“GEL BİR SILA EYLE, KURTUL GÜNAHTAN”
Vahdettin’le aynı köydeniz.
Yaşça küçüktür bizden
Ankara’da yaşıyor o da.
Görüşür haber alışverişi yaparız arada
Abimin geldiğini duymuş. “Görmek isteğini belirtiyor. Bir araya geliyoruz. Sarılma kucaklaşma sonrası abim bir maniyle mana katıyor buluşmaya;
Armut dalda dal yerde
Bülbül ötmez her yerde
“Felek bizi ayırdı
Her birimiz bir yerde”
Bilmiyordum bu yönünü doğrusu.
Gurbet böyle bir şey demek ki.
Ankara’da başka köylümüz yok.
İkimiz varız sadece Vahdettin’le.
Adana’da İstanbul’da, Bursa’dalar bizimkiler daha çok.
Bursa öne çıktı son dönem özellikle.
Ekmek orada demek ki.
Eskiden kış ayları çile olduğu kadar neşe kaynağıydı aynı zamanda.
Dolup taşardı köyler.
Yazın dışarıda kazanır kışın köyde yerdi.
Her evin bacası tüterdi.
Ahırında birkaç hayvanı olurdu illa ki.
Sığır sıpa koyun, kuzu…
Azdan az çoktan çok.
Tavuk beslerdi bir şeyi yoksa bile.
Horoz seslerine uyanırdık sabahları.
Yaprak yığını dururdu evlerin önünde.
Bağ bağ alınır atılırdı hayvanların önüne.
Günlük ev ödeviydi hayvanlara yem işi.
Herkesin vardı o ödevden.
Sabahın erken vakti tahra sesleri gelirdi ahırlardan, samanlıklardan.
Mısır sapı, ot burması doğranırdı kütük üzerinde.”Alaf” derdik biz ona.
Damların karı kürenir loğ çekilirdi üzerine
Süyükler köpüçlenir (tokaç) su alması önlenirdi duvarların.
Kim hasta, kim askerde kimin derdi var bilinirdi.Akşamları bir araya gelinir sohbetler edilirdi. Cenkler okunurdu kimi evlerde.
Köyden kimin geçmişinde ne var bilinirdi.
Bazıları istek üzere tekrarlattırılırdı.
Askerlik av, gurbet anıları olurdu genelde.
Soba başında neşeye dönerdi kış çilesi.
Otuz elli yıl öncesinin köyleriydi bütün bunlar. Gerilerde kaldılar artık onlar.
Kışın adam kalmadı köylerde.
Bizim köy de nasiplendi ondan.
Abimin Ankara’ya gelişi de o sebepten.
Köyün yaşlıları şehirlerdeki yakınlarının yanında geçiriyorlar kışı.
Baharı görüp de dönüyorlar köye.
“Felek bizi ayırdı/ Her birimiz bir yerde”
Mani denilince Eğin manileri gelir aklıma.
Hasreti, ayrılığı onlar kadar anlatanı yoktur sanırım. Dileyelim ayrılıkların olmasın.
Birkaçıyla noktalayalım onların.
Kurban olam gözlerinin içine,
Ayrı düştük o gidiyi gücüme.
Elâ gözlerini sevdiğim ağam,
Sığmadın mı bir Eğin`in içine?
Bir mektup yazdırdım karakuşlara
Ağam beni kattın başıboşlara
Nasip ola dolanada gelesin
Bende garışayım gönlü hoşlara
Gurbetin yolları demir çakmaktan
Hun oldu yüreğim yola bakmaktan
Kara gözlerini sevdiğim ağam
Gel bir sıla eyle kurtul günahtan
İlkbaharda çiçek açar dağımız
Yaz gelince meyve verir bağımız
Yine gurbet ile düştü yolumuz
Ya suyumuz çekti ya toprağımız
Osman ERENALP
Ankara 15 Ocak 2023
Bu haber 234 defa okunmuştur.