anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 73  
»Bugün 834  
»Toplam 14035899  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 3.147.42.168
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

GEL BİR SILA EYLE

Osman ERENALP

18 Ocak 2023, 23:53

Osman ERENALP

“GEL BİR SILA EYLE,  KURTUL GÜNAHTAN” 

 

Vahdettin’le aynı köydeniz. 

Yaşça küçüktür bizden

Ankara’da yaşıyor o da.

 Görüşür haber alışverişi yaparız arada 

 

Abimin geldiğini duymuş. “Görmek isteğini belirtiyor. Bir araya geliyoruz.  Sarılma kucaklaşma sonrası abim  bir maniyle mana katıyor buluşmaya; 

 

Armut dalda dal yerde 

Bülbül ötmez her yerde

“Felek bizi ayırdı

 Her birimiz bir yerde”

 

Bilmiyordum bu yönünü doğrusu.

Gurbet böyle bir şey demek ki.

Ankara’da başka  köylümüz yok.

 İkimiz varız sadece Vahdettin’le.

Adana’da İstanbul’da,  Bursa’dalar bizimkiler daha çok.  

Bursa öne çıktı son dönem özellikle. 

Ekmek orada demek ki. 

 Eskiden  kış ayları  çile olduğu kadar neşe kaynağıydı aynı zamanda. 

Dolup taşardı köyler. 

Yazın dışarıda kazanır kışın köyde yerdi.

Her evin bacası tüterdi. 

Ahırında birkaç hayvanı olurdu illa ki. 

Sığır sıpa koyun, kuzu…

Azdan az çoktan çok.

Tavuk beslerdi bir şeyi yoksa bile.

Horoz seslerine uyanırdık sabahları. 

Yaprak yığını dururdu evlerin önünde. 

Bağ bağ alınır atılırdı hayvanların önüne.

Günlük ev ödeviydi hayvanlara yem işi. 

Herkesin vardı o ödevden. 

Sabahın erken vakti  tahra sesleri gelirdi ahırlardan, samanlıklardan. 

Mısır sapı, ot burması  doğranırdı kütük üzerinde.”Alaf” derdik biz ona.

Damların karı kürenir loğ çekilirdi üzerine

Süyükler  köpüçlenir (tokaç)  su alması önlenirdi  duvarların.

Kim hasta, kim askerde kimin derdi var bilinirdi.Akşamları bir araya gelinir sohbetler edilirdi. Cenkler okunurdu kimi evlerde.

 Köyden kimin geçmişinde ne var bilinirdi. 

Bazıları istek üzere tekrarlattırılırdı.

 Askerlik av, gurbet anıları olurdu genelde.

Soba başında neşeye dönerdi kış çilesi.

 

Otuz elli yıl öncesinin  köyleriydi bütün bunlar. Gerilerde kaldılar artık onlar.  

Kışın adam kalmadı köylerde. 

Bizim köy de nasiplendi ondan. 

Abimin Ankara’ya gelişi de o sebepten.

Köyün yaşlıları şehirlerdeki yakınlarının yanında  geçiriyorlar kışı. 

Baharı görüp de dönüyorlar köye.

 

“Felek bizi ayırdı/ Her birimiz bir yerde”

 

Mani denilince Eğin manileri gelir aklıma.

Hasreti, ayrılığı onlar kadar anlatanı yoktur sanırım.  Dileyelim ayrılıkların olmasın.

Birkaçıyla noktalayalım onların.

 

Kurban olam gözlerinin içine,

 Ayrı düştük o gidiyi gücüme.

Elâ gözlerini sevdiğim ağam,

Sığmadın mı bir Eğin`in içine?

 

Bir mektup yazdırdım karakuşlara

Ağam beni kattın başıboşlara

Nasip ola dolanada gelesin

Bende garışayım gönlü hoşlara 

 

Gurbetin yolları demir çakmaktan

Hun oldu yüreğim yola bakmaktan

Kara gözlerini sevdiğim ağam

Gel bir sıla eyle kurtul günahtan

 

İlkbaharda çiçek açar dağımız

Yaz gelince meyve verir bağımız

Yine gurbet ile düştü yolumuz

Ya suyumuz çekti ya toprağımız

 

 Osman ERENALP

Ankara 15 Ocak 2023

Bu haber 162 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    Ramazan bayramına doğru09 Nisan 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir