| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
RUMLAR VE YUNANLAR ATA'YI ANIYORLAR13 Kas?m 2012, 23:35 Bir tarafta Megali İdea düşüncesiyle neredeyse bütün Anadolu’yu Yunan toprağı yapmaya çalışan Yunanlar, diğer yanda Başpiskopos Makarios’la birlikte “ne zaman ki ateşle su bir araya gelir, işte o zaman biz de Türklerle bir arada yaşarız.” diyecek kadar Türklerden nefret eden EOKA tedhiş örgütü lideri Grivas ve Rumlar. Bugün işte tam da yeri gelmişken bu “kan davalılarımız” Rumlar ve Yunanlar Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu, büyük insan Mustafa Kemal Atatürk için ne demişler, ne düşünmüşler görmekte fayda var. Çok fazla örnek vermeye de gerek yok, sadece 3 kişi ve düşünceleri pek çok şey anlatmaya yetecektir şüphesiz. İlki 15 Mayıs 1919 günü Batı Anadolu’yu işgal eden ve İzmir’e çıkan Yunan askerlerinin komutanı General Trikupis bu kan davalılarımızın. Büyük edebiyatçımız değerli insan Hıfzı Topuz 1952 Mart ayında Mustafa Kemal Atatürk’ten “Kemal” olarak bahseden ve ona olan hayranlığını hiçbir zaman saklamayan General Trikupis ile evinde bir görüşme yapar. Bu görüşmede “…Bizim Anadolu’da işimiz ne idi? Bizim menfaatimiz Balkanlarda, Makedonya’da, Adalarda olabilirdi, amma Anadolu’dan bize ne? Ne diye bizi oralara gönderdiler? Şimdi artık itiraf etmekten çekinmiyorum, bizim Anadolu savaşında hiçbir menfaatimiz yoktu. Biz yabancı devletlere alet olduk. Sizden de, bizden de bunca insan öldü. Bu kadar şehit verdik. Sonunda ne oldu? İşte bugün kardeşiz. Hata idi Anadolu hareketi, hem de muazzam bir hata.” diyen Trikupis 26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan Büyük Taarruz sonrasında esir alındıktan sonra Atatürk’ün huzuruna getirilişini ise “…İnönü beni Atatürk’e tanıttı. Gazi’nin bana söylediği sözleri hiç unutmayacağım. ‘Üzülmeyin generalim.’ dedi. ‘Siz görevinizi sonuna kadar yaptınız. Askerlikte yenilmek de vardır. Napolyon da savaş kaybetmiş, tutsak olmuştu. Size karşı büyük bir saygı besliyoruz. Burada kendinizi tutsak durumda saymamanızı rica ederim. Konuğumuzsunuz. Yakında her şey düzelecektir. Buyurun, istirahat edin.’ Atatürk’ün bu ince ve nazik davranışı karşısında rahatladım. Bu büyük komutana karşı içimde bir hayranlık duymaya başladım…” sözleriyle aktarır. Pek bilinmeyen veya bilinmek istenmeyen bir durum ise General Trikupis’in emekliye ayrıldığı dönemden hayatını kaybettiği 1959 yılına kadar geçen süreçte her 10 Kasım ve her 29 Ekim’de Türkiye’nin Atina Büyükelçiliği’ne giderek Atatürk’e olan saygısını onun huzurunda göstermekten tereddüt etmemesidir.İkinci örneğimiz ise Rum asıllı Grivas’tır ve o da Yunan ordusunda İzmir’e çıkan birliklerde teğmen olarak savaşmaktadır. 1955 Nisan ayından itibaren Kıbrıs adasını kan gölüne çevirecek olan Grivas “…Gerilla harbinin tadına ilk defa bu dağlık bölgede vardım ve burada bu harbin sağladığı olanakları tanımaya başladım. Yalnızca tüfeklerle donatılmış gayri nizami bu grubun mevzileri topçu ateşimiz altına alındığı halde, büyük bir kolaylıkla tam bir gün bölgeyi tuttuğunu görmek beni hayran bırakmıştı.” sözleriyle Kuvayı Milliye güçlerine ve “daha sonra milletinin Ata Türk’ü olacak olan” dediği Mustafa Kemal Atatürk’e hayranlığını hasetle karışık ifade etmekten de kaçınmaz.Atatürk’le ilgili son örneğimiz ise Kıbrıslı Rum halk ozanı Haralambos M. Azinas’tır ve onun Atatürk’ün ölümünün hemen ardından kaleme alıp duygularını dile getirdiği “Kemal Atatürk’ün Yaşamı ve Ölümü” isimli bir şiiri bulunmaktadır. 154 dize ve Rumca olarak yazılan şiir Türk alfabesine uygun olarak yazılmıştır. Şiir üç, bazen de dört dize halinde kafiyelendirilmiştir. Söz konusu bu şiirde Selanik’te doğumundan itibaren Atatürk’ün hayatıyla ilgili olarak bilgi veren şair sözü daha sonra 10 Kasım gününe getirir. Şair şiirin 3-8.dizelerinde şöyle seslenir;“...Siz hazır bulunanlar; Kulak verin sözlerimeKemal Atatürk’ün hayatını anlatacağım. Ölüm bulutlarının ırkını örttüğüAvrupayı bir baştan bir başa yasa boğduğuBu olaydan ürpermedik tek yürek bırakmayacağım.”Şair daha sonra 19- 22. dizelerde Atatürk için “Gören hayran kalırdı ona. Ulusuna övünç, vatanı için yarar idi. Türk soyundan uyanık, canlı. Nice yüksek okuldan geçmiş, iyi öğrenimli...” der. Şiirin 23. dizesinden başlayarak Atatürk’ün askeri lise, Kara Harp Okulu dönemi ve Bulgaristan’a Sofya Askeri Ataşesi olarak atanmasını dile getiren Azinas daha sonra sözü Çanakkale ve Milli Mücadele’ye getirir. Azinas’ın ifadesiyle “Dirençle ve yürekten savaşır Çanakkale’de. Arkasından çetecilik dönemi gelir ve büyür gün günden yandaşları. Yararlık ve başarılarını gördükçe halk. Ona yürekten bağlanır.” Milli Mücadele’nin başlamasını bu sözlerle ifade eden Azinas, Mustafa Kemal’in Anadolu’ya geçerek üç ay içerisinde kongreler yaptığını, “Sultan’ın egemenliğini heryerde kaldırdığını” dile getirir. Halk ozanı Azinas’ın “Türkiye’nin önderi, bu büyük adam” olarak nitelendirdiği Atatürk’ün Milli Mücadele sonrasında yaptığı ilk iş ise Yunanistan’la dostluk köprülerini atmak olur. Bunun arkasından gelen adım ise Balkan Paktı kurulması aşamasıdır;“Diyelim açmazlık içinde olduğu Yunanla/Ki hiç nedensiz barışmaz düşman idiler.Oturup anlaştılar/Ve köklü bir dostluğun temelini attılar.Arkasından bu dostluk halkası büyür/Ve tüm Balkanları içerir.Bitsin artık nefret ve savaş/Ülke kalkınması önde gelir.”Atatürk’ün de 9 Eylül sonrasında ifade ettiği üzere asıl mücadele şimdi başlar ve “istenç ve özveriyle kolları sıvar, ülkesini yüceltmeye koyulur.” Latin alfabesi gelir, çok eşliliğe son verilir. Medeni Kanun uygulamaya girer. Kıyafet Devrimi ülkeye yayılır;“Gereğince ve gücünce çalışıp/Düşlerini gerçek kıldı.Çağdaş programlardı uygulanan/Bundan yepyeni bir kuşak yaratıldı.Vatan yüceldi yüceldi/Kemal adı ona ün kazandırdı.Buna hayran olan Türkler değildi özelde/Tüm ülkelerde vardı bu tutkunluk genelde.”Azinas’ın şiirinin 83. dizesinden başlayarak son dizeye kadar olan kısım ise Atatürk’ün rahatsızlığı, 10 Kasım 1938 ve sonrasında yaşananlarla ilgilidir. Bu arada Azinas, Yunanlıların duygularına da 87-88. ve 129-136. dizelerde yer verir;“Sağlığa kavuşması için tümden yakarır Yunan halkıEller Tanrıya açılır, mumlar yakılır.../Uyan ulu önder, Türk’ün atası uyan!Halkın övüncü, ulusun baştacı uyan!/Uyan ve çevreni gözet.Yarattığın yeni kuşağı göresin/Sevdiklerini, konuşmak istedikleriniVe seni izleyen dostun Metaxas’ı göresin;/Bak nasıl yaş dökerek yanında durmaktalar.”Azinas, Atatürk için kaleme aldığı bu uzun şiirini “Sen ölmedin Kemal, yaşıyorsun. Dost yüreklerdedir senin yerin.” diyerek devam ettirir ve “Sözü noktalarım: ‘Ruhu şad olsun.’ diyerek” dizesiyle bitirir.Fazla söze gerek yok değil mi? Dostlukla kalın. Doç. Dr. Ulvi KESER Bu haber 2494 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |