| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
RAMAZANA GİRERKEN...28 Haziran 2014, 04:03 RAMAZANA GİRERKEN... Ramazan ayı bu yıl 28 Haziran 2014 Cumartesi günü başlayacak ve 27 Temmuz 2014 Pazar akşamı sona erecektir. 28 Temmuz Pazartesi günü Ramazan Bayramının birinci günüdür. Tüm İslam aleminde olduğu gibi Türkiye'mizde de Ramazan ayında Oruç ibadetinin huzur ve huşu içinde yerine getirilmesi en büyük temennimizdir.. Bugünkü sohbet köşemizde Oruçla ilgili bazı özet bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum: Oruç sadece Müslümanlara emredilmemiştir. Oruç semavi ve beşeri dinlerde ortak bir ibadet şeklidir. Eski Hint dinlerinde belli gün ve bayramlarda oruç tutulduğu bilinmektedir. Brahmanizm’de her ayın 11 ve 12. günlerinde oruç tutulmuştur. Bu dinde oruç konusunda katı hükümler getirilmiş, hasta ve yaşlılar bile oruç tutmaya zorlanmıştır. Eski Çin dinlerinde Oruç sağlığı koruduğu ve ölümü geciktirdiği için önemli sayılmıştır. Eski İran dinlerinde oruç bir perhiz ve riyazat vesilesi olarak vardır. Eski Mısır Dinlerinde dini bayram günlerinde oruç tutulmuştur. Yahudiler değişik gün ve şekillerde oruç tutmuşlardır. Bela anında, Allah’ın kendilerine azap edeceklerine inandıklarında oruç tutmuşlardır. Hristiyanlıkta oruç genellikle dünya nimetlerinden perhiz olarak tutmuştur. İslamiyet’te Oruç; 2. hicret yılında farz kılınmıştır. Cenabı Allah bir Ayeti Kerimede şöyle buyuruyor: "Ey iman edenler. Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye, belli günlerde oruç tutmak size de farz kılındı. Hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde tatar. Oruca dayanamayanlar bir düşkünü doyuracak kadar fidye verirler. Kim isteyerek ve gönülden iyilik yaparsa o iyilik kendi lehinedir. Oruç tutmanız, bilesiniz sizin için ne kadar hayırlıdır" İslamiyet’te tutulması farz olan oruç dışında vacip, sünnet, müstehap ve mendup olan oruçlar da vardır. Oruç Allah’ın rızasını kazanmak için tutulur. Ancak; Orucun insanın beden ve ruh sağlığına, cemiyetin huzuruna yönelik önemli hikmet ve sonuçları da vardır. Orucun sadece Allah rızası için tutulması, diğer bazı ibadetlerden farklı olarak riya ve gösterişe müsait bulunmaması, yemek, içmek ve nefsi isteklerden fedakarlığı ifade etmesi sebebiyle İslâm'da Oruç ibadetine müstesna bir yer verilmiştir. İnsanın yaratılışına ve ihtiyaçlarına uygun bir ibadet olmuştur. Oruçta sayısız faydalar vardır. Oruç Allah’ın emrettiği farz bir ibadettir. İnsana ve cemiyete sağladığı faydalar için değil, Allah emrettiği için tutulur. Oruç insanın beden ve ruh sağlığına ve toplum hayatına sayısız faydalar sağlar. Her şeyden önce: Orucun ruh sağlığı üzerinde faydası vardır. Oruç; müminin ruh terbiyesi, sabır idmanıdır. İnsanların günlük alışkanlıklarını terk edip nefsi isteklerine karşı sabır göstermesi, bir irade terbiyesidir. Sabır ve irade : Nefis, vicdan, akıl sahibi insanın başarısının şartıdır. Bütün ilmi buluşlar, iradeli bir sabrın sonucudur. İlimde, sanatta, ticarette, siyasette, günlük çalışmalarımızda ve çevre ile münasebetlerimizde sabır başarıya atılacak ilk adımdır. Üzüntülere tahammül, nefsi isteklere mukavemet, ferdi ve içtimai hayatta aranan medeni davranışlardır. Oruç insanın ruh hayatında önemli bir sabır egzersizi, vazgeçilmez bir irade terbiyesidir. Orucun vücut sağlığı üzerinde de sonsuz faydaları vardır. Oruç; Doğan, gelişen, yaşlanan insan organizması için bir dinlenmedir. Yorulan her canlı organizmanın dinlenme ihtiyacı, bir yaratılış kaidesidir. Orucun fiziki sağlığa faydası midenin dinlendirilmesinden ibaret değildir. Bu ibadetin sinir sistemi, deveran sistemi, hazım sistemi, kanın yenilenmesi gibi hayati önem taşıyan sistemler üzerindeki etkileri modern tıbbın kabul ettiği müspet sonuçlardır. Ramazan ayı boyunca dinlenen, temizlenen yenilenen bir çok organları adeta revizyondan geçirilen vücut makinesinin yılın diğer aylarında daha diri, dinç ve verimli çalışacağı artık kabul edilmektedir. Orucun Sosyal Hayat üzerinde de faydalan vardır. Toplum hayatı bir dengeyi ifade eder. Cemiyet içerisinde servet farklılıkları, daima bu dengeyi bozan bir unsur olmuştur. İslamiyet bu dengeyi sağlamak için bir yandan zekât, sadaka, vakıf müesseselerini öngörürken diğer yönden sabır, kanaat ve kadere rıza ahlakını emretmiştir. Meşru mazeretleri sebebiyle oruç tutamayanlar için konulan Kefaret, Ramazan ayında yerine getirilmesi daha ecirli olan mali ibadetler ve fitre, orucun sosyal bünyedeki eşitliği sağlamaya yönelik hikmetleridir. Açlığı tatmayan acın halini bilemez. Oruç İnsana bir taraftan bu tecrübeyi kazandırırken diğer taraftan mali ibadetlerle zengin kimsenin yardımına muhtaç kimseye el uzatmasını sağlar. Böylece zengin-fakir yaklaşması; Servet ve İş barışı sağlar. İnsanlar arasında servet gururu ve fakirlik kıskançlığı bulunmamasının sebebi budur. Orucun diğer faydası kötülüklere karşı siper oluşudur. Peygamberimiz bu konuda şöyle buyurmuştur: "Bir kimse hem oruç tutar, hem yalan söyler, yalan ve benzeri kötülükler İle amel etmeye devam ederse, oruç tutuyorum zannederek boşuna aç susuz kalmasın..." Başka bir Hadiste: "Sizden biriniz oruçlu bulunduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin..." buyruluyor. Bir başka hadiste de: "Oruç kötülüklere kalkandır" buyrulmaktadır. Orucun ruh ve beden sağlığımız ve içtimai-sosyal hayatımız üzerindeki faydaları sadece bunlardan ibaret de değildir. Oruçta fert ve cemiyetin sıhhatine, huzuruna yönelik daha pek çok sayısız faydalar vardır. Oruç; insanın yaratılışına ve ihtiyaçlarına uygun en güzel bir ibadet şeklidir. Hoşça kalınız. Gazi Mert g.mert333@hotmail.com Bu haber 1823 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |