BAŞKENTTE TRAFİK, KEÇİÖREN METROSU V.S
Hatırlayalım. Ülkemiz adına son sevindirici haberi ne zaman almıştık?
Kaç gün, kaç ay, kaç yıl evvel?
Şöyle göğsümüzü kabartan, gönlümüzü sevince, sürura gark eden haberlerden…?
Unuttuk böyle şeyleri.
Şehit haberleri alıyoruz maalesef.
Sıradan, mutat hal aldı şehitlik.
Ne türküler yakılıyor eskisi gibi şehitlerin ardından. Ne TV lerin ortak tepkileri var duygu birliği olduğuna dair.
Duyarlılığımızı kaybettik.
Bir millet için en kötüsü de bu.
Sanırdık Irak’ta Suriye’de olur hep böyle işler. Öyle olmadığı görüldü.
Komşuda pişti, bize de düştü sonunda.
Başkentte otobüs kazası eklendi buna bir de 1 Ekim günü. Körüklü belediye otobüsü gündüz gözüyle kaldırıma çıktı. Önüne geleni altına aldı, ezdi geçti. Bilanço 12 ölü…
“Bunu da unutursunuz” der gibiydi bize. Nelere alışmadık, neleri unutmadık ki?
Şehirlerde trafiğin artık çileğe dönüştüğünü demeye gerek yok. Park sorunu başlı başına dert zaten. Toplu taşımayla çözüm arıyor belediyelerimiz buna. Keçiören Metrosu da bunun için düşünülmüştü. Başkentin ve ülkenin bu en yoğun nüfusuna sahip ilçe sakinleri pek memnun kaldılar projeye. Fatih Köprüsünde çektikleri günlük azaptan kurtulacakları günü hayal ettiler hep.
“Allah fakire sabrı bol verirmiş.
Beklediler, beklediler….
Gözleri yollarda kaldı.
Tiyatroya döndü iş.
“Godoyu bekler” gibi. (Oyunu izleyenler bilir)
Metro çalışması sürerken il dışına tayin olunduk. On yıl kaldık döndük çalışma sürüyor. “Umudum olsun yeter” dedik bekledik. Başka da yapacak şeyimiz yoktu zaten. Yeniden tayinimiz çıktı. Metro bitmedi halen. Seçimlere yetiştirilir düşündük. İki seçim geçti. Üçüncüsü de geldi yine yok.
Hicaz Demiryolu asrın projesiydi. Sekiz yıl sürmüştü. 2666 kâgir köprü, menfezler, yedi demir köprü, dokuz tünel, 96 istasyon, yedi gölet, 37 su deposu, iki hastane ve üç atölye yapılmıştı üzerine.
Keçiören Metrosu değil de, Hicaz Metrosu oldu mübarek.
Aynı tesisi bilmem kaçıncı kez açmaktan makasları körelenlerin Keçiören metrosunu açmak akıllarına gelmiyor nedense? Yoldan çıkmış otobüs kazaları haberi alıyoruz onun yerine.
Otuzuncu kazası bu model otobüslerin.
O otobüsler ki görkemli reklamlarla, şatafatla, hizmete sokulmuşlardı.
Bir belediye otobüsleriyle kalsa…
Başkentte trafik her cepheden karışık.
“Alan kör, satan hırsız, kantar ayarsız”
Yolundan gitmeyen, rayından çıkan neler var daha.
Ne yurtta sulh, ne de komşuda…
“Sabah çıkacak ikindin namazını Şam Ümeyye camiinde kılacaktık” güya. Öyle ön görmüşlerdi derin stratejik dehalar.
Derin hüsran oldu.
Şimdi günlük cenaze namazları kılınıyor oralarda ümmeti Muhammed’in.
Kılınamadan defnediliyorlar hatta..
Gecenin zifiri karanlığı güneşin doğuşuna en yakın an imiş.
Umutsuz olmamak gerekiyor bütün olanlara rağmen.
İnsanlık rejim olarak demokrasiden daha iyisini bulabilmiş değil.
İyi ki o var. O olmasa ne yapacaktık?
“1 Kasım” o yüzden kritik tarih.
“Zafer bizim” deyip de 'Kasım'paşalı kasılmaları var kimilerinin.
Kasım ayı önemli bizim için...
“İnsan vücudu elbet toprak olacak. ”
Bir “10 Kasım”da kaybetmiştik "asrın liderini" . Öldüren Allah diriltir de.
“Ot kökünün üstünde biter”
Onun indinde neler yok ki..?
Yeter ki iste sen.
"Layık olduğunla yönetilirsin".
Bu kan yine o kan.
Eğer istersen…
Hayırlı seçimler,
Hayırlı geçimler olsun.
Osman ERENALP
Ankara Ekim 2015
Bu haber 1498 defa okunmuştur.