anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 29  
»Bugün 565  
»Toplam 14033884  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 3.19.56.114
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

YENİLMEK, SANATTIR

Hüseyin DENİZ

15 Temmuz 2013, 22:45

Hüseyin DENİZ

                           YENİLMEK, SANATTIR

 

Nüvit Osmay, “İnsan Mühendisliği” adlı kitabında “Yenilme Sanatı” adlı bir deneme yazmış. “Yenilme”nin de sanatı mı olurmuş?” demeyin. Her şeyin bir sanat yanı vardır. Elimden gelse de size Nüvit Hoca’nın yazdığı bu yazıyı aktarabilsem. Yazık ki yazının hepsini aktarmama imkan yok.

 

Nüvit Usta “herkesin yenilebileceğinden” söz ediyor. Ve “Önemli olan yenilmek değil, oyunu dürüstçe oynamak ve yenilgiden ders çıkarmaktır” diye düşünüyor. Yazı, “Yenilmeyi kabul etmek demek, her şeyi bırakmak, hayata küsmek, bizden daha değerli insanlara kin beslemek demek değildir. Yenilme sanatını bilmek demek, yenilgiyi huzur ve sükun içinde kabul etmek, sebeplerini araştırmak, hataları itiraf etmek ve herhangi bir intikam hissi beslemeden, hayata ve insanlara kırılmadan yeniden başlayabilmek, tecrübelerden faydalanabilmek demektir.” diye devam ediyor.

 

Biz de “Her şeyin bir sanat yanı vardır” dedik ya. Sadece güzel şeylerin değil olumsuz kavramların da sanatsal bir yönü vardır. Hani Nasrettin Hoca Merhum kadınların süslenmesinin aleyhinde atıp tutuyormuş. Cemaatten biri “Hocam sizin hanım da süsleniyor” diye karşı çıkınca Hoca “Ama bizim hanıma da yakışıyor canım” deyivermiş ya! Uzun yıllar televizyonlarda gösterilen Arsen Lüpen dizisinin kahramanı bir hırsızdır. Ama kibar bir hırsız. Yaşar Kemal Usta, Çakıcı Mehmet Efe’yi anlattığı romanında Çakıcı’nın yiğitliğinden bahsederken işi eşkıyalığa döken, onun bunun ırzına sataşan eşkıyaları “çalıkakıcı” diyerek aşağılar. “Demek ki eşkıyalığın da sanatsal -en azından yenir yutulur- bir yönü varmış” diye düşünmeden edemez insan.

 

Avcıları anlatan bir broşürde bir veya iki tane avlayıp işi tadında bırakan avcılara “avcı” işi tadında bırakmayıp ne bulursa öldürmeye kalkan kan içicilere de “bohçacı” deniyordu. Demek ki avlanmanın da insanca ve eşekçe olanı var.

 

Hikâye malumunuzdur, ama biz gene de anlatalım: Kolcular Bektaşi’yi içki içerken yakalayıp kadının huzuruna çıkarmışlar. Kadı Efendi kükremiş: “Bre densiz demiş, Ramazan gününde utanmadan içki içersin ha!” Baba karşılık vermiş: Kadı Efendi! Ben içtim. İçtim, ama nasıl içtim? Başkaları gibi Sur dibinde içip içip yıkılmadım. Sağa sola ağız dolusu küfür etmedim. Yatıp yuvarlanmadım. Aldım rakımı, beyaz peynirimi. Çıktım şehri en iyi gören bir tepeye. Oturdum bir subaşına. Yavaş yavaş demlenirken kolcular gelip beni yakaladı.” deyince meğer Kadı Efendi de demlenirmiş. Hemen kararını vermiş. “Öyleyse beraat” demiş. Yani “demlenmek” helal, zıkkımlanmak haramdır.

 

Filmlerde görür, romanlarda okursunuz. Ölmenin bir insancası, bir de köpekçesi vardır.

 

Kahramanlar, insan gibi ölür: Ölürken ağlayıp sızlanmazlar. Yalvarıp yakarmazlar. Yenilgiyi kabul ederler. Başkalarını suçlamazlar. Kimseye iftira atmazlar. Merhamet dilenmezler. Kısacası ölürken dahi küçülmezler.

 

Ölümün bir de köpekçe olanı vardır: Bunlar ölürken bir an daha fazla yaşamak için yalvarıp yakarırlar. Karşılarındaki insanın karşısında her türlü aşağılık davranışı sergilemekten kaçınmazlar. Merhametini kazanmak için yalan da söylerler, kumpaslara da girerler. Kendilerinden güçlü olanların karşısında köpek gibi yaltaklanırlar. Onların her türlü aşağılık işlerini yapmaya hazırdırlar. Kendilerinden güçsüz birini görünce de efelenirler. Onlara karşı her türlü aşağılık davranışı sergilemekten kaçınmazlar.

 

Napolyon’un, “Yenile yenile yenmesini öğreneceğiz” sözünde yenilmekten korkmayan bir kişilik gizlidir. Atatürk’ün “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatan toprağıdır” sözünde de “yenilirken bile kazanma” ümidinin parıldadığını görürüz.

 

Yiğit insan yendiği düşmanın bile şerefini düşünen insandır. Mustafa Kemal’in Yunan orduları komutanı General Trikopis’e karşı davranışı, Çanakkale’de üzerimize çullanan düşman askerlerine karşı beslediği duyguları anlatan sözleri fevkalade asilcedir. Gene tarihin yazdığına göre Timurlenk’in Yıldırım Beyazıt’a, Rus Çarı’nın Gazi Osman Paşa’ya karşı davranışı da yiğitçedir. Böyle yiğit insanlara yenilmek insanı küçültmez, aksine yüceltir.

 

SOMSÖZ: YİĞİT, İNSANCA YAŞAYAN VE İNSANCA ÖLEBİLEN KİŞİDİR.

 

            Hüseyin DENİZ

Bu haber 2286 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    Ramazan bayramına doğru09 Nisan 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir