| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
ALLAH'A VE DİNE İNANMAK-1001 Nisan 2020, 01:12 İLK, ORTA, LİSE ÖĞRENCİLERİNİN UZAKTAN EĞİTİMİNE KATKI… DERS; DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ – ÜNİTE-10 Bu ders Gazi MERT tarafından hazırlanmıştır. ALLAH'A VE DİNE İNANMAK…( 10 ) Sevgili öğrenciler. Önceki derslerimizde anlattığım şekliyle İlkokul 4.sınıf,Ortaokul 5,6,7,8.sınıf, Lise 9,10,11,12. Sınıflarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde Allah’ın varlığından ve Dine inanmanın öneminden bahsedilmektedir. Uzaktan eğitime katkı kapsamında bugünkü 9. Dersimizde dine inanmanın önemini anlatmaya devam edeceğim.. Değerli öğrenciler, İnsanlık âlemi; Adem Peygamber’le birlikte başlamış ve insanlığın var oluşundan bu yana varlığı da devam ede gelmiştir. İnsanlar dine sahip çıkmakla huzur buldukları için, nerede bir insan topluluğu varsa orada dini davranışlar da görülmüştür. Din insanların özünde var olan ruhi bir duygudur ve doğuştan vardır. Doğuştan var olan bu duygu dış etkenler nedeniyle zaman-zaman zayıflamıştır. Ancak hiçbir zaman sönmemiştir. Çünkü insanın özünde kendisinden daha kudretli bir varlığa bağlanma ve onun yardımını sağlamaya çalışma arzusu vardır. İnsanlar tarihin hiçbir döneminde bu arzularından vazgeçmemişlerdir. İnsan diğer canlılardan ayrı ve üstün bir yapıda yaratılmıştır. Bu üstünlük; Biri geçmişe diğeri geleceğe ait 2 ayrı özelliğin insanda bulunmasından kaynaklanmaktadır. İnsanın ne olduğu, nereden gelip nereye gideceği, yaradılışının amacının ne olduğu, yaratanın kim olduğu gibi soruların cevabının bulunabilmesi için geçmişle gelecek, bugünle ve birbirleriyle kaynaştırılmalıdır. İnsan sadece geçmiş için ve bugün için değildir. İnsan bugünü yaşarken geçmişten gelen hatıralarını da dikkate almalıdır. Geleceğe ait projeler de oluşturmalıdır. Ticaretle, ziraatla, sanatla uğraşan bir kimse nasıl geleceğe ait tasarılar peşindeyse, dini konularda da geçmişten alınan bilgilerle yetinilmemeli, bugün yaşanmalı ve geleceğe ait olumlu çalışmalar yapılmalıdır. Evet sevgili öğrenciler, Dünya hayatı için nasıl geleceğe yönelik planlamalar yapılıyorsa, dini konular için de benzer şekilde planlamalar yapılmalıdır. İnsan geçmişte mutlu bir yaşam içindeyse o mutluluk geride kalmıştır. Bugün de geçmiş olacaktır. Yaşanılan geçmişle yaşanmakta olan bugün ne kadar iyi ve güzelliklerle dolu olursa olsun insanın ruh cephesi bu güzelliklerle yetinmeyerek aynı güzellikleri gelecekte de yaşamak ister. Bu istek insanoğlunda doğuştan vardır. İnsan geçmişi ve bugünüyle yok olmaya mahkûm olmayıp, edebileşmelidir. İnsanın yok olmasını önleyecek ve ebedileşmesini sağlayacak tek bir kaynak vardır. O da din’dir. Bazı bilim adamları dinin insan aklının ortaya koyduğu fikirler manzumesi olduğu söyleseler de dinin kaynağı İlahi’dir. Din duygusu insanın yaradılışında var olan bazı özelliklerden kaynaklanmaktadır. Din duygusu doğuştandır. Bu duygu insanları Allah’a bağlayıp ona kul olmaya sevk etmiştir. Evet... Kâinatı ve kâinatta bulunan bütün canlı-cansız varlıkları yaratan Allah’ın varlığı kabul edildikten sonra onun insanları başıboş bırakmadığı, din gerçeğini tanımaları için onlara akıl ve irade verdiği de bilinmelidir. Taylor, Spencer, Durkhaim, Marks, Maks Müller, Schmith, Jan Jak Russo, A. Conte gibi bazı düşünürler dinin kaynağı konusunda değişik fikirler ortaya koymuşlardır. Şimdi bu görüşleri anlatmaya çalışacağım: Taylor; dinin ruhani varlıklara inanmak olduğunu söyler. Spencer; dinî tabiatüstü ve esrarlı kuvvetlere inanmak olarak tarif eder. Durkheim’e göre din; Fertlerin meydana getirdiği içtimai bir kurumdur. Marks’a göre; Dinin kaynağı insanda bulunan tabii ve içtimai yetersizliklerdir. Ona göre din; hâkim sınıfların bir baskı ve uyuşturma aracıdır. Maks Müler; İlk dinin tabiat olayları karşısında acizlik ve hayranlık duyan insanın davranışları olduğu görüşündedir. İslam bilginlerine göre din; Allah tarafından gönderilen ve peygamberler vasıtasıyla akıl sahibi insanlara tebliğ edilen, kendisine inanan insanları hem bu dünyada, hem de öbür âlemde mutluluğa götüren bir müessesedir. Allah tarafından gönderilen dinlere hak dinler denir. İnsan aklının ürünü olan dinlere de batıl dinler denir. Hak dinler kaynağı İlahi olan dinlerdir. İlahi olmayan dinler de batıl dinlerdir. Bu konuya önümüzdeki dersimizde devam edeceğiz. (devam edecek) Bu haber 755 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |