| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
ÇANAKKALE 100. YIL VE DEVAMI30 Temmuz 2015, 01:34 ÇANAKKALE ZAFERİNİN 100’ÜNCÜ YILI KUTLAMALARI DEVAM ETMELİDİR Geçtiğimiz günlerde Anamur’dan Mersin istikametine giderken TRT Çukurova radyosunu dinliyordum. Çukurova radyosunda bir program vardı… Çanakkale zaferinin 100. Yılı kutlamaları çerçevesinde bir konuşmacı Çanakkale zaferini anlatıyordu… Bu yıl Çanakkale zaferinin 100. Yılı… 100. yıl nedeniyle 1 yıllık programlar yapılmıştı… Genel seçimlerin atmosferi içinde yıl dönümü kutlamaları hep geçiştirildi… Öyle durumlar oldu ki: Ermenilere yaranmak bahanesiyle bazı İl’lerde Valilerimiz bazı etkinlikleri iptal etti… Oysa ki; 18 Mart Çarşamba günü bütün yurtta, dış temsilciliklerimizde, KKTC’de Çanakkale Zaferinin 100’ üncü yılı kutlamaları Çanakkale zaferimizin şanına yakışır biçimde kutlanmış, kutlamalar 1 yıla yayılmıştı… Aradan 4 aylık bir süre geçmesine rağmen TRT’ deki programda olduğu gibi Çanakkale zaferiyle ilgili kutlamalar hala güncelliğini koruyor… 100. yılı kutlamalarına katkıda bulunmak için bugün sizlerle Çanakkale savaşlarıyla ilgili bilgileri paylaşmak istiyorum: Çanakkale’de ne olmuştu? Çanakkale Savaşı nedir? Kimler arasında olmuştu? Çanakkale savaşı Birinci Dünya Savaşı sırasında 1915–1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. İtilaf Devletlerinin amacı neydi ve Çanakkale’de ne işleri vardı? Amaç; İstanbul’u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya'ya askeri ikmal yolu açmak, Almanya′nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amacı ile Çanakkale Boğazı'nı seçmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Osmanlı İmparatorluğu, Almanya ile bir ittifak antlaşması imzalamıştır. Almanya, bir an önce savaşa fiilen girilmesi için baskılarını sürdürmüştür. Bu baskılar, Akdeniz'de İngiliz donanması önünden çekilen Goeben ve Breslau savaş gemilerinin İstanbul'a gelmesiyle bir oldubittiye getirilmişti. Daha sonra Osmanlı Donanması'na bağlı bir grup gemiyle Karadeniz'e açılan bu gemiler 27 Ekim 1914 tarihinde Rus limanlarını bombalayınca Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan etmiştir. İtilaf devletleri; Deniz harekatıyla İstanbul'a ulaşılamayacağı anlayınca bir kara harekatıyla Çanakkale Boğazındaki Osmanlı sahil topçu bataryalarını ele geçirmek planını gündeme getirilmiştir. Bu plan çerçevesinde hazırlanan İngiliz ve Fransız kuvvetleri 25 Nisan 1915 şafağında Gelibolu Yarımadasının güneyinde beş noktada karaya çıkarılmış ve başarılı olamamışlardı. Bunun üzerine bir üçüncü çıkarma yapılmış, Osmanlı savunmasını aşamamıştır. Tüm bu gelişmelerin sonrasında İngiliz, Anzak ve Fransız kuvvetleri Gelibolu Yarımadasını 1915 yılı Aralık ayı içinde tahliye etmiştir. İşte 18 Mart Çanakkale zaferinin 100’üncü yıldönümünde anlatılanlar bunlardı. Bu başarılarımızın sırrı neydi? Çanakkale savaşında kazandığımız zaferimizi törenlerde anlatıldığı şekliyle İslam’ın bize kazandırdığı imanımıza borçluyuz. Malazgirt’ten Büyük Taarruz’a kadar yaptığımız savaşların birincisi bize Anadolu’nun kapılarını açmış, sonuncusu ise Anadolu’yu toplu işgalden kurtarmıştır. Türk Milletinin kahramanlığı ile İslam’ın aktif emirleri birleşmiş ve zaferlerimiz ortaya çıkmıştır. Batıdan, güneyden, kuzeyden saldıran işgalciler temizlenmeseydi Anadolu medeniyeti son bulacaktı. Malazgirt’ten Büyük Taarruz’a kadar bütün başarılarımızda Anadolu bir odak noktası olmuştur. Tuna boylarına, Viyana önlerine sefere çıkan Mehmetçiğin elbisesi Anadolu’da dokunmuş, atının üzengisi Anadolu’da dövülmüş, mehterinin kösü-davulu Anadolu’da örülmüş, inanç ve kültürü Anadolu’da işlenmiş, savaş taktikleri, plan ve programı Anadolu’da hazırlanmıştır. Anadolu hep vermiştir. Afrika’dan Avrupa içlerine, Kıbrıs’tan Pakistan’a, Hindistan’a kadar asker vermiş, silah, cephane, yiyecek vermiş, hiç almamıştır. Savaş sonrasında Anadolu’da yıkılmış yuvalar, öksüz çocuklar, dul kadınlar, bükük boyunlar kalmıştır. Artık ülkemizi kalkındırmak için şu anda ekonomik ve iktisadi savaşımız vardır. Artık zafer için sefere çıkma imkânı yoktur. Yaşadığımız toprakları yeşertmek, Seyhan ve Ceyhanları, Fırat ve Muratları, kızıl ve yeşil ırmakları zapt etmek, toprağın derinliklerindeki kara altın rezervlerini ak altına dönüştürmek, cephede kazanılan sıcak savaşı cephe gerisinde ekonomik ve iktisadi zaferle tamamlamak tarihi borcumuzdur. Tatlı göller ve akar sularımızla, Yunanlıların göz diktiği deniz ve adalarımızla dünyanın gıpta edilecek bir ülkesiyiz. Topraklarımız içinde uzanan 11 bin kilometrelik nehir ve ırmaklarımızla, Karadeniz ve Akdeniz yamaçlarında yüzlerce çay ve derelerimizle, besin, dokuma, maden, selüloz, plastik ve kauçuk sanayiinde atılım yapacak imkânlarımız vardır. Türk Milleti olarak ülkeyi kalkındırmak için iktisadi ve ekonomik yönden bir yerlere gelindiği doğrudur. Ancak gelinen yer, gelebileceğimiz yerin çok gerilerindedir. İslam çalışmayı emrederken akarsularımız boşa akıyor. Topraklarımız kuru. Şehir ve köylerimiz karanlık. Petrol ve madenlerimiz yeterince değerlendirilmiyor. Denizlerimiz, dağlarımız, göllerimiz, coğrafyamız, tarihi ve stratejik yapımız, nüfus potansiyelimiz her türlü atılımı yapmaya müsaittir. İslam’ın hamleci ruhu ile tarihte yaptığımız savaşlarımız hep zaferle sonuçlandığı gibi ülkemizi kalkındırmak için iktisadi ve ekonomik savaşımızı da Türklük ve Müslümanlık ruhu ile zaferle sonuçlandırmalıyız. Milletimiz cephe gerisindeki bu medeniyet savaşını da kazanacak gayret ve inanç potansiyelinde sahiptir. Genel seçimlerin yaklaştığı ve Milletvekili adaylarının belirlenmeye başladığı şu günlerde başta Mersin’imiz olmak üzere bütün İllerimizde seçeceğimiz milletvekilleri ülkemizin girişeceği medeniyet savaşını kazanacak inanç ve potansiyele sahip olmalıdır. Çanakkale zaferinin 100’üncü yılı kutlamalarında emeği geçen bütün şehit torunlarına teşekkür eder, şehitlerimize Allah'tan rahmet dilerim. Hoşça kalınız. Gazi MERT Bu haber 1613 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |