| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
İSLAM'IN İLME VERDİĞİ ÖNEM11 Nisan 2020, 21:01 İLK, ORTA, LİSE ÖĞRENCİLERİNİN UZAKTAN EĞİTİMİNE KATKI… DERS; DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ – ÜNİTE- 20 Bu ders Gazi MERT tarafından hazırlanmıştır. İSLAM’IN İLME VERDİĞİ ÖNEM Sevgili öğrenciler. Bugünkü dersimizin konusu: İlim…Konu seçimi arkadaşınız Mehmet Şimşek’ten… Mail ile sorduğu sorunun cevabını bugün sizlere anlatacağım. Yeryüzündeki hiç bir sistem, hiç bir ideoloji, hiçbir din İslam dini kadar okumaya, öğrenmeyi ve ilme önem vermemiştir İslam’ın en büyük düşmanı cehalettir. İslam dini cehalete karşı savaş açmıştır. Kur’an-ı Kerimde pek çok Ayet-i Kerimede insanlığı cehalet ve zulmün karanlığından ancak ilmin kurtaracağı bildirilmiş ve şöyle buyrulmuştur: “ Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden olma.” Şu söz de Peygamberimizin: “ İlim ( nafile olarak yapılan ) ibadetten daha hayırlıdır.” İslam’ın ana kaynağı olan Kur’an-ı Kerim; okumayı, öğrenmeyi, öğretmeyi teşvik eden ayetlerle doludur. İlk ayet “oku” emridir. Zümer suresinin 9’uncu ayetinde: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Nahl suresinin 43’üncü ayetinde: “Eğer bilmiyorsanız bilenlere sorun” buyrulmaktadır. Kur’an-ı Kerim hem eğitim vasıtasıdır hem de eğitimin özüdür. Kur’an-ı Kerim; Okumak anlamına gelmektedir. Peygamberin görevi de öğretmektir. Öğretmek: Kur’an-ı Kerimde insanlarımızı bedenen, ruhen, zihnen, duygu ve ahlak açısından iyiye yöneltmek, onları her türlü kötülükten arındırmak olarak açıklanmıştır. Sevgili öğrenciler, İslamiyet’ten önce Araplar Çöl’de yaşıyorlardı. Ancak çöl hayatının getirdiklerini biliyorlardı. Bildikleri at, silah, deve, gibi savaş vasıtaları ve çeşitli tarihi bilgilerdi. Böyle bilgisiz ve cahil bir topluma gönderilen peygamberimizin görevi onları eğitmekti. Peygamberimiz: “Allah beni bir muallim (Öğretmen) olarak gönderdi” buyurmaktadır. Okuma yazma bilmeyen bir Peygambere ilk gelen vahyin okuma ve yazmayı emretmesi çok anlamlıdır. “Oku” emriyle başlayan ilim ve kültür hareketleri hicretten sonra hızlı ilerlemiş, yazı sanatı yayılmış, “Evlerde”, “Mescitlerde”, “Suffe”lerde ilmi çalışmalar yoğunlaşmıştı. 2014′lü yılların içinde olduğumuz şu günlerde gerçekten dünyada ilim alanında büyük gelişmeler gözlenmektedir. Bu gelişmelerde İslam bilginlerinin rolü çok büyüktür. Denilebilir ki; Bugün yapılmakta olan icat ve keşifler Müslüman bilginlerinin ortaya koyduğu bilgilerden esinlenerek yapılmaktadır. Değerli öğrenciler, İlim alanında özellikle Uzay yarışında milletimizin Amerika ve Rusya gibi ülkelerden geride kalması gerçekten üzücü ve düşündürücüdür. Türk milleti olarak şu anda bulunmamız gereken yerden çok-çok gerilerdeyiz. Temennimiz uzay yarışında olduğu gibi her türlü ekonomik ve kültürel gelişmelerde Yüce Türk milletinin tüm dünya ülkelerinin önünde olmasıdır. Atalarımız bunu başarmışlardı. Füzeciliğin atası Lagari Hasan Çelebi adında bir Müslüman Türk’tür. Dünyada ilk defa uçan, Hezarfen Ahmet Çelebi adında bir Müslüman Türk bilginidir. Uçma tasarısını ilk defa gerçekleştiren Ahmet Çelebi aynı zamanda dünya planörcülüğünün de ilk öncüsüdür. Füzeyle ilk uçan Türk lakabını alan Lagari Hasan Çelebi, 1633 yılında 50 okkalık barut macunu ile dolu yedi kollu bir fişeğe binerek ateşletmiş ve füzenin barutu bitince, füzeye yerleştirdiği kanatları açarak denize inmiştir. Hezarfen Ahmet Çelebi de 1636 yılında Galata Kulesi’ne çıkmış ve kendini rüzgâra bırakarak lodosun da yardımıyla İstanbul Boğazından geçmiş ve Üsküdar’daki Doğancılara inmiştir. Vücuduna taktığı kanatlarla bu uçuşu başaran Hezarfen Ahmet Çelebi’nin bu başarısı adının havacılık tarihine altın harflerle yazılmasını sağlamıştır. Rüzgârın esme şeklini dikkate alması nedeniyle de onun yaptığı bu uçuş denemesinin aynı zamanda planörcülere de örnek olduğu söylenebilir. Rusya ve Amerika’nın adı bile yokken, atalarımızın yaptığı bu denemeler devam etseydi, şu anda belki de uzayda Türk yapımı araçlar yarışacaktı. Sevgili öğrenciler, Bir el, karanlık bir el üzerimizden atıldığı anda, belki de bu yarışta biz de var olacağız. Önemli olan üzerimize kabus gibi çöken bu karanlık eli teşhis etmek ve Türk – İslam sentezini hükümran kılmaktır. İslamiyet hiçbir zaman yeni icat ve keşiflerin karşısında değildir. Bilakis İslam bilginlerinin idari, iktisadi, İçtimai, siyasi, ilmi, askeri konularda yazdığı eserler Avrupa Üniversitelerinde ders kitabı olarak okutulmuştur. İslam dini ilme daima önem vermiştir. Birbaşka konuda buluşmak dileklerimle. Hoşça kalınız. Bu haber 708 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |