BAHARIN BAŞLANGICI SAYILAN HIDRELLEZ KUTLAMALARI…
Her yıl olduğu gibi bu yıl da 6 Mayıs 2014 Salı günü Baharın başlangıcı olarak kabul edilen Hıdrellez, devletçe kutlanmıştır.
Devletçe yapılar kutlamalar yanında Türkiye’mizin bütün İl ve İlçelerinde Sivil Toplum Kuruluşları, İlk - Orta- Lise - Üniversite öğrencileri tarafından görkemli kutlamalar yapılmıştır. Yurt dışında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde de Hıdrellez günleri kutlanmıştır.
Bu yıl kutlamalar daha etkin bir biçimde yapılmıştır.
Televizyonlarda da Hıdrellez etkinlikleri haber programlarının ilk sıralarında yer almıştır.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Televizyonlarda Hıdrellezle ilgili programlar da yapılmıştı.
Bazı programlarda Hıdrellez’in dini bir gün olarak kabul edildiği belirtilmiştir.
Hıdrellez günü programlarında Hızır Peygamberin sağ mı ölü mü olduğu da tartışılmıştı.
İzlediğin bir programda; Programın akışı içerisinde dinleyicilerden bir soru gelmişti ve oldukça düşündürücüydü.
Soru şuydu: “Bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed’den sonra Hızır Peygamber yaşıyorsa bu Kur’an-ı Kerim’deki ayetlerle çelişkiye düşmüyor mu?”
Gerçekten düşündürücü bir yaklaşımdı.
Programdaki konuşmacılar soruya net bir cevap da verememişlerdi.
Bugünkü sohbetimde Hıdrellez’le ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum:Her yıl yapılmakta olan Hıdrellez günü etkinliklerinin dinimize göre herhangi bir dini hüviyeti ve dini kutsiyeti yoktur.
Hıdrellez etkinlikleri adını dini bir hüviyete büründürmek uygun değildir.
Dinin yasak ettiği, haram kabul ettiği hareketleri yapmadan eğlenmenin ise sakıncası yoktur.
Hızır, yeşillik anlamına gelmektedir.
Peygamberimiz kendisine bu ismin verilmesini şöyle açıklamıştır: “Hızır; otsuz, kuru bir yerde oturdu da ansızın o otsuz yer yeşillenerek peşi sıra dalgalanırdı.”
Kuran-ı Kerimde ismi geçmemesine rağmen, bilginlerimizden pek çoğu Hızır Aleyhisselamın Peygamber olduğu görüşündedir.
Bir kısım din bilginleri ise onun veli olduğu görüşündedir.
Kuran-ı Kerim’de Hızır (AS) ile ilgili bir kıssa vardır.
Bu kıssaya göre; Hz. Musa, yanındaki delikanlı ile iki denizin birleştiği yere doğru yola çıkar.
Buraya geldikleri zaman beraberlerindeki balığı unuttuklarını anlarlar.
Balık, suya atlayıp gitmiştir.
Balığı ararlarken, Allah’ın kendisine rahmet ve hususi ilim verdiği bir kişi ile karşılaşırlar. (Karşılaşılan bu kişi müfessirlere göre Hızır’dır.)
Hz. Musa ondan, kendisine verilen hususi ilimden öğretmesini ister.
Onunla beraber bir yolculuğa çıkarlar.
Hızır’ın yaptığı bazı işler karşısında, Hz. Musa, başta verdiği sözü tutamaz ve Hızır’ın yaptıklarını anlamak ister.
Böylece yolculuk sona erer..
Kuran’da Hızır (AS) ile ilgili bilgi bu kadardır.
Burada onun Peygamberliğinden değil, Allah’ın büyük kullarından bir kul olduğu ifade edilmektedir.
Hayatta olup olmadığı konusuna gelince: Yaptığımız araştırma sonunda Hz. Hızır (AS)ın hayatta olup olmadığı konusunda ihtilaf olduğu görülmüştür.
Bazı bilginler yaşadığını, bazıları öldüğünü söylüyorlar.
İmam Nevevi “Tehzib ül-Esma vel-lügat” isimli kitabında Hz. Hızır’ın ölmediğini ve kıyamete kadar yaşayacağını beyan ediyor.
Buhari, Müslim gibi pek çok alimler de “Hızır (AS)’ın yaşadığı kabul edilseydi, Peygamberimiz zamanında onun dinine hizmet için ortaya çıkar cenazesinde bulunurdu.” Görüşündedirler ve öldüğünü belirtirler.
Hızır (AS), Peygamber olarak kabul edilmişse, şu ayete göre vefat etmiş sayılırdı: “Bir de habibim biz senden önce gelip geçen hiçbir Peygamber için ebedi hayat müyesser kılmadık.”
İşte her yıl kutlanmakta olan Hıdrellez ile ilgili bilgiler bunlar…
(Daha geniş bilgi için bakınız : gazimert.com internet sitesi)
Hoşça kalınız.
Gazi MERT
Bu haber 1926 defa okunmuştur.