anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 105  
»Bugün 319  
»Toplam 14379108  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 18.223.108.134
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ

Osman ERENALP

09 Haziran 2014, 10:57

Osman ERENALP

             GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ

 


        Kırk üç yıl önce girmiştik o kapıdan. Otuz dokuz yıl önce çıktık.   O günden beri görüşemiyorduk. Af sonrası dördüncü okulunu bitirmeye karar vermiş. Tarih ve Felsefe bölümlerini bitirmişti daha evvel.  Şimdi sıra hukukta. Sözleştiğimiz gibi Beşevler Uygulama otelinin önünde buluşuyoruz. Kırk yılın hasreti var geride. Yıllar çok şey alıp götürmüş meğer. Albümlerde kalmış eski görüntüler.  Bahçede boş bir masaya oturuyoruz. Dört yıl aynı sınıf,  aynı yatakhane.  Aynı dersler, aynı hocalar, aynı arkadaşlar. Nereden başlasak?  Birini ansan diğerinin hatırı kalır. Sınıfa giriyoruz 7 Ed- D. Kendi şubemize.  Renkli simalar, mülayimler,  uzatmalılar, kitap kurtları, anarşist tabiatlılar, bülbül sesliler, sanatını konuşturanlar, artist namzetleri v.s.

 

Reşidi nasıl dolaba hapsedip, koridora yatırmıştık. Hayrettin’i “deprem oluyor”  diyerek ranzadan fırlatmıştık.   Tuvalete elde flütle girilen o ilk günler. Mandolin, gitar, bağlama ile tanışmalarımız. İlave sazlar eşliğinde   “Uykuda mısın sevgili yârim” türküsüyle sabah kahvaltısına, etüdüne buyur edilişimiz. Yılda birkaç kez tutulan haftalık nöbetler. Biz uzadıkça kısalan okul elbiselerimiz. Büyüttüğümüz fidanlar. Atölye derslerinde el emeği ağaç işleri, kalem kutuları. Ev ekonomisi dersinde elimizle yapıp boynumuza taktığımız kravatlar. Çekişmeli geçen okul başkanlıkları. Okul koroları.  19 Mayıs gösterileri. Temsiller, sınıf geceleri.  İlla da “16 Martlar” Kuruluş yıldönümleri. Okullararası karşılaşmalar. Basketbol, voleybol, futbol maçları. Köy stajlarında geçirdiğimiz günler. Muzırlıklar, muzipliklerimiz. O yüzünden işittiğimiz azarlar,  yediğimiz tokatlar.  Edebiyat, müzik defterlerimiz. Şarkılar,  türküler,  marşlar,  şiirler… Okul hoparlöründen çalan, kimine göre “siyasi” bulunan  “Öğretmen öğretir”, “Özgürlük ve barış tüm insanların, özlemi olacak yarınlarda” , “Gel kardeşim elini ver bana” şarkıları. Güneydoğudan gelenler.  Kavgalar, sürgünler, kamplaşmalar, kutuplaşmalar,  guruplaşmalar. Adı öne çıkanlar, bugünkü akıbetleri. Gündüzlüler, sınıfın kızları… Yarım kalan aşklar, mutlu sonla noktalananlar… Diğer adları zihinlerimize kazınanlar;

 

Öğretmenlerimiz;Mr. Aycı, Orso, Konfiçyus. Tarım Ahmet. Tarihçimiz Çetin Bey. Matematikçiler. Rehber öğretmenlerimiz.  En çok edebiyat öğretmeni Seyit Beyi konuşuyoruz. Sonra beden eğitimi öğretmeni Necati Bey’i. İkisi de rahmetli olmuşlar.

 

 

Müdürlerimiz; Osman KARAGÜLLE. Şair Özbek İNCEBAYRAKTAR. Onunla özdeş  “Türkiye’m” şiiri. Hurşit TUNA. Cemil Cahit BOZKURT. Diplomamızda imzası olan Cevat DURSUNOĞLU.

 

Emektarlarımız; Kütüphane memuru zekâ küpü Osman BİLİCİ. Yemekhane şefi Eyüp ÜNLÜ. Bulaşıkçı Ali, Adını bilmediğimiz Aşçı Dede. Eğitim şefi Yusuf SÜLÜKÇÜ.  Memur Yaşasın KARABOĞA

 

Ve şehrimiz; Adı Neşet ERTAŞ’la anılan şehir. Muharrem Ustalı, Çekiç Ali’li, Şemsi YASTIMAN’lı “usta”lar diyarı. “Nasıl methetmeli şu Kırşehir’i?” Neşet ustamız hissiyatımıza tercüman olsun iyisi mi?


Kimi engin, kimi yüksek, evlerin ilen

Kimi fakir, kimi zengin, beylerin ilen

Kazaların, nahiyelerin, köylerin ilen

Goynümün içinde yerin Kırşehir


Feleğin yazdığı kara yazıylan

Çok yürüdüm bağrımdaki sızıylan

Kara kaşarıylan, kara gözüylen

Aşık etti beni birin Kırşehir

Yaktı bu bağrımı birin Kırşehir.

….

 

         “Kır” dendiğine “kır”ılmamışsa gönül zenginliğinden. BÖLÜKBAŞI merhuma kızdıklarından belki de. Şehir kimliği de elinden alınıp ilçe yapılmıştı ya bir dönem. Değilse Kalesi, Terme Kaplıcası, Kılıçözü Deresi, dereboyu kavaklıklarıyla “yemyeşil” şehir…

 

Cacabey’i, Ahi Evran-ı Veliyi, türbesi okulumuza sembol olmuş Âşık Paşayı yetiştiren o gönül bahçesine kim “kır” diyebilir ki?   

 

Akşamları sepet içinde okul kapısına gelen beşi yirmi beşe, elma tadında elmalar. o elmalıklar arasında  “6 Mayıs”  Hıdrellez şenlikleri. Hangi birini ansak? Bir ondan, bir bundan. Tadımlık. İlk hangisi dile geldi ise.   “Kaçan balık büyük olur” En güzelleri ise henüz anlatamadıklarımız.

 

İlk görev yerimizi bir kartpostalın arkasına yazıp postalayan el karşımda duruyor şimdi. Çıkartıp uzatıyorum. Kendi okuyor kırk yıl önceki el yazısını. Bizim ilk yazgımızı.

 

“Osman sen ve İbrahim Adıyaman...

 

 Ben ve Uyan, Gümüşhane.  Mehmet Abi Bitlis, Kamber Urfa…” yazı devam ediyor.   

 

Bazı isimlere sıra geldiğinde durgunlaşıyoruz. Eksilmeler olmuş görüyoruz ki. Hukukumuz var hepsiyle de. Nur içinde yatsınlar.   Son cümle şöyle;

 

“Mazinin o güzel günlerini hatırlamak çok haşiiin!”  

  

Buna eklenecek söz yok ikimiz açısından da.

 

Öğretmen okulları… Öğretmenliğin mektepleri…

 

Öğretmen yetiştirmede Türk Eğitim tarihinin yüz akları.  Cumhuriyet dönemi eğitiminin parlak sayfaları. Sonradan bitirdiğimiz fakültelerin önemi yok.   Mümkün olsa yeniden okurduk sizi. Dört yıl oku, kırk yıl anlat.   Öylesine okullardı. Her ilde vardı onlardan. Kalite birdi hepsinde de. Karşılıkları yok bugün. Kurutuldular o pınarlar.  Onlar kurutuldu öğretmen yetişmiyor artık.  “Yetişiyor” diyene inanma. Onlara sor sen öğretmenin nasıl yetiştiğini. Onlardan öğren.  “Hak yok vazife var” diyerek yola koyuldular. “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür”  eğitim neferiydiler birer. Marşları vardı bir de ilham veren;  

 

Candan açtık cehle karşı bir savaş

Ey bu yolda and içen genç arkadaş

Öğren öğret hakkı hakka gürle coş

Durma durma koş.

 

Son temsilcileri var artık okullarımızda. Bugün de heyecanları o ilk günkü gibi. Onlar da gidecek o sayfa kapanacak. Albümler, hatıralar kalacaklar geride. Albümler,  hatıralar bir de o altın nesil.

….

  

Kırşehir Öğretmen Okulu,  1975 mezunlarının şahsında tüm Öğretmen okullular..!

 

Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer

 

 

7-Ed-D şubesinden 301 Yılmaz DALKILIÇ ve aynı şubeden 558 Osman ERENALP (Sırtıkara). Sizi andık 2004 yılının bu Mayıs ayında, Başkent Ankara’da, kırk yıl aradan sonra. Ömrünüz uzun olsun.

 

Sağ olun.  Sağlıcakla kalın.

 

 

 

Osman ERENALP

Ankara Mayıs 2014

Bu haber 2946 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    CAMİYE DE ÖĞRETMEN20 Aral?k 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir