2019 bitti. Yeni yıldan, yani 2020’den gün almaya, takvim yapraklarını kopmaya başladık. İyisi ile kötüsüyle, acıları ve sevinçleri ile bir yılı tamamlayıp, yeni yıla geçerken, herkesin gönlünden geçen, başarıdır, mutluluk, sağlık, esenlik, barış, kardeşlik ve huzurdur.
Yeni yıl, her zaman ve herkes için taze bir başlangıç, yeni bir heyecan, umut ve bekleyiştir.
Yeni yıl, tıpkı toprağa düşmüş tohumun, günyüzüne çıkmak, filiz olup, bir fidan ve kocaman bir ağaç olup çiçek açıp, meyve verme heyecanıdır. Yeni yıl, uçsuz bucaksız bozkıra dikilmiş bir genç fidanın, gözünü dünyaya yeni açmış bir canlının, heyecanı, umutları ve telaşıdır. Etrafınıza bakın eğer umut varsa, bir yaşam belirtisi vardır.
Galaksimizi meydana getiren, yıldızlar, güneş, dünya ve ay dönüyor. Onlar döndükçe günler, aylar, mevsimler ve yıllar gelip geçiyor. Ve zaman su misali akıp gidiyor.
Zaman akıp giderken çevremizde, ülkemiz ve dünyada akla ve hayale sığmayacak gelişmeler oluyor. Ortadoğu’da kardeş kavgasında kan gövdeyi götürüyor. Afrika’da kabileler arasında savaşlarda acı ve gözyaşı. Güneydoğu Asya’da, Orta Asyada Türk ve Müslümanlar esaret ve işkence altında. Amerika’da, Avrupa’da çatışmalar var. Müslümanı Müslümana kırdırıyorlar. Ülkemiz, evet ülkemiz, insanımız, kardeş kavgasına sürüklenmiş, sağcı-solcu denmiş çatışmış, Türk-Kürt denmiş yanmış, yakılmış, Sünni-Alevi denmiş savaşmış. Yüzyıllardır bu milletin evlatları çatışmaların, kalkışmaların, savaşların pençesinde kıvranmış. Geriye yanmış yıkılmış viraneler, acı ve gözyaşı kalmış.
Dünyamızda meydana gelen bazı gelişmeleri anlamak, yorumlamak ve arkasındaki sır perdesini aralamakta zorlanıyoruz. Ama elimizde kullanabileceğimiz bir ölçü var. Olup bitenlerin kimin, kimlerin işine yarayacağı, kimin çıkarlarına hizmet edeceği bilinirse her şey daha net anlaşılabilir.
Mesela İran Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani’nin Irak’ın başkenti Bağdat’ta bombalı bir saldırı sonucu öldürülmesi olayı… Soralım bakalım kimin işine yarar. Elbette Amerika’nın, elbette ülkesinde zor durumda olan Trump’ın, elbette Suudilerin, elbette İsrail’in ve elbette İran’da iktidarı ve gücü elinde tutan mollaların işine yarar. Peki, kim veya kimler zarar görür? Tabii ki Irak’taki Şii güçler, Suriye’de Beşar Esat rejimi, Lübnan’da Hizbullahlar, Yemen’de Şii Husi güçleri ve elbette Rusya, dolaylı olarak Çin zarar görür. Türkiye’ye de yansımaları olur.
Dünyada ve özellikle bizim coğrafyada politikacı için iktidar olmak, iktidarda kalabilmek birinci önceliktir. Politikacı parasını, malını mülkünü, şöhretini kaybetmeyi göze alabilir. Ama devlet gücünü, iktidarı ve koltuğunu asla kaybetmek istemez. Kasım Süleymani olayını biraz da bu açıdan ele almak ve değerlendirmek lazım.
Ülkemizde ve dünyada geçmişten günümüze buna benzer olayların, suikastların örneği çoktur. Öyle bir adım atar tarihin seyrini değiştirir, ya kahraman olur, şehit veya gazi olursun, ya vatan haini damgası yer kara toprakta yatacak bir yerin bile olmaz. Kahraman veya şehit isen binler, yüzbinler, milyonlar arkadan yürür, şiirler, şarkılar, destanlar yazılır, anıtlar dikilir, hainsen bir gece karanlığında kara toprağa bırakıverirler, sessiz ve kimsesiz…
Dünya bu böyle kurulmuş düzen. İnsanlığın atası ve ilk peygamber Hz. Âdem’in oğulları Habil ile Kabil arasında geçen hikâye hep anlatılır. İnsanoğlunun ilk kardeş kavgası, cinayetidir. O zamandan beri kardeş kavgaları, cinayetler, ihanetler ve savaşlar hep var ve olacak.
Bu haber 860 defa okunmuştur.