![]() | |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor Alanı![]() Anamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELER![]() İmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor Alanı![]() Ziyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
UNUTULAN ALIŞKANLIKLAR![]() 18 Temmuz 2020, 21:56 UNUTULAN ALIŞKANLIKLAR Gün geçtikçe yozlaşıyoruz. Örflerimizden adetlerimizden uzak bir yaşam tarzı oluşmaya başladı. Sabah erken kalkma bitti. Ataların sözleri vardı: “erken kalkanın kısmeti açık olur/erken kalkan yol alır/erken var ki yer bulasın” vesaire… Artık erken kalkmak rafa kalktı çünkü gece uykuları maalesef ki iyi uyunmuyor. Bilgisayarlar, sosyal medya uğraşıları insanlarımızı bilhassa gençleri uykudan etti. Belki asabi oluşumuz, iletişim bozukluklarımızın ana nedenlerinden biridir. Aile uyanınca birbirine günaydın diyerek ve birlikte kahvaltı ederek güne başlaması, sofrada kimin gün içinde ne yapacağından nereye gideceğinden yakınlarının haberdar olması, “güle güle, hayırlı işler” denmesi, akşama gelirken almaları veya yapmaları gerekenlerin söylenmesi, aile içi iletişimin günün başında başlamasıdır. Güne karşılaştığımız insanlarla selamlaşmak en güzel âdetlerimizdendi. Hatta hastası veya herhangi bir derdi olan komşu ile karşılaşsak ayaküstü halini hatırını sormak adettendi. Böylece dertlerimizi paylaşırdık. “Hayırlı işler” dilenir. Hayır dinleyenlerden manevi güç alırdık. Mahallemize, apartmanımıza yeni taşınana hoş geldin der bir ihtiyacınız var mı? Soruları sorulur ve ilk ilişkileri başlatırdık. Birbirimizi tanımayan bir günaydını söylemekten yorulan insanlar olduk. Elinde kocaman alışveriş poşeti ile gelen teyzenin yardımına koşarken şimdi görmezden geliyoruz. Adres soran yaşlı amcaya yanlış tarif verip arkasından gülüp dalga geçiyoruz. Hâlbuki geride kalan zamanlar da amcayı sorduğu adrese kadar götürürdük. Çocuklarımız, gençlerimiz hayatı sanal âleme dönüştürdüler. Otobüsler de yer vermemek için uyuma numarası yapanlar, ailede veya herhangi bir mekânda bir büyük gelince ayağa kalkılır ona yer verilirdi. Büyükler daima evin köşe tarafına gençler kapıya doğru otururdu ki gençler oradaki anne baba büyüklere hizmette yardım ederlerdi. İkramlarda ev sahibine yardım gençlerin bir numaralı görevi idi. Komşularımızdan ihtiyacı olanlar gözetilir onuruna dokunmadan yardımlar yapılırdı. Yapılan yardımlardan kimsenin haberi olmazdı. Öksüzlere bayramlıklar alınır başları okşanırdı. Bayramlarda ev boş bırakılmaz kapı kapatılmaz misafir beklenirdi. Şimdi bu güzellikler unutuldu. Bayramlar tatil bahanesi oldu. Gerçi tatile girmeseler de bayramlaşmalar kalmadı. Bayramlarda işler bırakılır eş dost akraba ziyaretleri yapılırdı. Yeni veya en güzel kıyafetler giyilir misafir beklenirdi. Yaşlılar, hastalar ziyaret edilirdi. Tepeden tırnağa yapılan ev temizlikleri, heyecanlı bayram alışverişleri. Çeşit çeşit lokumlar, çukulatalar, şekerler bayramların vazgeçilmezlerindendi. Postacı amcalar. Posta diye seslenirleri hala kulağımda. Açılan mektuplar beklenen sözler. Alınan güzel haberlerle rahatlayan yürekler. Bazen de acıların, ayrılıkların, okuyucusunu bedbaht eden mektuplar. Sevgililerin defalarca okuyup mutlu olduğu koynunda sakladığı mektuplar. “Bak postacı geliyor/Herkes ona selam veriyor...” diye şarkılar yazılan, bazen de: “Gelmez olaydın/Bu haberi vermez olaydın” diye yakınmalar postacının haberi olmadan gelişenlerdi. Çok sevineceği bir yerden mektup alanların postacıya verdiği müjdelikler. Bayram tebrik kartları vardı.Her akrabamıza veya arkadaşımıza ayrı seçerdik.Başka bir şehirde isek o şehrin engüzel görünümlerini ifade eden kartları sevdiklerimize postalardık.Bize gelen kartları da büyük bir zevkle açar okur bazen de duygulanırdık.Bunu doğduğu yerden uzakta bayram geçirenler iyi bilirler .Bayram tebriklerini önce telefonların yaygınlaşması ile günümüzde de sanal alem yok etti.Ama ben o kartları özlüyorum çünkü hepsi maddi bir anıydı ama manevi değerleri çok yüksekti. Jetonlarımız vardı. Telefon kulübeleri vardı. Sevenleri buluşturan, iyi haberlerle güldürüp acı haberlerle ağlatan, sevgileri birleştirilip ayıran, o zamanı yaşayanlarda unutulmaz anılar bırakan o unutulan telefon kulübeleri ve jetonlar yok oluverdiler. Yerini medya mesajları alıverdi. Sevdiklerini kopyalarılar sevmediklerini silerler. Yalanlığını Unutulanlardan biri de misafirin ayakkabılarını düzenli bir şekilde yola doğru çevirme. Evin en çok genç kızlarının vazifesi idi bunlar. Misafir ayakkabısını rahatça giyerdi. Ayakkabı çevirmek saygıdan sayılırdı. Şimdi gençler diyecek ki “nerde kaldın, hangi devirde yaşıyorsun teyze.” Günümüze ters gelen adetlerden artık. Misafire su verip ayakta beklemek. Çayları takıp edip çayı bitenin çayını yenilemek, boş bardakları toplamak. Gençlerin büyüklerin sohbetlerini saygı ile dinlemeleri. Büyüklerin sorularına saygıĺı cevap verip laubali olmamaları günümüz de unutulanlardan. Gençler odalarından çıkmazlar, misafirden bi haberler. Onun için çoklarında konuşma adabı yoktur. Daha çok unuttuklarımız var. Yeri ve zamanı geldikçe hatırlamak lazım örflerimizi adetlerimizi hurafelere kapılmadan uygulayalım. Fatma ÖZDENİZ Bu haber 5521 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı![]() |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |