| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
"SARI YAYLAM" TÜRKÜSÜNÜN PEŞİNDE-114 May?s 2018, 23:10 “SARI YAYLAM” TÜRKÜSÜNÜN PEŞİNDE-1 Sarı yaylam seni yaylayamadım kar iken Yavru palazını avlayamadım tor iken Sende bu güzellik de bende bu gençlik var iken Alırım ahtımı da koymam yar sende Göçer Yörükler de boz koyaklar yurt olur Nazlım göçmüş de yüreğime dert olur Bu ayrılık senin ile dört olur Alırım ahtımı da koymam yar sende Göçün bir ucu da Akyokuş’tan dolanır Göksu ırmağı da coşar taşar bulanır Nice güzeller de Taşpınar’dan sulanır Alırım ahtımı da koymam yar sende. Bu türkü Musa Eroğlu tarafından Mut yöresinden derlenip TRT repertuarına kazandırılmıştır. Bizim çocukluğumuzda Anamur yöresi müzisyenleri tarafından da çalınıp söylendiği için Türkünün Taşeli yöresine ait olduğunu söyleyebiliriz. Ancak türküyü Burdurlu Hafız ve Makbule Kaya da duyarak, duyurarak söylediği için ben Türküyü Mersin’den Antalya’ya bütün Teke ve Taşeli yöresinin ürünü sayıyorum. Türküye üçüncü kıtayı ben ekledim. Bizim çocukluğumuzda söyleyenler (Anamur çalgıcıları) bu kıtayı da söylerlerdi. Bu kıta, türkünün kaynağını ve yaygın olduğu bölgeleri bulanık olmaktan kurtarıp Silifke – Mut yöresine bağlıyor. Gerçi burada yer adları olarak geçen Akyokuş ve Taşpınar, Türkiye’nin her yerinde karşımıza çıkabilir. Ama Göksu ırmağının bizzat söylenmesi türkünün kaynağı ile ilgili bütün kuşkuları ortadan kaldırmaktadır. Türküyü Teke yöresine bağlamamızın asıl nedeni Teke yöresindeki gurbet havalarına çok benzemesi, kaval ve kabak kemane ile de pek güzel seslendirilmesidir. Türküde ezgi ile sözler öyle güzel örtüşmektedir ki çalgılar dile gelmiş türküyü söyleyenin duygularını anlatıyor sanırsınız. Yani çalgılar da söyleyen kişiyle birlikte ulaşılmamış hayallere, geçip giden günlere ağlar, muradına eremediğine üzülür. Her ne kadar Karadeniz’de de göç türküleri varsa da göç türküleri ile gurbet havalarını ayırmak gerektiği kanısındayız. Göç türkülerinin içinde göç sözleri geçmekte, gurbet havaları ise bazı kına türkülerini de içine almakta ve genellikle hasretlikten ve gurbetlikten söz etmektedir. İster çocuğuna, ister eşine ve sevdiğine isterse köyden birine yakılsın ağıtlar da aynı kategoride değerlendirilmelidir. Çünkü ağıtlar da (tıpkı gurbete gidenler gibi) bir ayrılığın ardından yakılmaktadır. Bu tasnife göre “Sarı Yaylam” türküsü bir göç türküsüdür. Yakımcı Toros yaylalarına göçen Yörüklerin yaşantılarından motifleri türküye yerleştirmiştir. Ayrıca Türküde çoğu Türkülerin ana motifi olan aşk da vardır. Şimdi türkünün sözlerine yakından bakalım: “Sarı yaylam da seni yaylayamadım, kar iken” Buradaki “Sarı yayla,” adı sanı belli bir yayla olmayıp Torosların zirvesindeki herhangi bir yayladır. Çünkü dilimizde renk adları ile oluşturulan birleşik yer adları çok fazla olduğu gibi iğreti adlandırmalar da çoktur. Burada Yörük’ün “yayla”dan ne anladığını da biraz açmak gerekir. Bu soruyu yöremden birçok Yörüğe sordum. Yörük kısmı yayla dendi mi serin, bol otlu, mümkünse sulak yer anlar. Elbette ağaçlık olmasına da hayır demez. Ama ormanla sürekli didişmekten de yılmış gibidir. Yöremizde “yaylanın hası” olarak bilinen Girdevi, Gilevgi, Kırkpınar, Beydağı, İmecik … gibi yaylalar bu özellikleri taşır. Bu dizeden biz yakımcının bu türküyü yayla dönüşü yakmış olabileceğini çıkarıyoruz. Yayla Yörük kısmının hayatında önemli yeri olan bir unsurdur. Onun için yaylaya gidiş ve dönüşte göç törenleri yapılır. Yörük kısmı sahilin sivrisineğinden yıldığı kadar hiçbir şeyden yılmaz. Onun için havalar ısınır ısınmaz yollara düşer ve er baharda yaylaya çıkar. Buradaki “Er bahar,” erken bahar anlamında olup yaylada karın bütün bütün kalkmadığı bir zamandır. Yörük tayfasının da sevdiği, karın beslediği toprağın altında yatıp, kar çekilir çekilmez otların allım yeşillim süslediği bu yaylalardır. Yani Yörük yaylayı otlar kurumuş ve geçinmişken değil, bir gelin gibi süslenmiş iken sever. Yörüğün yaylayı ağız tadıyla yaylayamamasının nedenini ileride öğreneceğiz. SÜRECEK Hüseyin DENİZ hdeniz33@hotmail.com Bu haber 3568 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |