Bir milletiz iki devlet
Aynı arzu aynı niyet.
Her ikisi Cumhuriyet
Azerbaycan Türkiye.
Bahtiyar VAHAPZADE
***
2006 yılının Mayıs ayıydı. Burdur Bahçelievler İlköğretim okulumuz, Hetayi Rayonu 245 numaralı mektebinin konuğu olarak Bakü’deydik. Bir haftalık bir geziydi. Kuzey sınırında “Guba–Gusar” arasında bir mevkide bir mesire yerine götürülmüştük. Manzara büyüleyiciydi. Güneşi örten birkaç km ağaç koridorundan geçerek varmıştık bu cennet köşeye. Adı ilginç ‘Geşireş’… Ne anlama geliyor sormadık. Yolu düşen mutlaka görmeli.
Güzel gün geçirmiştik. Yenilip, içilmiş eğlenmiştik. Bizimkilerin Teke yöresi oyunları ilgi görmüştü en çok. Karşılıklı kişisel maharetler sergilenmiş, ayrılmak vakti gelmişti. Öğrencilerden milli marşlarımızı okumalarını istemiştim en son. Coşkuyla kendi marşlarını okumuşlardı iki taraf. Diğerleri dinlemişlerdi sadece. İştirak edememişlerdi onlara. Bunu görmüş üzülmüştüm. Ne var bunda üzülecek diyeceksiniz?
Azerbaycan’da yeni kuşak Türkiye’deki müzik piyasasını yakından takip eder. Bakü sokaklarında çoğu yerde Türkiye Türkçesi konuşulur. Evlerde Türk TV’leri izlenir. Türkiye’deki CD ler kasetler satılır dükkânlarda. Türkçe parçalar çalınır. Son dönemin öne çıkan parçaları ezbere bilinir neredeyse. Bizde dersen yıllardır TRT repertuarında Azeri türküler çalınıp okunur. Her insanımızın dağarcığında bunlardan vardır az çok. Bu ortak dağarcığa milli marşlarımız neden dahil edilmesin ki? Ona sıra geldiğinde “lal-ı ebkem” kesilelim?
Azerbaycan bize candır. Canımızdan parçadır. Türkmenistan, Özbekistan ve diğerleri de öyledir. Dini bir, dili bir, tarihi bir kaç devlet varsa öyledir. Dememiz o ki;
“Dil ehlinin birbirin bilmemesi insaf değil”
“Geşireşte” tek koro olabilselerdi keşke bir milletin yavruları. Tek ağızdan okuyabilselerdi iki marşı da. Tam ispatı olmaz mıydı“bir millet iki devlet” olduğumuzun?
Marş iki, duygu bir…
Birdir bizim her halımız
Sevincimiz melalimiz
Bayraklarda hilalimiz
Azerbaycan Türkiye…
Diyeceksinizi TBBM’ye vekil seçilenlerimiz ilk günden İstiklal Marşımıza iştirak etmiyorlar ki, siz neden bahsediyorsunuz?
Onu bilerek bilmeyen için biz kardeş ülke milli marşı ve onun hakkında birkaç bilgi verelim yine de.
Güfte; Ahmet Cevat (Bilinen Çırpınırdın Karadeniz şarkısının söz yazarı. Ruslar onu infaz ettiler…)
Beste: Üzeyir Hacıbeyov.
Kabul Tarihi: 1918, 1991.
Resmi adı; Azerbaycan Respublikası Dövlət Himni.
1918’daki kısa bağımsızlık döneminde yaratılan marş, ülkenin 28 Nisan 1920’de Sovyet yönetimine girmesi üzerine kullandırılmamıştır.
27 Mayıs 1992’de Azerbaycan’ın bağımsızlığını tekrar ilan etmesi üzerine yeniden ülkenin ulusal marşı olmuştur.
Azərbaycan! Azərbaycan!
Ey qəhrəman övladın şanlı vətəni!
Səndən ötrü can verməyə cümlə hazırız!
Səndən ötrü qan tökməyə cümlə qadiriz!
Üç rəngli bayrağınla məsud yaşa!
Üç rəngli bayrağınla məsud yaşa!
Minlərlə can qurban oldu,
Sinən hərbə meydan oldu!
Hüququndan keçən əsgər!
Hərə bir qəhrəman oldu!
Sən olasan gülüstan,
Sənə hər an can qurban!
Sənə min bir məhəbbət
Sinəmdə tutmuş məkan!
Namusunu hifz etməyə,
Bayrağını yüksəltməyə,
Namusunu hifz etməyə,
Cümlə gənclər müştaqdır!
Şanlı Vətən! Şanlı Vətən!
Azerbaycan! Azerbaycan!
Azerbaycan! Azerbaycan!
Kabri Ankara’da Cebeci Asri Mezarlığında bulunan Mehmet Emin Resulzade’nin sözünü bir daha hatırlatalım.
“Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez”.
Üç renkli bayrağıyla;
Mavi Türklük,
Yeşil İslamiyet,
Kırmızı Muasırlık.
Milli marşıyla,
Karabağ’la birlikte öz vatanında,
Mutlu, mesut yaşasın hep,
Kardeş Azerbaycan…
Şanlı Vətən! Şanlı Vətən!
Azərbaycan! Azərbaycan!
Osman ERENALP
Ankara Haziran 2015