 | |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
|
| |||||||||||||||||
Sponsor Alanı
Anamur SEDİR
Anamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELER
İmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor Alanı
Ziyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
SİZE İĞNE BİZE ÇUVALDIZ
14 May?s 2013, 00:25 SİZE İĞNE BİZE ÇUVALDIZ Adam mısın: Sonsuza dek dünyada hürsün, gez; Mehmet Akif ERSOY Hikâyeyi belki bilirsiniz: İstanbul’da boğazda çalışan vapurlardan birisinde kerli ferli ağalardan birisi yanındaki adamına bir tane gazete aldırmış. Güya gazeteyi okuyacak. Ama okuma yazma bilmediği için gazeteyi ters tutmuş. Yanındaki adamı kulağına eğilip “Ağam gazeteyi ters tutuyorsunuz” diye fısıldamış. Bunu duyan ve durumun farkına varan bir başkası bıyık altından gülmüş ve “Canını sıkma evlat, demiş, gazeteyi ters tutsa da doğru tutsa da onun için pek bir şey fark etmez.” Dört yılı aşkın yazıcılık hayatımda gazetenin öneminden, okuma yöntemlerinden, her okunan bilginin toplum içerisinde serbestçe dolaşmasından ve bir sinerji yaratmasından defalarca söz ettim. Ama az gittim uz gittim bir arpa boyu bile yol gidemedim. Kendimi akıntıya kürek çeken forsalar gibi düşünmeye başladım. Ha gayret diye asılıyorum gene bir adım gelişme yok. Anlatıldığına göre yöremizde okuma yazma oranı yüzde yüze yakın. Gelgelelim bu kadar okuma yazma bilenin içinde gerçek anlamda okuyan kişi oranı yüzde ile değil binde ile belirtilmeli bence. Bir defa daha söyleyelim: “Okumak” sözcüğünün anlamı yazıyı çözmekten (söze çevirmek) ibaret değildir. Okumak, geniş anlamda anlatılan olayı veya durumu ayrıntılı biçimde algılamak, doğru-yanlış, eksik-fazla, yararlı-zararlı yönlerini ayırt etmek demektir. Bitmedi. Yanlış olan kısmını düzeltmek, sizden beklenen bir davranış varsa o yöne doğru yönelmek, yani tepki göstermek demektir. Basın ancak bu tür okuyuculardan beslenir. Politikacı ancak bu tür vatandaştan tırsar. Cumhuriyet ancak bu tür vatandaşlarla “ilelebet payidar olabilir.” “Gazetecinin işi yazmak. Siyasetçi yapar ya da yapmaz. Onun bileceği şey” diye düşünenleriniz çıkabilir. Eğer basın güçlüyse, siyasetçi yapmak zorundadır. Napolyon boşuna mı “Üç gazeteci beni üç tabur askerden daha çok korkutur” demiş? Ama okuyucu gazeteyi almazsa, alır okumazsa, okur tartışmazsa ve orada çıkan haberleri siyasetçinin gözüne sokup hesap sormazsa, siyasetçi de gazeteciyi takmaz. Ve suyun gözünde olan siyasetçiyi ne birey durdurabilir ne de sivil toplum kuruluşu. 1 Mayıs’ta İstanbul’da olan olaylar üzerine Hürriyet gazetesinden Yılmaz Özdil “Sendika Başkanı ‘Akil’ Olursa, Bakan ‘Güler,’ Vali ‘Mutlu’ (Olur)” diye bir başlık atmış. Haklı. Şu veya bu şekilde halkı temsil eden insanlar (siz bunu sivil toplum kuruluşu diye de okuyabilirsiniz, gazeteci diye de) halka değil de siyasetçiye veya bürokrasiye yaslanmak durumunda kalırsa yandı gülüm keten helva! O zaman ne jandarma, ne polis, ne bürokrat, ne memur, ne siyasetçi vatandaşı adam yerine koyar. Koyduğunu söyler de koymaz. Bir yandan en yüksek perdeden “Biz halkımız ne diyorsa onu yapıyoruz” der, öte yandan sesini yükseltmek, düşüncelerini dile getirmek isteyen basına ya da millete “Ananı da al git!” diye efelenir. Gazeteci yalan yazar mı? Yazar. Tabii yersen. Ama vatandaş, kendi davasını kendisi takip edip, gazetecinin yalanını da yutmazsa yalan yazamaz. Yukarıda sözünü ettiğimiz “okuduğunu anlamak, anladığını tartışmak, yanlış olanları düzeltmek” ten kasıt budur. Hatta eleştiriye en açık olan meslek de gazeteciliktir. Ama heza eleştireceksin. “Bu yalan yazıyor, ben onu okumam” dersen ve okumazsan o da haklı olarak senin eleştirilerini kulak ardı eder. ATASÖZÜ: “KUL ALLAH’A NASIL BAKARSA ALLAH DA KULA ÖYLE BAKAR”MIŞ. Hüseyin DENİZ Bu haber 2116 defa okunmuştur.
|
Sponsor Alanı
SANATIN İÇİNDEN ; Sponsor Alanı
|
|||||||||||||||
|
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |
|||||||||||||||||
.jpg)
.jpg)
