 | |||||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||
|
| |||||||||||||||||||||
Sponsor Alanı
Anamur SEDİR
Anamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELER
İmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor Alanı
Ziyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
ÖĞRETMENLERİN BATI KARADENİZ BULUŞMASI
18 Haziran 2015, 22:06 ADANA KIZ İLKÖĞRETMEN OKULU MEZUNU ÖĞRETMENLERİN ÖĞRETMENLERİ İLE ELLİNCİ YIL BATI KARADENİZ BULUŞMASI 50.Yıl buluşması olarak başlayıp devam eden Adana Kız İlk öğretmen Okulu Mezunları bu yıl Batı Karadeniz’i gezmek üzere Samsun’da, Çarşamba Havaalanı’nda buluştular. Selamlaştılar, kucaklaştılar ve buluşma sevinci ile geziye başladılar. Her ilden organize eden bir arkadaşımız oldu. Anamur’dan organizeyi Şengün Özyeşilova Yıldız yaptı. Gidecekler tespit edildi. Uçak biletlerimiz alındı, ücretler yatırıldı. Adana Hava Alanı’na gitmek üzere Kaş Turizm’de toplandık. Genç yaşlılar birbirlerinden sevgi ve saygıyı esirgemezler, ölümsüzdür dostlukları, tarz olmuştur onlara uyumları. Uçtuk Adana’dan Esenboğa’ya, Esenboğa’dan Samsun Çarşamba Hava Alanı’na indik. Gördük ki Çarşamba’yı sel almamış. Samsun’da yine Ata’mızı unutmadık. Atatürk heykelinin önünde poz verdik. Sinop yoluna koyulduk. Sinop’a doğru giderken dağların denize paralel oluşunu ve dağların denize “dur, içeri girme!” der gibi dimdik duruşunu gözlemledik. Ağaç denizinde yüzer gibi ilerleyerek ‘Kuzeyin hırçın güzeli Sinop’a vardık. Yurdumuzun özelliği olan dört mevsimi zaman zaman bir gün de yaşanması Karadeniz’de de var. Yeşille mavinin cem oluşunu bol bol izledik. Sanki yeşil denizde yüzer gibiydik. Butik Otelde konakladık. Yorgunluğumuzu attık. Eski bir yerleşim yeri olan Sinop pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Boztepe Yarımadası’nda kale kent olarak kurulmuştur. Romen Diyojen’in memleketi, heykelini görüp resimler çektik. “Gölge etme başka ihsan istemem” sözünü okuduk.
Sinop kalesini ve kale içindeki hapishaneyi gezdik. Hapishane 11. Abdülhamit zamanında yapılmış. Burada sürgünler, siyasi suçlular yatmıştır. 1996 dan sonra müze olarak kullanılmaya başlamıştır. Burada yatan meşhur sürgünler şunlardır: Refik Halit Karay: İttihat Terakki karşıtı olmaktan. Mustafa Suphi; İttihatçı, rejime karşı olduğu için. Ahmet Bedevi Kuran: Sürgün. Refii Cevat: Yazıları nedeniyle. Hüseyin Hilmi: Sürgün. Burhan Felek: Kısa bir süre sürgün olarak yatmış. Osman Cemal Kaygılı: Sürgün. Celal Zühtü Benneci: Sügün, İstanbul’da bakkallık yaparmış. Sebahattin Ali: Siyasi suçlu olarak. Kerim Korcan: Harp Okulu davasından. Osman Deniz: Talat Aydemir davasından. Zekeriya Sertel: Yazılarından dolayı. Hüseyin Pehlivan: Şöyle bir söz yazmış ‘Lezzet-i gurbette meyyüs ol da gör. Cevheri hürriyeti bir kere hapis yatta gör’ diyerek duygularını ifade etmiş. İnce buruna doğru yola çıktık. Git git bitmiyor, arkadaşlar ‘Karadenizli burnu böyle olur’, diyerek espri yaptılar. Seyir terasları ile ünlü İnce Burun da resimler çektik, tabiat güzelliklerini gözlemledik.
Her zaman yağış aldığı için zengin orman ve bitki örtüsü ile kaplıdır. Karadeniz’in kara içine bir ırmak gibi girdiği, ülkemizin tek fiyordunu gördük. Çevresi çam ağaçları ile kaplı, tabiat güzelliği ile ünlü Hamsilos Koyu’nda resimler çektik, çekindik.
Eğrelti otları ile süslü yollarda ilerledik. Karadeniz sanki hüzün yaşıyormuş gibi sisli ve yağmurlu idi. Ama bu sisi yağmuru bembeyaz çiçeklerle süslü akasya ağaçları hiç umursamıyordu. Yol kenarları sütleğenler, deve dikenleri ve yine eğrelti otları ile dolu idi. Sarımsağı ile ünlü Taş Köprü üzeri yağmur altında Kastamonu’ya ulaştık. Taş Köprü yolunda ilerlerken sarımsaklı iş yeri isimlerine rastladık. “SARIMSAK AĞA LOKANTASI” gibi. Kastamonu milli mücadeleye hizmeti ile ünlü bir ilimiz. En çok şehit veren şehrimiz. Şerife Bacı park içersinde güzel bir kompozisyonla heykelleştirilmiş. Tabii Atatürk’le birlikte.
Atatürk Şapka devrimini Kastamonu’da gerçekleştirmiştir. Tarih gerçekleri yansıtır, efsaneler ve mitoloji tarih için yemeğin yanında salata gibidir. Şehrin ortasında Nasrullah Köprüsü ve Nasrullah Meydanın’da resimler çektik. Münire Medresesi El Sanatları Çarşısı’ndan alış veriş yaptık ve gezdik. Ilgaz’a geçtik. Hababam Sınıfı yazarı RIFAT ILGAZI yad ettik. Tuz odaları ile özellik kazanmış AKBAK OTEL’de konakladık. Tuz odalarına girdik. Ilgaz yemyeşil doğası ile insana keyif veren bol oksijenli havaya sahip. Manzara dolu bir yolculuktan sonra Yörük Köyü’ne ulaştık. Taş sokaklarda yürüyerek Kasım Sipahioğlu Konağı’nı ziyaret ettik. Hatice Filiz Hanım’dan bilgi aldık.
Eski taş evlerin özelliklerini gördük. Banyosu (hamamlığı) oda içinde, musandıralı, ocaklı (şömineli) odaları, zincirli teraziyi, ilkel tahta beşikleri, bakır sefer tasını, tahta kerevetleri, düveni, çakmak taşını gördük. Hatice Hanım hamamlıkta hanımların tarladan gelen eşlerini nasıl banyo yaptırdığını temsili olarak bizlere dramatize etti. Yörük Villaları çok ünlü. Turistlerin en çok ziyaret ettikleri yerler. Evler birbirinin havasını, güneşini kesmeyecek şekilde, komşunun komşuyu rahatsız etmeyeceği şekilde yapılmış. Tabi bizim an itibariyle eski dediğimiz bu adap ve edepler hayran bıraktı. UNESCO burayı koruma altına almış. Evler tek tek restore ediliyor ve koruma altına alınıyor. Yine fotoğraflar çekildi. Safranbolu’ya varış. Hıdırlık Tepesi’ne çıktık, rehberimiz Safranbolu hakkında bilgi verdi. Safranbolu ismini safran bitkisinden almıştır. Safranbolu’daki Mencilis Mağarası Türkiye’nin 4. büyük mağarasıdır. Safranbolu’nun Arasta Çarşısı’ndan alışveriş yapıldı. Fatih İstanbul’u alırken Safranbolu’yu namazlık olarak kullanmıştır. Bartın’ını otobüsle geçtik. Amasra’ya ulaştık. Konakladık. Amasra Kale’sini, Kemere Köprüsü’nü gezdik, bol bol resim çektik. Amasra Parkında rahmetli BARIŞ AKARSU’nun heykeli ile resim çektirdik.
Yolculuğumuz Zonguldak’a ulaşmak üzere yeşillikler arasından devam ediyor. Şehri panoramik olarak turluyoruz. Ereğli-Alaplı sahil yolundan Akçakoca’ya ulaştık. Çay molası ile biraz. Akçakoca, Karadeniz’in muhteşem sahili ile şirin bir ilçesi. Kestane ve fındık bahçeleri arasından yol aldık. Düzce üzeri Bolu’ya çınar ağaçlarının arasından geçerek ulaştık. Soylu Otel’de konakladık. Gala gecemize öğrencilerine sürpriz yapan Özden Özenir hocamız da katıldı. Konuşmalarıyla renk kattı. Hocalarımız anıları ile neşemize neşe kattılar. Halaylarla, şarkılarla, şiirlerle veda gecemizi süsledik. Son sabah kahvaltımızı aldıktan sonra Abant’a doğru hareket ettik. Abant sisli ve yağmurlu idi. Şemsiyelerimizi açarak doğa yürüyüşlerimizi ve yöreye özgü ürünlerden aldık. Turistik olarak insanların hizmetine sunulan atlar, bisikletler, faytonlar hazırdı. Sapanca Gölü’nün kıyısında açlığımızı giderdik ve Sapanca Gölü’nün doğal güzelliğini seyrettik. Mahmudiye Köprüsü’nden geçerek Maşukiye köyüne ulaştık. Yine fındık ve kestane bahçeleri bize arkadaşlık etti. Maşukiye çınar ağaçları ile süslü şirin bir köy. Maşukiye’den İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na ulaşmak üzere bazı arkadaşlarla vedalaştık. Bu buluşma bizleri gençliğimize götürüyor. Dönerken bir ruh tazeliği, zindelik hissediyoruz, anıların canlanması, sohbetler ayrı güzel. Batı Karadeniz’in doğal güzelliklerini, kültürel zenginlilerini gördük. Yöreye mahsus özel lezzetlerini tattık, suyunu içtik, havasını soluduk. Organize eden tüm arkadaşlarımıza ve bizleri yalnız bırakmayan Necla Birol, Nedime Çelik, Özden Özenir hocalarımıza sonsuz teşekkürü borç biliriz. Tüm katılımcı arkadaşlarımıza ve hocalarımıza sıhhat ve afiyet dolu günler dilerken 2016 Mayıs’ın da buluşmak üzere HOŞÇA KALIN. Fatma ÖZDENİZ 2015 Bu haber 2204 defa okunmuştur.
|
Sponsor Alanı
SANATIN İÇİNDEN ; Sponsor Alanı
|
|||||||||||||||||||
|
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |
|||||||||||||||||||||
.jpg)
.jpg)
