“BAYRAMLARA BİLE BAYRAM DEMEYE…”
Yarın arife, öbür gün bayram.
Ağız tadımız yok.
Yediğimiz içtiğimiz bize haram.
Yeni bir seçime gidiliyor... “Dayatma”,“karartma”, “ayartmalarla”… Bayramlaşmalara da ağır kokusu sinecek siyasetin o yüzden. Tebrik mesajları alacağız, “mesaj havuzundan” rekor sayıda. “Kes- kopyala –yapıştır”.
Geçen bayramın şekerleri duruyor daha. Şeker toplayacak çocuk da kalmadı. Tanımadık kapıyı çalmak… o eskidendi. Tanıdık çalmıyor ki sıra ona gelsin.
***
Şehit haberleriyle uyanıyoruz her sabah. Vatanın bir bölümü kaynıyor. Bildirildiği kadar bilgileniyoruz neler olup bittiği hakkında. Ay oldu, kırkı doldu, asılan bayraklar inmediler. Artıyorlar daha da sayıca. Kurban veriliyor vatana günlük. Her günümüz bayram sanacak elin oğlu da.
Şehitlik mertebesinin yüceliğini anlatıyor büyüklerimiz güya yaldızlı, parlak laflarla şehit ailelerine dönüp.
“Sizler, bu adayışı en fedakâr biçimde gerçekleştirdiniz. Bir adanış ve teslimiyet bayramı olan Kurban Bayramını çoktan idrak ettiniz” “Sabır acı ama meyvesi tatlıdır” “Ne mutlu size ” diyor.
Var türlü parlak söz anlamı yok
“Neler yapmadık ki vatan için; “Kimimiz nutuk çektik, kimimiz öldük.
***
Terörü telin ve kardeşlik mitingleri yapılıyor “bindirilmiş kıtalarla”.
Sazlı, sözlü, şiirli, türkülü…
“Sivas’ın doğusunda” değil.
“Boğazın batısında”.
Yenikapı sahilinde
Yazlık miting…. denize nazır...
Diyarbakır’ın da “Yeni kapısı“vardı halbuki.
Devlet görmüş olurdu hem gözü, milletin.
Kim yanındaymış inanırdı.
Bilirdi kime sırtını dayayacağını
“Men dakka duka…”
Etme bulma dünyası işte.
***
İlçe kaymakamları hatırlarız,
Yarım asır evvelden.
Devlet adamı duruşu vardı her birinde. Devlet adamı kumaşı.
Diyarbakır merkeze en uzak, en küçük ilçesi Çüngüş’ümüzün.
Kutlu AKTAŞ, Hayrı KOZAKÇIOĞLU, Ahmet Refik TEKEREK, Afşin Noyan TÜRKMEN v.b. Büyük illerimizin (İstanbul İzmir) valileri oldular daha sonra. Olağanüstü valilikler, bakanlıklar üslendiler. “Olacak oğlak kös kapısından bellidir” diye sözü vardır bizim oraların. O günden belliydi “vali değil adam olacakları”… Şimdiye bakıyoruz bir de;
***
Hatay’ın bir ilçesinden bir mülki amir. Alıyor ilçe ileri gelenlerini yanına tam tekmil. Geçiyor kamera karşısına. Şehit haberi veriyor devleti temsilen güya garibanlara.
“Mehmet kendini feda etti…”
Baba ayağa fırlıyor., Anne şuurunu kaybediyor. Vicdanlar öldürülüyor kameralar karşısında.
“Milletin devleti olmak” dedikleri de bu olsa gerek.
Biri şehit düşer, kendini feda eder.
Diğeri törene gider, namazını eda eder. Ardından faziletini anlatır millete şahadetin. O yüzden;
Bayramlara bile bayram demeye,
Varmıyor bir türlü dilim Yarabbi!..
Nihat Arifin değil, Ozan Arifin diliyle:
Kitaplardan çıkartılanın değil
Kitaplara sokulmayanın diliyle
Yarın bayram, bugün arife.
Fazlası gerekmez sözün, arife.
Allah bu günümüzü aratmasın.
Bayramınız mübarek olsun.
Osman ERENALP
Ankara 22 Eylül 2015
Bu haber 1756 defa okunmuştur.