| ||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
"AŞK OLSUN!.." ÜZERİNE23 A?ustos 2023, 17:13 “AŞK OLSUN” ÜZERİNE Isparta ilinde görev yapan değerli dost ve meslektaşım, Eğitim Müfettişi Mutlu GAVCAR “Aşk Olsun” adlı ‘şiir-deneme’ türünden eserini 17/07/2023 tarihinde imzalayıp bana göndermiş. Teşekkür ederim. Görüş ve düşüncelerimi de yazmamı istedi. Kitap elime Temmuz ayının son günlerinde ulaştı. Hemen okudum. Benim kitap okurken temel prensibim, kitabın ilk imajı, içerisindeki cümlelerin anlamlı ve düzgün kurulmuş olması, imla hataları gibi hususları belirlemek için elime bir kalem almaktır. Okurum ve bazen uzun uzun çizgiler de koyar, yanlara da notlar yazarım. Murlu Bey’in kitabını da aynı şekilde okudum. Kitap Telmih yayınlarından çıkmış. 1. Baskı, 142 sayfa. Karton kapak ve tutkallı yapıştırma ve tek cilt halinde. Daha önce “Aşk Olsun Aşk” adlı Mersin Yazarlar ve Şairler Derneği üyesi Nuray ÖNGEÇ hanımın şiir kitabını okumuştum. Tabi içerikler farklı ve başka başka dünyalar. Kitap kapağı Elma Çiçekleri üzerine konan ve onun kadar güzel bir kelebek fotoğrafı ile beni karşıladı. Arka kapakta ise kitabın içeriğinden alınmış güzellikler.
Mutlu GAVCAR 1973 doğumlu, Muğla-Fethiyeli. Yüksek Lisansını da Eğitim ve teftiş dalında yapmış değerli bir insan. Halen görevini Güller diyarı, benim de öğretmen olarak ilk görev yerim Isparta ilinde sürdürüyor. Sosyal, sanatsal aktiviteleri çok olan bir insan. Edebiyatla ortaokul yıllarında haşır neşir olmuş, günlük ve mektup yazmaya lise yıllarında başlamış. Şiir yazmaya da askerlik döneminde devam etmiş. Çeşitli şiir ödülleri almış. Çeşitli kitaplarda da bölümler yazmış. Bunların bir kısmı mesleki, bir kısmı da edebi çalışmalar.
Kitap Prof. Dr. Nurullah ÇETİN hocamızın takdim yazısı ile başlıyor. Mutlu bey 7 sayfayı bulan uzunca bir önsöz yazmış kitabına. Bu bölümde diyor ki: “Aşk Olsun!..” ismini verdiğim bu kitabımda “aşk”tan yola çıkıp “aşk”a varmaya çalıştım. Ben burada “aşk”ın görünen şeklinin arka yüzünde ilahi ve Yunus’un da bulmaya çalıştığı “gerçek aşk”a bir atıf yapıldığını hissetim. Kitap çeşitli şiirler ve yazılar şeklinde devam ediyor ve bölümler birbirini tamamlıyor. Eskiden beri yazının içinde şiir kullanmayı ve şirden de yazıya içerik katmayı seven birisi olarak kitabı beğendim. Önsöz’de “Edebiyat yapma gayesi” güdülmediği söylenmiş olsa da yapılan işin edebiyat olduğu düşünülünce çalışmanın başarılı olduğu anlaşılıyor. Aşk’ı kalıba sokmak, tanımlamak çok zor. Yüz kişiye sorsanız bazı cümleler birbirine yakın olmakla birlikte yüz ayrı tanımlamaya ulaşırsınız. Kitapta birçok aşk tanımı da verişmiş. Herkes kendine uygun olan aşk tanımlamasını eserde bulabilir. Yazar-Şair önsözünde şöyle bir tavsiye cümlesi kurmuş: “Dolu dizgin koş sevdanın peşinden. Ömür boyu aşk ile çağla Hep yüreğinde taşı, elini tutan elin sıcaklığın. Şarkıları susturma, dizeleri küstürme, kalp kapağının aşk tokmağı ol.” Evet böyle bir hayat zahmetli, çileli ve bazen sonuçsuz olabilir, ancak insan bu duygu ile yaşarsa her zaman kendine yeni dünyalar kurabilir. “Aşk Olsun” kitabının içerik bölümü 23. Sayfadan itibaren başlıyor. Yirmibeşinci sayfada beni “Aşk Masalı” şiiri karşılıyor. Şiirde imge yakalamak, bri güzel duyguyu bulmak, buluş yakalamak şiririn ilk iki mısrasında hemen kendini gösteriyor. “Tılısımlı bakışlarının titrek kanatları/Bir sarmaşık gibi sarar ruhumu.” Bu iki satır için Mutlu GAVCAR tüm kitabı dolduracak bir dneme de yazabilirdi. Ancak o iki satır ile öyle güzel ifade etmiş ki, uzun yazmaya gerek kalmamış ve okuyucuyu düşündürecek, hayaller kurmasına neden olacak çok güzel bir ifade tarzı yakalamış. MEŞYAD Başkanlarından Şiar-Yazar Abidin GÜNEYLİ “Şiirde bir şey olmalı” derdi konuşmalarında. İşte burada bu şiirde o söylenen sözü buldum ben. “Gözlerin mavi, masmavi deniz; / Ben gözbebeğinde güneşlenen ada, /Her an gemilerim sefer eyler sana. Bir aşk tanımı ile yazımıza devam edelim. “Aşk; baldan tatlı, güneşten sıcak, denizden derin, dağdan yüce, ırmaktan uzun, evrenden geniş. Aşk;bahardan ferah, çölden kavurucu, bedenden çarpıcı, gönlün ilacı, ruhun şifası, ömrün tadı, sevilenin adı.” Aşk ile ilgili olarak yazı bölümlerinde; “Sandığın kadar değil, yandığın kadar aşıksın. Ve ancak yanan bilir ateşin sırrını.” denilmiş. Kitabı gençlere tavsiye etmek gerekir. Çünkü gençler aşkın tanımını sığ ve basit yapmaya çalışıyorlar. Burada derin bir aşktan söz ediliyor. “Hamdım, yandım, piştim.” Hamlıktan pişmeye gelinceye kadar çekilen çilenin adıdır aşk. Bir aşk hikayesi de şı mısralarda var: Hayat üfleyince gönlüme gönlün/Göğü kucaklayacak koca Çınar’ım.” İlahi aşk. Çınar ağaçları öyle bir açılır ki göğü kapatacak Rabbe dua edecek gibidir. İnsanın gönlüne aşk sevdası düşünce kendini böyle hisseder. Bir “enel-hak” cümlelerini de bu bölüme kitaptan eklemeliyim: “Aşktır; yaratılışın gayesi, kâinatın özü, varlık sebebi, can suyu. Allah’ın kemali, cem ali, en berrak sırrı; insana bahşettiği en büyük nimet.” Ve aşk; “ateşli bir hastalık gibidir, sabaha kadar inleten.” Doktorun bulunmadığı, tedavinin yapılmadığı, ne yapsan tesiri olmayan ve geceleyin sızım sızım sızlayan gecenin ağrısı… “Derviş edalı yunus olurum/ Daha okyanuslara nasıl sığarım?...” Kitapta Sevda tanımları da yapılmış: Sevda; havaya, suya ve toprağa düşen cemreler gibi gönlüne düşer.” İşte gerçek aşk’ın başlangıç noktasını önemli bir tesbit. Cemreler havaya, karaya, suya düşer ve doğaya bahar’ın canlılığı ve güzelliği gelir ya… İşte sevda kalbe düşerse o insan canlanır, yaşadığından tat almaya başlar ve o aşk onu dinamikleştirir. Kitapta güzel benzetmeler de var: “Yüreğiniz dünyanın merkezidir, aşkımız da çevresi” “Kütük iken sandal, saman iken bal olursun. Gazellere sığmaz sevdan, romanlara taşar, Masallar adarsın aşkına, destanlar bile şaşar.” Şu cümleleri alıp kendine göre yazsa karşısındakini etkilememsi mümkün mü? Hem dünyevi hem uhrevi bir aşk sızıntısı var cümlelerde. Sayfanın devamında yazar bunu zaten ifade etmiş: “aşk balını emen dudaklara küfür/ inkâr/ şirk yakışmaz. Ancak aşk ile yanan bir kul ya da köle olan bir sultan bulabilir Allah’ı… Ve “adem” iken “âdem” olmanın sırrına, yüceliğine erer.” İnsan sevmeli, sevilmeli. Sevmek yok, sevilmek yoksa bu fani dünya ne işe yarar ki? “Sevgisiz insan; vezinsiz, kafiyesiz, ahenksiz, anlamsız bir şiire benzer.” O şiir de hiç tat vermez. Yazımı kitaptan sevda üzerine yazılmış birkaç cümle daha aktararak tamamlamak istiyorum. “Sevda iksiri öyle muhteşem bir şeydir ki; gönül kadehine sevda iksiri dolunca tenden, beden ve kalıptan dağınıklık ve kimliksizlikten sıyrılıp “aşıklar makamı”na yükselirsin.” “Sevda iksiri öyle muhteşem bir şeydir ki nasip olup da içene çok iyi gelir.” Sevgili okuyucular aşık olun. Aşk ile yaşayın. Sevdayı iliklerinize kadar hissedin. Böyle olunca da şunları yaşarsın: “Kışın ayazda, buzda yanar, kıvranır, kavrulursun. Yazı çölde donar, titrer, savrulursun. Bir gün aşk sarmalında kaybolur, kaybolduğunun farkına bile varmazsın. “ Kitabı okuyun. Öyle aşık olun ki; acınızı hekimler, eczaneler, aktarlar dindiremesin. Aşk yolunda okunacak şiir-deneme türünden güzel bir eser; “Aşk olsun!..” Mutlu GAVCAR bey’in yeni eserlere imza atmasını bekler, başarılar dilerim. Çınar ARIKAN Anamur - 23/08/2023
KİTAP, KÜNYE ve YAZARLA İLETİŞİM: Bu haber 609 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
||||||||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |