugünün idraki ve ihtiyaçlarına göre bir dünya görüşü, bir Milli Ülkü, bir Milli Mefkûre ortaya koymak. Aynen Osmanlı’nın yıkılışı ile Cumhuriyetin kuruluşu sırasında olduğu gibi.

4. Düşünce ve siyaset hayatımızın temel kavramlarıyla ilgili bir Kavramlar Sözlüğü hazırlamak.
            5. Milli düşünce yapısına sahip aydınların dağınıklığını giderici çalışmalar yapmak. 
            6. Tespit edilen kabiliyetli gençleri eğitip, yetiştirmek.

             7. Bu çalışmalar belli bir seviyeye geldiğinde, bunları toplumun istifadesine sunmak.

            Bizim partilerle bir ilgimiz yoktur. Çalışmalarımız partiler üstüdür. Ancak Türkiye’nin bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığına saygılı olan her partiye, biz de saygılıyız. Sivil toplum örgütleri, kişiler ve topluluklar için de bu ölçü geçerlidir.

Merkezimizin çalışmalarında çok sayıda değerli bilim ve düşünce adamı, uzman, eski bakan ve milletvekili yer almaktadır.

Ayrıca Merkezimizde her Çarşamba saat 19.00’de Bilgi Şöleni, her C.tesi saat 14.00’de serbest sohbet toplantıları yapılmakta olup tüm kamuoyuna açıktır.

             ***

Bilgi şölenlerinin tamamına yakınının video görüntüleri web sayfasında mevcut.

Bu da merkezde gerçekleştirilen  “Balkan Savaşları ve Selanik’in kaybı” konulu son konferanstan bazı satır başları…

***

Çabuk unutan milletiz. 1993 Osmanlı Rus harbi ve 1911-12 Balkan Harbi. İşte tarihimizden iki bozgun. Tarihimiz sadece kahramanlıklarla dolu değil. Unutturmak yerine yaşananlardan ders çıkartmamız lazım. Dönemin iki dışişleri bakanı da Padişaha Balkanlarda savaşın çıkamayacağını söylememişlerdir. Böyle olunca Balkan Savaşına hazırlıksız yakalandık. Bu, yaşanılan bozgunun yenilginin en önemli nedenidir.

Trablusgarp ve Bingazi’deki askerimiz savaşın bittiğini İtalyanlardan öğrenmişlerdir. İletişim o kadar bozuktur.

1911 de kiliseler ihtilafi çözülüyor. Hemen ardından 1912 de Balkan Harbi başlıyor. Balkanlar 40 günde kaybediliyor. Düşman Kırklareli’ne gelip dayanıyor. 75 bin askerimiz Yunana, 20 bini Bulgar’a, 8 bini Arnavut’a esir düşmüştür. Toplam kaybımız 632 bindir. 

Askerlikte kaidedir. Taarruz edeceksen en az üç kat olacaksın. O gün güç yoktur orduda..

Avrupalının değişmez kuralıdır. Türklere verilen sözler tutulmaz. Sözler durumu kurtarmak içindir. 

Bir Averof zırhlısı koca Ege adalarımızı almaya yetmiştir. Yunan bu zırhlıyı bugün müze yapmış Türklere yaşattıkları anlatılıyor ziyaretçilerine büyük bir keyifle.

Yunanistan Balkan Harbinde hem nüfusunu, hem toprak yüzölçümünü % 55 oranında arttırmıştır.

Bozgunun sebepleri şöyle sıralanabilir;

·         Ordunun siyasete bulaşması,

·         Savaşa hazırlıksız yakalanmak,

·         Liyakatsiz komutanlar,

·         Donanmanın yetersizliği,

·         Avrupa’nın Balkan ülkelerini desteklemeleri,

·         İngiltere Rusya ve Fransa’nın Balkan sınırlarının değişmeyeceğine dair verdikleri sözü tutmamaları,

·         Balkan devletlerinin birlikte hareket etmeleri,

·         Orduda iletişim,  ulaşım bozukluğu,

·         Osmanlının siyasi yalnızlık içinde olması,

 *Asıl azmaz bal kokmaz” Hasan Tahsin Paşa Yunanlının en sevdiği Osmanlı Paşasıdır. Oğlunun adı Yunanistan’da bir caddeye verilmiştir.(Kenan Mesare. Yunanın önemli ressamıdır. Balkan Harbi tabloları çizmiştir) Selanik’i 10 maddelik protokolle o teslim etmiştir. Rum okulunda okumuş, Arnavut asıllıdır.  Askeri mahkeme onu ölüme mahkûm etmiş, yurda denmemiş İsviçre’de ölmüştür.  Fevzi Çakmak onu “haysiyetsiz” olarak niteler.

Bulgarlar da Selanik’i aynı protokolle istemişler Hasan Tahsin paşa buna yanaşmamıştır. Hem Yunana verdiği sözden dolayı, hem de Bulgar zulmünden çekindiği için. Bulgarlar Balkan Harbinde çok zalim davranmışlardır. Türkler en çok zulmü onlardan görmüşlerdir.

  Asker tahta manevra mermisi ile cepheye sürülmüştür. Rumeli rediflerinin (yedek) akılları ailelerinde kalmış kendini savaşa verememişlerdir.

Ordu harp etmeyi Balkan Harbinden sonra öğrenmiştir. Aynı ordu iki yıl sonra 1914 de dünyanın en güçlü ordularına karşı destan yazmıştır. Bunda yönetim farkının rolü büyüktür.

            Selanik Osmanlının kültür merkezidir. Hem liman hem demiryolu istasyonudur.  Önem itibariyle İstanbul’dan sonra gelir. Yahudi, Müslüman Hıristiyan, bir arada yaşamaktadır (39 bin Yahudi, 24 bin Müslüman, 11 bin Rum, 3 bin Bulgar)  Bir yıl sonra Selanik nüfusunun yüzde 55 i Rum olmuştur) Şehrin sembolü olan Beyaz Kuleden bir dönem suçlular kazıkların üzerine atılıyorlardı. Sonra beyaza boyadılar. Beyaz sayfa açtık dediler. Adı oldu Beyaz Kule.   

        O tarihte ordunun merkezi Manastırdır.

Atatürk Çanakkale’de “Aramızda Balkan Harbi hezimetini tatmaktansa ölmeyi tercih etmeyecek kimse yoktur”  demiştir. Her Paşa Hasan Tahsin gibi değil. Erzurumlu Şükrü Paşa gibi “Düşman cesedimi çiğner geçerse kendimi şehit kabul etmiyorum. Bırakın bedenimi kurtlar kuşlar yesin” diyebilen komutanlar da vardır.

***

Yapılan bir araştırmaya göre üniversitelilerimizin yüzde 85 i “fırsatını bulunsan yurt dışına çıkar mümkünse de oraya yerleşirim dönmem” demiştir. Bu vahim bir durumdur. Geleceğimiz adına düşündürücüdür.

***

Tarihini bilmeyenin coğrafyasını başkaları çizer.

Yeni nesil Rumeli’de mahalle boşalttığımızı sanır. Edirne Osmanlı Türk devletinin İstanbul’dan önceki başkentidir. Başkent, idarenin merkezi demektir. O dönem Balkanlarda çoğunluk durumundayız.

 Balkan bozgunun da diğerlerinin de edebiyatını yapamadık. Okumayan ve çabuk unutan bir milletiz. İşte en büyük zaaflarımızdan biri…

Bilgi şöleni aynı tat ve lezzette devam ediyor her Çarşamba saat 19.00 da ve Cumartesileri saat 14.00 serbest sohbet şeklinde.

MDM’nin kapıları herkese açık.

Tüzüğe göre İllerde, ilçelerde şube açma yetkisine de haiz. Unutmamak lazım:

 “Bir çiçekle yaz gelmez”  demiş atalar.

 Çiçek bahçesine dönmeli ülke.

 O şekilde yazı görebiliriz ancak.

 

Osman ERENALP

Ankara -10 Aralık 2012

Bu haber 2816 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    Ramazan bayramına doğru09 Nisan 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir