| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
100. YILDÖNÜMÜNDE SARIKAMIŞ04 Ocak 2015, 23:47 100. YILDÖNÜMÜNDE SARIKAMIŞ Donmak var dönmek yok, notlar (*) Hasan İzzet Paşa Enver Paşaya “planına sözüm yok. Mevsim uygun değil” diyor dinletemiyor. “Alaydan komutanım olmazsan seni idam ederdim” diyor. Günde 30 40 km yol gidileceği varsayılıyor. 3, 4 km ancak gidilebiliyor. Erzurum’da ısı- 25 derece. Allahuekber zirvesine doğru yükseldikçe her 100 m de ısı bir derece düşüyor. Çevirme harekâtı düşünülüyor. Ruslar ondan korkuyorlar. Ama düşünülen olmuyor. Ruslar müttefiklerine ısrarla İstanbul’a çıkartma yapmalarını söylüyor. Kafkaslardan çekilelim diye. O olmayınca biz boğazları kapattık. Rusların Baltık Denizinde yılda bir ay açık limana mahkûm oldular. Malları ellerinde kaldı. Bu durum Bolşevik İhtilâlini hızlandırdı. Bu yönüyle Sarıkamış bize İstanbul’u kandırmıştır. Çanakkale’nin önsözüdür. Başak tesirleri de olmuştur. Turancılık fikrinden vazgeçilip Türkiye milliyetçiliğine geçişi sağlamıştır. Enver Paşa Rusya’dayken Bakü’ye gidiyor. Kuzey Afrika Müslümanlarına konuşmak yapmak istiyor. Orada bulunan Türkler tepki gösteriyor. Müsaade edilmiyor. Ermeniler Türk esirlere büyük hainlikler ediyor. Bakü’de Ermeni doktorlar bilerek yanlış ilaçlar veriyorlar. Güven sarsılıyor. Bu tutumları da tehciri haklı ve gerekli kılmıştır. Sarıkamış harekâtında 156 sağlık görevlisi şehit olmuştur. Tifüs aşısı bulmak isterken kendileri tifüse yakalanıyorlar. Ama buldukları aşıyla binlerce asker kurtuluyor. Sarıkamış hakkında pek az konuşuluyor. Savaş travması yaşanıyor. Aileler sorduklarında “mahrem bir göreve gittiler” deniyor. 1914 den 1919 arasında neredeyse hiç konuşulmuyor. Ta ki 1919 da esirlikten dönenlerin anlatmasıyla durum açığa çıkıyor. Anılar az. Dedeler “Rus esaretine gittik geldik.” diyorlar. Enver Paşa da yakın arkadaşının sorusuna karşılık “savaştık geldik” diyor. Acılar büyük kimse deşmek istemiyor. Genelkurmayın elinde sadece 17 bin şehidin ismi var. Çoğu dedesinin akıbetini bilmiyor. Bir imam hatıralarında şehitlerimizin 1500’ünü bir çukura gömdük. Hepsinin cenaze namazını kıldık diyor. Şehitler için şart yok ama kıldırıyor. Dizanteri korkusu yaşanıyor. Rus komutan “masrafı bizden ölenlerinizi toplayın ” diyor. Bizim için onur kırıcı bir teklif. İmparatorluğun son döneminde konuşulan üç isim var. Abdulhamit, Enver Paşa, Mustafa Kemal. Enver Paşa 1881 Balkan doğumludur. Kafkas coğrafyasını bilmez. 25 günde generallikten başkomutan vekilliğine yükseltiliyor. Ölümden korkusu yok. Ordusunun önünde bulunuyor. Hangi komutan ölür? Savaş kazanan. Ele geçirilmenin eşiğinden dönüyor. Esir alınsa, ölse iş orada bitecek. Topçu komutanına o emir veriyor. İki milyon sekiz yüz elli bin askerin komutanının yeri “dersaadet” olmalı, işi olmamalı bunlar. Sarayın Damadı, Naciye Hanımla evlidir. Özel hayatında evine, ibadetine düşkün. Öldüğünde üzerinden çıkan “Kanlı Kuran” Moskova’da müzededir. Tacikistan’da Ruslara karşı savaşırken öldüğünde 41 yaşındadır. Türbesi oradadır. Devrimci kişiliğe sahip. Bedelli askerliği kaldırıyor. Ermeni askere alınınca da bu kez karşı tarafa geçiyor. Taktığı şapka “Enveriye” diye bilinir. O şartlarda yeni alfabe gayreti var. Fransız’a İngiliz’e karşı savaştık. Ruslar onların düşmanı. Düşmanımın düşmanı benim dostumdur diyerek Ruslarla yakınlaşıyor. Ruslar Enver Paşayı Mustafa Kemal başarısız olursa devreye koymak isterler. Bunun için 25 bin askeri donatacak maddi destek veriyorlar. Altın musluklu saraylarda konakladıkları rivayet edilir. Talat Paşa Anadolu’yu Sarı Paşaya (Mustafa Kemal’e) bırak diye ona mektup yazıyor. Almanlar İstanbul’a karargâh kurunca Osmanlı onun alt karargâhı durumuna düşüyor. Rusların o yıl 100 bin askeri ölüyor. Kafkaslarda 31 bin kayıpları var. Ruslar Sarıkamış Erzurum arasına tren hattı döşüyorlar. Sarıkamış ormanları yok ediliyor. 3,4 günde Sarıkamış’a ulaşılacağı düşünülüyor. Oradan demiryoluyla Tiflis sekiz saat. Eratın erzakı ona göre. Hesap tutmayınca asker aç kalıyor. Cepteki kuru peksimetle beş gün idareye çalışıyor. Yardım gemileri 6 Kasımda İstanbul’dan korumasız şekilde yola çıkıyor. İçinde erzak mühimmat ve giysi var. Karadeniz’de Rus donanmasının ortasında kalıyor batırılıyorlar. Gemi Trabzon’a ulaşsa savaşı yine kaybedebilirdik. Ama kaybımız bu kadar olmazdı. Planlama hatası, egolar, lojistik şartlar, iklim şartları sonucu hazırlıyor. İki tümen birbiriyle vuruşuyor. Bilanço iki bin ölü. Enver Paşa şehitler için “Nasılsaa öleceklerdi. Savaşarak öldüler” diyor. Çoğunun kalbi akciğeri su topluyor. Donma ve yaşlanma hastalığıyla ölüyor.
Bingür Sönmez. Gitti resimledi. Ceddine rahmet. Onun sayesinde Sarıkamış’ta savaşın yaşandığı bölge bugün milli park ilan edilmiş durumda. Sekiz şehitlik ve ihtiyaçları görecek yapılaşma mevcut. Nargin… Ölüm adası... Türk esir kampı. Esirler Bakü’ye 21 mil uzaklıktaki bu adaya götürülüyor. Oradan Rusya’ya geçiriliyorlar. Çocuklarıyla esir düşenler var.
1914-1915 yıllarında, Sarıkamış Harekâtı’nda Anadolu köylerinden esir alınan sivil ve askerlerin tamamına yakını açlıktan ve yılan sokmasından bu adada şehit oluyorlar. Su yok. Hastalık kırıp geçiriyor. Bakü’den aileler Rusların müsaade ettiği ölçüde evlerine alıyorlar. Çok yardımları oluyor. Bir kısmını tekneyle kaçırıyorlar. Tekneleri ters çeviriyorlar. Battı süsü veriyorlar. Neriman Nerimanov (Azerbaycan Türkü gazeteci) Mustafa Kemale 5000 altın gönderiyor. Geri almıyor. Kardeşin kardeşe borcu olmaz diyor. Sarıkamış üzerine altı ayrı dilde ağıtlar yakılmıştır. “Sarıkamış Altınbulak. Soğanlı'yı biz ne bilek” (1) beş çocuğundan dördünü harpte yitirmiş, topal oğlunun umuduna kalmış Pınarbaşılı teyzenin ağıtıdır. Tarih siyasilerin nutuklarını güçlendiren garnitür (bezenti) olmamalıdır. Sarıkamış Altınbulak Ağıdı, Pınarbaşı'nın Sindel Köyü'nden Kara Zala (Zeliha) Hatun yakmıştır. Halil Atılgan derlemiştir. Altınbulak, Sarıkamış'ta bir köy; Soğanlı, Sarıkamış Harekâtı’nda askerlerin dondukları dağ; gökçek, güzel; zıbın, iç yeleği; Eşe, Ayşe anlamlarındadır. Bu da bizim oradan bir ağıt. (Çüngüş/Diyarbakır) Borazanlar çalınıyi, Binbaşılar darıliyi, Darılmayın binbaşılar Can ciğerden ayrılıyi… Dedem de o şehitler arasında bulunmakta. Nüfus kaydına baktım 30 yaşında. Babam hakkında bize bir şey anlatmadı. Hatırlamıyordu belli ki. Ondan geriye bana verdiği bir ad… Bir de halamın kap yıkarken gözüne kan göründüğü ve “eyvah kardeşim …” dediği rivayeti. Bir de sağ dönenlerden birinin anlattığı yaralı vaziyette ona rastladığı, hepsi bu. Köyün yaşlısı Uzun Osman’dan bunu dinlemiştim. 100. yılında Sarıkamış şehitlerini bir daha rahmetle anıyorum… _________________________________________ (*)Bingür Sönmez ve Cihat Göktepe. (1) 26 Aralık 2014 TV programından
Osman ERENALP Ankara Ocak 2014
Bu haber 2188 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |