anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 23  
»Bugün 269  
»Toplam 14031952  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 18.116.8.110
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

NASIL OKUMALI? (2)

Hüseyin DENİZ

13 Temmuz 2012, 08:16

Hüseyin DENİZ

“Nasıl okumalı” sorusunun cevabını vermeden önce “kültür kavramının boyutları ve basamakları” konusunda da biraz bilgi vermek yerinde olacaktır. Çünkü gördüğünden ve duyduğundan anlam çıkarmak tamamen kültür ile ilgili bir olaydır. Kişinin bireysel kültürü ne kadar çok ise sözlerden çıkaracağı anlamlar da o kadar çoğalır. Artık o kişi sözcüklerin temel anlamlarından çok duygusal ve özel anlamlarını da pekala anlayabilir. Halk arasında “İyi at kendine kamçı vurdurmaz” sözüyle anlatılmak istenen şey biraz da budur.

 

Sıradan insanlar öğrendiklerini daha çok sözlü kaynaklardan öğrenirler. Bu durum onların günlük hayatın dar kalıpları arasında sıkışıp kalmalarına neden olur. Bu kişiler olayların geri planını da göremezler. Çünkü günlük hayattan edinilen kültürün derinliği yoktur. Yaşayanlar “an”ı yaşar, geçmişle ve gelecekle ilgili birikimleri zayıftır. Geçmiş, bir sis perdesinin ardında kalmıştır; gelecek ise henüz ortada yoktur. En yaşlı adamların kültürel derinliği, yaşı kadardır. En kültürlü adamların derinliği ise sohbet ettiği insanların toplamı kadardır.

 

Kültür iki boyutlu bir kavramdır: Derinlik ve genişlik. Derinlik dediğimiz boyut, kültürün tarihi boyutudur. Biz “İnsan sevgisinin derinliği” derken insan sevgisinin geçmişten bu yana geçirdiği boyutları kast ederiz. Yunus’tan, Mevlana’dan, Hacı Bektaş’tan bu yana bu kavramın geçirdiği evreleri anlatmaya çalışırız. Geçmişte Hindistan’da, Çin’de, Peygamberimizin sağlığında bu konuda yapılan uygulamalara ve aktarılan düşüncelere dikkat çekeriz.

 

Kültürün genişlik boyutu ise onun coğrafi boyutudur: Bir konuda aynı dönemde dünyanın farklı yörelerindeki anlayış ve uygulamaları anlatır. Sözgelimi “20. yy.da kadın hakları” dediğimiz zaman bu konuda dünyanın farklı yörelerindeki uygulamaları kast etmiş oluruz. Kişi yaşam çizgisine göre kültürünün bu boyutlarını genişletir. Yani kişi gazete okuyorsa bilginin genişlik (güncel) boyutu ile kitap okuyorsa derinlik (geçmiş)  boyutu ile daha çok bilgi edinir.

 

Ben kültürün basamakları olduğunu savunuyor ve bu basamakları şöyle sıralıyorum: 1- Sözlü kültür, 2- İlkokul kültürü 3- Ortaokul kültürü, 4- Lise kültürü. 5- Üniversite kültürü, 6- Kariyer kültürü.

 

Bu basamaklar arasında kaymalar olabilir ama atlama ve sıçramalar olmaz.  Yani ilkokul mezunu bir kişiden lise mezunu gibi çok yönlü düşünebilmesini, sağlıklı kararlar almasını beklemek abestir. Hayat mektebinden mezun oldum diyenler bile düzenli ve kitabi eğitim almadıkları için sağlam bir kültüre sahip olamazlar.  Bizde Osmanlının son zamanlarındaki mektepli ve alaylı tartışması, alaylı paşaların çapları bellidir.

 

Kültürün bir başka yönü de kalpı ile halisinin hemen ayırt edilebilir olmasıdır. Atalarımız bunu “Daldan eğme değil, kökten süğme” sözüyle anlatırlar. Yani halis kültür, küçük yaşlardan itibaren aile ortamında emzirilerek kazandırılan kültürdür. Kalp kültür ise kalp para gibidir. Rengi altın sarısı olsa da içinin teneke olduğu ilk fırsatta anlaşılır. Onun için derler ki “Kenarın dilberi nazik de olsa nazenin olmaz.”

 

Şimdi bu konudaki düşünceleri sıralayalım:

 

1- Sözlü Kültür: Kültürün bu en alt basamağı, okuma yazması olmayan kişiler tarafından edinilen ve sergilenen bir basamaktır.  Eskiden köylerde dar bölgedeki insanların üç beş yüz sözcükle aktardıkları kültürdür. Bu kültür basamağındaki insanlar yaşamları boyunca edindikleri tüm birikimi sözlü geleneklerden edinmişlerdir. Dışarıdan kendilerine telkin edilen değişik kültür öğelerini de kendi dar düşünce dünyalarına uydururlar. Yani en güzel düşünceleri çarpıtmakta ve iğdiş etmekte üstlerine yoktur. Onların kafası ve ruhu bataklık gibidir. En cins tohumları bozar veya çürütür.  Sözlü kültür üretime pek elverişli değildir. Çünkü insan belleği sanıldığı kadar sağlam değildir.

 

SÜRECEK

Bu haber 2396 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    Ramazan bayramına doğru09 Nisan 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir