OKULDA SİGARA YASAĞI ya da TİRYAKİ ÖĞRETMİNİN DRAMI
Okullar açıldı…
Kanunda “….ilk ve ortaöğrenim kurumlarının kültür ve sosyal hizmet binalarının kapalı ve açık alanlarında… Tüketilemez” deniliyor.
Sigara tiryakisi öğretmen de duvarın öte yüzüne geçiyor. Bahçe dolusu öğrencisiyle yüz yüze, sigarasını orada tüttürüyor.
İçmeyen etkilenmesin, öğrenci özenmesin diye çıkaran yasadan gel de fayda um şimdi.
Daha öncesinde odalar ayrılmıştı. Oda ayrılmayan okula rastlamadığımız gibi içilen bölümün kalabalığının daha fazla olduğunu gördük.
Bu da bir sosyal gerçeğimiz.
O zaman görünmez yerde tüketiliyordu bu illet. Şimdi görünür hale getirdik “yasağa, yasaya” uyuyoruz diyerek.
Her okul türünde, her teneffüs saatinde baylı bayanlı, öğretmeni, memuru, hizmetlisi bahçe kapısında durum bu. Okula gelen müfettişi de aralarına katılıyor icabında. Mahalleye teşhir alenen.
Onur kırıcı amaca hizmet etmeyen bir uygulama.
“Alınan abdest ürkütülen kurbağayı değmeli” Öğrenci gördüğüne itibar ediyor.
“Kötü olsa bu kadar öğretmen rağbet gösterir mi hiç?” diye düşünüyor muhtemelen. Bir öğretmen intizar ediyor;
“Evvelden hiç bir öğrencim sigara içtiğimi bilmezdi şimdi bütün mahalle biliyor"
Hiç mi yararı olmadı uygulamanın?
Oldu.
İlk aklımıza gelenler;
Veli öğretmenle kapıda görüşüp dönebiliyor. İçeri girmesine gerek kalmıyor artık.
Uyuşturucu, haraç çeteleri rahatça dolaşamıyorlar artık. Öğretmenler tuttular bahçe kapılarını. Okul önleri daha emniyetli şimdi eskiye göre.
Fahri bahçe kapısı nöbetçi öğretmenleri oldu yasa sayesinde. Her teneffüs bir sigara içimi nöbet tutuluyor “yasak” savma kabilinden..
Mizah tarafını bir tarafa bırakırsak manzaranın birçoğumuzun dikkatini çektiği ve rahatsız ettiği ortada.
Çözümü yok mu?
Olabilir.
“Meşruiyet içinde çare tükenmez”
Çatı katta bir yer – balkon, teras- düşünülebilir mesela.
Orada desin öğretmen gönlünce;
“Bir ateş ver cigaramı yakayım” diye. Zararı varsa da kendine.
Yeni binalarda böyle bir bölüm düşünülebilir. Eskiler buna uygun hale getirilebilir.
İçmeyen dumandan etkilenmez, öğrenciye de özenti olmaz.
Aklında başka çözümü olan varsa onu da desin.
Bahçede kulübe mi?
Meslekten ihraç mı?
Her ne ise.
Kendim için bir şey istediğim yok. Ben o illetten kurtulalı yirmi yıl oldu.
Dememiz o ki;
Okul önlerindeki bu “sisi”, “dumanı” dağıtalım bir an evvel. Öğrenci duman altı olmadan okuluna girsin.
Neresinden bakarsan “mağluptur bu yolda galip”
Yirmi dokuz harf hatırına.
Düşürmeyelim öğretmenlerimizi bu hallere. Yeterince kayıpları var zaten.
Ekonomik yönden,
Pedagojik yönden,
Psikolojik yönden,
Daha pek çok yönden…
Bir de bu şekilde itibar kaybettirmeyelim onlara.
“Bin dert” yüklü yeni öğretim yılının milletimize hayırlı uğurlu olması dileği ile.
Osman ERENALP
Ankara/Ekim-2013
Bu haber 2180 defa okunmuştur.