| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
ÇÖZÜM ÜRETMEK21 Aral?k 2014, 17:23 ÇÖZÜM ÜRETMEK VE ÇÖZÜM SÜRECİNE KATKIDA BULUNMAK Mersin'de yayımlanan MERSİN GAZETESİ' nin 16 Aralık 2014 Salı günkü manşeti: “ÇÖZÜM ÜRETİN “şeklindeydi. Mersin'de bir panel düzenlenmişti. Mersin Barosu’nun ev sahipliğini yaptığı Adana, Hatay, Gaziantep, Osmaniye İl’leriyle birlikte gerçekleştirilen Panel 4 oturum halinde yapılmış, adeta çalıştaya dönüşmüştü. Panelin içeriği Suriye'li sığınmacılarla ilgiliydi. Panelde konuşan Mersin Barosu başkanı sayın Alpay Arntmen’in siyasilere, yerel yöneticilere ve sivil toplum kuruluşlarına Suriyeli sığınmacılar konusunda: “ Sadece eleştirmeyin, çözüm üretin…” diye çağrıda bulunması MERSİN GAZETESİ' nin MANŞET haberi olmuştur. Sorumlu yazı işleri müdürü sayın Baki Uğuz ve ekibinin bu manşeti atması benim için de ilham kaynağı olmuş ve çözüm süreci ile ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşmama vesile olmuştur. Son günlerde televizyonlarda görünen manzaraları, bazı gazetelerde yayımlanan yazılanları Türkiye’miz hiç hak etmiyor... Paralel yapı davaları nedeniyle iktidar ve muhalefet arasındaki söz düellosu inanılamayacak boyutlara ulaşmış durumda… Ortadoğu’nun kan gölüne dönüşmesi, Suriye ve Irak’ta meydana gelen terör olaylarının Türkiye’mize sıçraması İktidar ve Muhalefet partilerini uzun-uzun düşündürmelidir. Her kesimin kabul edebileceği yeni bir çözüm süreci oluşturulmalı, iktidarıyla, muhalefetiyle bu sürece katkıda bulunulmalıdır. Türk milleti olarak bugünlere kolay gelmedik. Bir su matarasına, bir kundura bağına, bir tüfek kayışına, bir lokma ekmeğe, bir silah mermisine muhtaç günlerden geldik. Bizim gibi toplu bir İstiklal Savaşı vermiş milletlerin sayısı çok değildir. O savaşları yaşamış, cephede kanını, kolunu, bacağını bırakmış insanlarımızdan bir kısmı hala aramızda yaşıyorlar. Son yüzyılda dünya bir Balkan, iki dünya savaşı yaşadı. İlk dünya savaşında 10 milyon insan can verdi. Kaybolanların sayısı 15 milyon… Her üç savaş da ya topraklarımız üzerinde veya çevremizde yapıldı. Bugünkü nesiller, o günleri yaşamış insanların hatıralarını dinleyerek büyüdüler. Haçlının, Rus'un, Yunan'ın günah izleri; taşımızdan-toprağımızdan henüz silinmedi. Hal böyleyken; Acaba bu acı günlerden alınacak ibret dersi son yıllarda nasıl unutuldu? İstiklal için savaş vermiş, savaş kazanmış bir milletin çocukları devletine nasıl başkaldırıyor?.. Karakollara, okullara, devlet kuruluşlarına nasıl baskın düzenleyebiliyor? Polisi, jandarmayı nasıl arkadan vurabiliyorlar? Masum çocuklar, hamile kadınlar nasıl kurşuna diziliyor? Henüz uzak olmayan bir tarihte düşman çizmesi altından kurtarılan vatanda insanlarımız nasıl birbirine düşürüldü? Millet olarak çözüm süreci üretmeye, toparlanmaya, asgari müşterekte birleşmeye, birlik ve beraberlik içinde yaşamaya muhtacız. Doğu-batı, kuzey-güney, yaşlı-genç, okuyan-okumayan, işçi-patron, amir-memur, asker-sivil demeden toplu bir çözüm süreci üretme, bütünleşme, birlik-beraberlik hamlesi başlatmalıyız. Ülkemiz ekonomik eğitim seferberliği paketleri yanında yeni bir çözüm süreciyle birlik-beraberlik paketine de muhtaçtır. Durumumuz "Boş ver" anlayışına uygun değildir. Yüzyıllarca "Nizam-ı âlem"i temsil ettik. Millet olma tecrübemiz hiçbir millette yok... Tarihin en güçlü ordularını, dünyanın en büyük imparatorluklarını kurduk. Yeraltı-yerüstü zenginliklerimiz, tarihi, stratejik, demokratik imkânlarımız düşmanlarımızı kıskandıracak kadar güçlü… Bu imkânları hakkıyla değerlendirebilirsek hem bölge, hem dünya barışına yön verecek ışıklı pırıltılı bir ülke olabiliriz. Komünizmin çöküşüyle birlikte bu bölgede kurulan Türk devletleri bizim liderliğimizi bekliyor. O halde neden bir ve bütün değiliz? Bazı İnsanlarımız niçin devlete karşı gelme yolunu seçiyor? Kuzeyden, batıdan, güneyden, doğudan tam bir ateş çemberi içerisindeyiz! Rusya'nın dağılmasına rağmen kuzeyimiz yine demirperde… Batı komşumuz bir Türk düşmanlığı cezbesinde... Ayakları henüz yere basmayan güney ve doğu komşularımız kardeş kavgasında.. Dünya yürüyor... Yürüyen, ilerleyen dünyada durmak, çağın ve ihtiyaçların gerisinde kalmaktır. Bizi birbirimizle kavgaya götürecek hiçbir problemimiz yoktur. Menfaatimiz kavgada değil, birbirimizi sevmededir. Bölüşemediğimiz nedir? Yüzümüzü ağartan bir sevgi ve kucaklaşma ile yokluğun üzerine yürümek varken, kavga etmek nedendir? 2014’lü yılları yaşadığımız şu günlerde bu soruları herkes birbirine sormalıdır. Yeni bir çözüm üretmeli, geçmişimizin ve geleceğimizin sırtımıza yüklediği ağır sorumlulukları birlikte çözmeliyiz. Bu bizim gerçek kurtuluşumuzun başlangıcı olacaktır. Hoşça kalınız. Gazi MERT gazimert333@gmail.com Bu haber 1571 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |