| ||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
ANA-DOLU... ANADOLU...12 Ocak 2025, 16:22 ANA- DOLU… ANADOLU… Babamın adı ADİL… Adaletli, adalet de mülkün temeli… Babamın annesi rahmetli Ebem; yolda geçen yolcuyu, oduncuyu çağırır: “-Yavrum, acıkmışsındır, gel sıcak ekmek al. Sıcak ekmek valla bir kokar yüzlerce metrede hissedilir. Anlatılmaz ancak; yenir, yenir… Hem de nasıl yenir biliyor musun? Ebem rahmetli melek gibi değil belki de melekti… Hanife Ebem yolda geçen yolcuyu, oduncuyu çağırır, tereyağı sürer, birazda bal… Allah yemede yanında yat… Su…su… Yaz günü susamış. O, su vermez… Ayran verir. Ayran yayıkta yayılmış soğuk ayran. Fazla, yiyene, içene de bakılmaz, lokmaları sayılmaz. Çünkü yiyen mahcup olur, yemez diye az bakılır. Acaba AYRAN diğer adı katık… Ebem bu yüzden başı önünde: -Oğlum bardağın bitti mi? Ayranın var mı? -A N A- D O L U, D O L U… Kurbanım olduğum A N A- D O L U… D O L U … Yani bardağım dolu demek istiyor. Allah’ım! Ben ölem! (Valla hangi işaret konur da bilemedim. Editörüm var, ama, O Ebem… Dedem…Uyy! (Karadenizliyiz ya) Ben ölem… Al sana “ANADOLU” Nenem, ebem adını buldu… “ANADOLU...” Biz O’na “baba anne, anne anne…” de demezdik. Ebe, Ebe… Kurban olurum “EBEM” hep sen sulu gözlüydün, ama aha ben de, yetmişine gelmeden senin gibi oldum.
Sabah sabah gözlerim iki çeşme… 120 Yaşına kadar yaşadığın söylenir. Doğum yılın belli değil… Kurtuluş savaşı desem; dedem. Ebemin kocası Çanakkale de şehit olmuş. Ama Ebem sılayı terketmemiş, memleketi taa… Konya-Ilgın- Mecidiye (Yeni adı Havuçlu) köyü… Atın sırtında üç günde gelin gelmiş, ama şimdi erkek yok. Yarısı, Yemen de, yarısı Sarıkamış, yarısı Çanakkale de kalmış… Kim götürecek Konya- Ilgın- Mecidiye ye… Israr üzerine, çok sevdiklerinden, haneden ayrılmaması için, çocuk iken elleri ile yıkadığı, banyo yaptırdığı, küçük kayını, ufak tefek, kayını ile evlendirmişler. O da mübarek, ama bence doğru değil, gerçi zorunluymuş, ebemin namusunu kurtarmak, aileyi dağıtmamak için savaş şartlarında, ama yine de etik olmadığına inanıyorum. Hatta rahmetli ebem de ‘Böyle bir işe sebep olan, öbür tarafta, mezarda “DİMDİK” dursun’ diye intizar ederdi. O ayrı dram bir de geçenlerde GARİPÇE yazımda belirttim. Köyde sadece, özürlü ve eli silah tutmayan kalmış… Kiminle evlensin? Onun için Mehmet Akif ERSOY Üstadımıza hasta yatağında, “Üstad çok güzel şiir yazıyorsun…İSTİKLAL MARŞI benzeri bir şiir daha yazsana dediklerinde: Ölüm döşeğinde hiddetlenmiş, adeta kükrercesine : “-ALLAH BU MİLLETE BİR DAHA İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMASIN!“ demiş… O şartlarda, küçük, yakışıklı, minyon tipli İSMAİL, dedemi, cephe gerisinde, lojistik destek, su, ekmek, hoşaf suyu getirtmekte görevlendirmişler o yüzden şehit olmamış. Aile ocağını tüttürmüş. O da çok mübarek adam… Arı yetiştirdiği için, ARICI İSMAİL ve birazda bilgili olduğu için ‘İSMAİL’İ PİRİK’ adını vermişler… Ey HANİFE EBEM!!! Ey İSMAİL DEDEM!!!. Sizin ürettiğiniz ANADOLU ve YİĞİT insanı, NE OLUR, YALVARIYORUM, HİDDETİMDEN DE KAS KATIYIM, ŞU MUSTAFA KEMAL’IN ASKERLERİNE DOKUNMAYIN…. NE OLUR ÖLDÜRÜN BENİ, İSRAİL iti silah atmadan geliyor… PKK, YPG iti dişini biliyor. Hataysa da beni öldürün ya… Benim gibi niceleri var, O’nların yerine ölmeye hazır… Bizi öldürün ya bizi…. Ne olur; güzelim, yiğit, TEĞMENLERİMİZE kıymayın. Valla kıyarsanız etrafımız ateş çemberi iflah olmayız, olmazsınız. Bu kara kuru 70’inde ülkeye 35 yıl hizmet etmiş, yıllık izin bile kullanmamış bir Anadolu garibinin size son sözüdür… Çok duygulandım. Sürçi lisan ettimse affola…. “ALLAH’IM BU MİLLETE BİR DAHA İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMA” Eller bize geliyor. Biz hem bir yere de gitmeyiz. Gidecek yerimiz mi var? Türk Vatansız olmaz… Türk Bayraksız olmaz… Türk Ezansız olmaz… Çanakkale’de nasıl metrekareye kaç şehit düşerse, ondan daha fazla şahadet şerbetini içeriz. Çünkü “Ağuşunu açmış duruyor bize Peygamber…” Hiç şehit yüzü gördünüz mü? Ben Hakkâri’de, Meslektaşım Veli Bilici ile şehitliği de gördüm. Şehitlerimizin hepsi de hepsi gülüyordu. Çünkü Peygamberimizi görüyorlardı… O’na kavuştukları için mutluydular… Fikret SÜREN Ocak-2025 Bu haber 107 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
||||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |