TÜRK MİLLETİNİN ZAFERİNİN KAYNAĞI
Avusturya Türkiye'ye silah ambargosu uygulayacakmış...
Ne gam…
Avrupa Birliği Türkiye'nin üyeliğini dondurmuş…
Aman ne keder…
Ey HAÇLILAR…
Sizinle mi tarihte zaferden zafere koştuk…
Kalleşler…
Siz dilediğiniz kadar çırpının…
Eskiden Osmanlı tokadı ile terbiye edilmiştiniz…
Bekleyin TÜRK ŞAMARI geliyor…
Evet…
Son başarılarda olduğu gibi tarihte kazandığımız zaferlerimizi İslam’ın bize kazandırdığı imanımıza borçluyuz.
Malazgirt’ten Büyük Taarruz’a kadar yaptığımız savaşların birincisi bize Anadolu’nun kapılarını açmış, sonuncusu ise Anadolu’yu toplu işgalden kurtarmıştır. Türk Milletinin kahramanlığı ile İslam’ın aktif emirleri birleşmiş ve zaferlerimiz ortaya çıkmıştır.
Batıdan, güneyden, kuzeyden saldıran işgalciler temizlenmeseydi Anadolu medeniyeti son bulacaktı. Malazgirt’ten Büyük Taarruz’a kadar bütün başarılarımızda Anadolu bir odak noktası olmuştur.
Tuna boylarına, Viyana önlerine sefere çıkan Mehmetçiğin elbisesi Anadolu’da dokunmuş, atının üzengisi Anadolu’da dövülmüş, mehterinin kösü-davulu Anadolu’da örülmüş, inanç ve kültürü Anadolu’da işlenmiş, savaş taktikleri, plan ve programı Anadolu’da hazırlanmıştır.
Anadolu hep vermiştir.
Afrika’dan Avrupa içlerine, Kıbrıs’tan Pakistan’a, Hindistan’a, Libya’ya kadar asker vermiş, silah, cephane, yiyecek vermiş, hiç almamıştır.
Savaş sonrasında Anadolu’da yıkılmış yuvalar, öksüz çocuklar, dul kadınlar, bükük boyunlar kalmıştır.
Soruda belirtildiği gibi ülkeyi kalkındırmak için şu anda ekonomik ve iktisadi savaşımız vardır.
Artık zafer için sefere çıkma imkânı yoktur.
Yaşadığımız toprakları yeşertmek, Seyhan ve Ceyhanları, Fırat ve Muratları, kızıl ve yeşil ırmakları zapt etmek, toprağın derinliklerindeki kara altın rezervlerini ak altına dönüştürmek, cephede kazanılan sıcak savaşı cephe gerisinde ekonomik ve iktisadi zaferle tamamlamak tarihi borcumuzdur.
Tatlı göller ve akarsularımızla, Yunanlıların göz diktiği deniz ve adalarımızla dünyanın gıpta edilecek bir ülkesiyiz.
Topraklarımız içinde uzanan 11 bin kilometrelik nehir ve ırmaklarımızla, Karadeniz ve Akdeniz yamaçlarında yüzlerce çay ve derelerimizle, besin, dokuma, maden, selüloz, plastik ve kauçuk sanayinde atılım yapacak imkânlarımız vardır.
Türk Milleti olarak ülkeyi kalkındırmak için iktisadi ve ekonomik yönden bir yerlere gelindiği doğrudur.
Ancak gelinen yer, gelebileceğimiz yerin çok gerilerindedir.
İslam çalışmayı emrederken akarsularımız boşa akıyor.
Topraklarımız kuru. Şehir ve köylerimiz karanlık. Petrol ve madenlerimiz yeterince değerlendirilmiyor.
Denizlerimiz, dağlarımız, göllerimiz, coğrafyamız, tarihi ve stratejik yapımız, nüfus potansiyelimiz her türlü atılımı yapmaya müsaittir.
İslam’ın hamleci ruhu ile tarihte yaptığımız savaşlarımız hep zaferle sonuçlandığı gibi ülkemizi kalkındırmak için iktisadi ve ekonomik savaşımızı da Türklük ve Müslümanlık ruhu ile zaferle sonuçlandırmalıyız.
Milletimiz cephe gerisindeki bu medeniyet savaşını da kazanacak gayret ve inanç potansiyelinde sahiptir.
Hoşça kalınız.
Gazi MERT
gazimert333@gmail.com
Bu haber 1438 defa okunmuştur.