| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
YALNIZ BİR BAYAMI NEDEN HAKETTİK?22 May?s 2020, 18:13 YALNIZ BİR BAYAMI NEDEN HAKETTİK? Çocukluğumdan bu yana yaşayacağım bir bayram tarzı mı, şekli mi desem, isim bulamıyorum. Nerde kaldı harıl harıl yaptığımız bayram hazırlıkları. Çünkü evimizi bayrama hazırlamak, bayramda ziyaretçilerimize derli toplu temiz görünmek, hem şahsımıza hem de karşımızdakine duyduğumuz bir saygıdır. Arife günlerinin tadı da bir ayrıydı. Her evden havaya karışan mis gibi pişi kokuları, komşularla toplanıp yapılan bayram tatlıları. Evi alaşağı ettiğimiz temizlikler. Tertemiz mis gibi bir koku ile eşimizle çocuklarımızla, konu komşumuzla, dost ve arkadaşlarımızla kucaklaşmak, birbirimizin kokusu ile mest olmak dünyanın en erişilmez zevklerinden biri idi. Herhalde ter kokulu birini asla kucaklamak istemez insanlar. Dinimizin de en önceliği temizlik değil midir? Mis gibi temizlenmiş evler de içilen kahveler çaylar ve bunların sıcaklığı ile edilen bayramın unutulmaz sohbetleri sevgiden giyilmiş gömlekler gibiydi. El öpen çocuklar, çeşitli hediyelerle, harçlıklarla onları sevindirmeler. Kimsesiz teyzeyi amcayı ziyaret edip küçük büyük elimizden geldiği kadar armağanlarla taltif edip ellerini öperek onlara yalnızlıklarını bir anda olsa unutturmalar, insanı insan yapan değerlerdi. Anne babasının kırgın olduğu komşunun bile elini öpüp harçlık toplayan çocuklar vardı bu dünyada. Bayramlıklar ayrı bir heyecan katardı yaşamımıza. Ayakkabı kucağımda yattığım bayramları hiç unutmam. Evin her ferdinin bayramlığına son şekli verilip yatakların başucuna asıldığı günlerimiz. Hanımlar hem kendilerine hem beylerine bayram kıyafetinde daha fazla bir önem vermeleri. Bey bayram namazına gidecek uyuya kalırım diye sabah namazından sonra uyumayan hanımlar. Eşini namaza gönderip o gelinceye kadar ailesine mükellef bir kahvaltı hazırlamayı kendine bunu fedakârlık değil zevk edinen maharetli hanımlar. En büyük zevk ve inanılarak yapılan; evin babasını bayram namazı dönüşü kapıda çocukların, evin hanımının güler yüzle karşılayıp elini öpmeleri ve babanın anneye sarılıp bayramlaşması o ailenin sağlıklı bir yapıya sahip olduğunu göstergesiydi. Bu davranışlar örnek olmaktır. Anne kızına, baba da oğluna… Bu güne gelmeden bir kaç yıldır bayramlarda ev kapanmaz diyen atalarımıza, örf ve adetlerimize inat edercesine; bayramlarda evleri kapatıp tatil beldelerine gitmeler. Karşı komşusunu bile tanımayanlar. Yoksulu fakiri hakir görenlerin cezalarımıdır acaba bu yıl herşeye hasret kalmamız, sağlığımızdan ciddî endişe duymamız. Çok sevdiğimiz insanlara sarılamamamız. Kapılarımızı kapatmayacağımız insanlara bile kapatmamız. Birbirimize CÜZZAMLI gibi bakmamız. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin hele ki kıymağımız evlatlarımızın, torunlarımızın kokusunu almadan tecrit edilmişçesine evde yalnız kalmamızın nedenleri midir? Yeni nesil misafirliği ve misafiri sevmiyormuş acaba onların narı mı yaktı bizi. 70-80 yaşından sonra çekilecek ceza değil bu. Günahımızı affetsin yaradan. Olmayanların zaten yok. Lüks arabalılar, uçağı, helikopteri olanlar, nefislerine binip havalar da uçanlar; ne oldu olmayanla, yaya yürüyenlerle bir oldunuz. Atlaslara bürünenler, kürklerle gezenler, mükellef sofraları sosyal medyada görüntüleyenler, ayakkabı, çanta dolaplarını teşhir edenler siz mi yaptınız bu kötülüğü bizlere. Sizlerin günahını biz de mi çekiyoruz acaba? Yaradan kurunun yanında yaşı da mı yakıyor. Sırf gösterişten ibaret sorumsuz bir nesil yetişiyor. İnsani değerleri zayıf, maddeci, maneviyatsız gelen bir nesil… Kavgalar, gürültülerle dolu bir dünya. Büyük olan küçüğün başını okşamıyor. Tepesine tepesine vurup öldürüyor veya öldürme yollarını arıyor. Nasıl uğramayalım bu felaketlere arlı ile arsız dans ediyor. Mukkadeslerimizi, faziletlerimizi, erdemlerimizi yok ettik. İnsanlığı ot ettik, yok ettik. Arsızlar, hırsızlar, namussuzlar revaçta. Ahlâkımız yerlerde sürünüyor. Ahlaklı olan salak, ahlaksız olanlar akıllı görülür oldu. İnsanları ar zapt ederdi, arsızlar tahta çıktı. Yenen ekmeğin içilen suyun helalliği haramlığı aranmaz oldu. Varlığı olanlar olmayanların arından, namusundan hatta malından faydalanır oldu. Güven yoksulluğu yaşıyoruz. İşçi patrona, patron işçisine güvenmiyor. Kötülük yapmak maharet oldu. Kötü olana nerdeyse saygı duyulur oldu. Neden derseniz aman bana zararı dokunmasın. Çünkü hak ve adalet kalmadı. Aman ben çok konuştum herhalde ALLAH GÜNAHLARIMIZI AFFETSIN BİR DAHA BÖYLE BAYRAMLAR YAŞATMASIN. BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN. Nice sarmaş dolaş olacağımız bayramlara eriştirsin. Fatma ÖZDENİZ 22/05/2020 Bu haber 941 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |