anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 40  
»Bugün 675  
»Toplam 14593464  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 18.97.9.170
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

EFSANELER ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ

Hüseyin DENİZ

16 Mart 2025, 23:33

Hüseyin DENİZ

EFSANELER ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ

 

Birgün başkan yardımcılarından birinden Kumluca için yazdığım efsanenin belediyenin kent sitesinde yayınlanmasını istedim. Başkan yardımcısı burun kıvırıp, “Hocam bunlar yalan hikâyeler...” dedi. Yayınlanmasını onaylamıyordu. Bense son günlerde birkaç tane efsane yazdım. Yazmaya da devam edeceğim sanırım.

Neden?

Çünkü efsaneler bu ülkede bin yıldır yaşadığımızın, dağı taşı, köyü kenti, suyu toprağı için bir şeyler düşündüğümüzün belirtisidir. Bugün binlerce yıl önce bu ülkede yaşayanların efsanelerini anlatıyorsak, bu ülkede bir sığıntıyız demektir. Ne dağları, ne kayaları, ne ırmakları, ne de doğal olayları hakkında bir şey düşünmüşüz. Böyle bir şey olabilir mi?

Olmamalı.

Masal, efsane, destan, menkıbe gibi ortak halk edebiyatı ürünlerinin en önemli özelliği, olağanüstü motifler içermesidir. Orada insanlar uçar, eşyalar düşünür. Tüm varlıklar gerçek hayatta olmadığı gibi aşık olur, evlenir, oynar, konuşur, yer içer, uyur, uyanır.

Peki tüm bunlar yalan mı? Evet. Mühendis gözüyle bakarsanız yalan. Ama ortalama insanların gözüyle bakarsanız, gerçeğin ta kendisi. Masal dışındaki ortak halk edebiyatı ürünlerinin hepsine, söyleyen de dinleyen de inanır. Bir türkü öyküsüne ya da okuduğumuz bir çağdaş öyküye gerçek gözüyle bakıyoruz. Filmler, tiyatrolar, romanlar, fıkralar... Hiçbiri gerçek değildir, ama hepsi gerçekmiş gibi izlenir, okunur, dinlenir.

Eskiden her şeyin merkezi insandı. Öteki tüm varlıklar insana hizmet etmek için yaratılmıştı. Bugün ise yeryüzündeki her varlığın bir görevi olduğunu onları horlamanın ve yok etmenin insana yapılabilecek en büyük kötülük olduğunu düşünüyoruz. İnsanoğlu Yunus’un “Yaratılanı hoş gör yaratandan ötürü” sözünün anlamını henüz çözdü. Bizim dışımızda da bir dünya olup olamayacağını kedisini, köpeğini, çiçeğini, evini, eşyasını seven kişilere sorunuz.

Namık Kemal anlatır: Gerçek güzel, çıtıpıtı, hanım hanımcık bir kızmış. Ama süslenip püslenmediği için her gittiği yerden kovulurmuş. Öykü ise ağzı kokar, burnu akar, çirkin mi çirkin bir kocakarı. Ama süslü gezdiği için her gittiği yerde baş köşeye oturur, herkes onun ağzına bakarmış. Birgün ikisi bir kuyuda karşılaşmışlar. Gerçek ağlaya ağlaya ona başından geçenleri anlatmış. Kocakarı ona acımış ve bütün süslerini vermiş. Bugün en gerçekçi yazarlar bile anlattıkları şeyleri biraz süsleyip püsler, ballandırır. Ballandırmazsa ona kimse inanmaz.

Bilimin ve sanatın gelişmesinde farklı düşüncelerin ve fantezilerin etkisi çoktur. İnsanoğlu denizin altında aylarca kalabiliyorsa, gökte uçabiliyorsa, aya gidebilmişse bunda fantastik eserlerin rolü yok mu? Bugün fantastik sinemanın, fantastik roman ve öykünün modası hiç de azalmış değildir. Yukarıda filmin de roman ve öykünün de kurgu olduğunu söyledik. Fantastik ürünlerde hayal daha çoktur.

Kanımca bir yerle ilgili efsane, gerçekten çok daha geçgel (makbul). Çünkü efsanede insanın hayal gücü çalışıyor. Kaldı ki efsane gerçek nedeni bilinmeyen olaylarla ilgilidir.

Sözgelimi tavukların deşinmesinin nedeni yerde tane ya da börtü böcek aramaktır. Ama efsane onların çok çok eskiden uçabildiklerini, ama uçmalarını bir iğneye borçlu olduklarını, o iğneyi yitirince uçamaz olduklarını anlatır. Gene efsaneye göre tavuklar hep bir elden o iğneyi bulup uçabilmek için deşiniyormuş.

Anadolu efsanesinin gerçekle ilgisi ne kadardır? Bu ad bize eski Yunancadan geçmiş. Ama biz onunla ilgili bir efsane uydurmuşuz.

Bazen bir efsane güzel bir öyküye dönüşebilir. Sait Faik usta çekiç balığının nasıl dönüştüğünün efsanesini ne güzel anlatır.

Edebiyatta buna “güzel neden bulma” (hüsn-i ta’lil) denir. Yani bir olayı ya da durumu gerçekte olduğundan daha güzel bir nedene bağlama.

“Hayal, hayatın cilasıdır” der bir söz. Biz, gerçekleri hayal ile süslemeye devam edeceğiz. Siz okumasanız da bir okuyan bulunur elbet.

 

                                                                   Hüseyin DENİZ

                                       Eğitimci Yazar

 

SOMSÖZ: Yürü! Hür mâviliğin bittiği son hadde kadar!..

                  İnsan, âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar.

       

                                                                   Yahya Kemal BEYATLI

Bu haber 108 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    ÖMRÜMÜZ GEÇERKEN24 Nisan 2025

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir