anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 16  
»Bugün 499  
»Toplam 14378440  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 18.219.103.10
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

ORDA BİR KÖY VAR UZAKTA; KALAVAÇ

Ulvi KESER

07 Haziran 2014, 10:21

Ulvi KESER

                ORDA BİR KÖY VAR UZAKTA; KALAVAÇ

      Akdeniz’in incisi Kıbrıs adasında sırtını Beşparmak Dağlarına vermiş bir Türk köyü var; Kalavaç.

Osmanlı İmparatorluğu tarafından Kıbrıs adasının 1571 tarihinde fethedilmesinden itibaren sahip olduğu bütün özellikleri bugüne kadar korumayı bilmiş ve başarmış bir köy Kalavaç.

Köyün nüfusu 300 civarında dolaşmaktadır ve köy 1571 sonrasında devam eden Türklüğüyle övünen bir köydür. Bu kadar mıdır köyün özelliği diye sorulacak olursa elbette hayır demek lazım. Tarım arazisi çok da uygun olmayan, küçük çaplı hayvancılığın yapıldığı köyde müthiş bir zeytincilik potansiyeli var ve bu da özellikle köy muhtarının girişimleriyle son derece başarılı bir şekilde değerlendirilmiş. Beşparmakların Mesarya ovasına bakan yamacına yerleşmiş durumdaki köy zeytincilik ve fıstık çamlarıyla gelecekte adından sıkça söz ettirecek türden.

         
 
        Yeniceköy’den sapınca olanca güzelliğiyle sizi karşılayan köye daha girer girmez çevre kirliliği ve hijyen konusundaki duyarlılığı görmemeniz mümkün değil. Çöp torbalarının ağızları sıkı sıkıya bağlanmış durumda ve hemen köy meydanında engelli vatandaşlar için yapılmış özel tuvaletler köyün artı hanesine bir puan daha yazmanıza neden oluyor. Bu arada köyde anıt ağaç niteliği kazanmış –bir tanesi en az 800 yaşında olmak üzere- çok sayıda zeytin ağacı bulunduğunu da belirtelim. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 187 köyü içerisinde belki de nevi şahsına münhasır tek köy burası. Neden mi? İşte sebepleri;
 

      Köy bugüne kadar tek bir kişi bile göç almamış. Dolayısıyla homojen yapısını yüzlerce yıldır korumayı bilmiş. Köyde neredeyse herkes birbirleriyle şu veya bu şekilde akraba. Durum böyle olunca müthiş ve inanılmaz bir otokontrol sistemi var. Köyün son derece enerjik, girişimci, inisiyatif sahibi ve tuttuğunu koparan muhtarı Ömer Meraklı’nın ifadesiyle “Adadaki bütün köyler Kalavaç gibi olsa avukatlar aç kalırdı.”

Kalavaçlılar Toros Dağlarının Muğla ayağıyla Karaman’ın Zağlı bucağından adaya gelen atalarının izinden gitmeye devam ediyorlar ve Osmanlı Yörük gelenekleri yanında Hacı Bektaşi Veli geleneklerini de harmanlayarak bugün de yaşatmasını biliyorlar.

  

        90’lık Ayşe Teyze hala tek başına yaşadığı evinde çulfallık gayıtı başında ve dokuma tezgâhında çul ve çaput dokumakla meşgul. Evi ise neredeyse küçük bir etnoğrafya müzesi görüntüsünde. Esasında köyün tamamı bir açıkhava müzesi olarak da düşünülebilir. Kıbrıs adasında özellikle son birkaç yüzyıl içinde kullanılan ne kadar alet edavat varsa köyde sokak başlarına serpiştirilmiş durumda. Daha köyün girişinden itibaren bu hava insanı sarıp sarmalıyor ve tarihin derinliklerinde müthiş bir yolculuğa çıkartıyor. Kapılarda neredeyse hiç kilit yok. Eski usul küçük bir tel o müthiş zarif kapı tokmaklarının yanında koca kapıları kapatmakla meşgul. Kapılar hiç kapanmıyor. Köylüler son derece güleryüzlü ve misafirperver. Muhtarın müthiş enerjisi, uzakgörülü yaklaşımları ve projeleriyle köyün şöhreti sınırları aşmış durumda. 400 yıllık doğal arı kovanları da, eski Kıbrıs Türklerinin giydikleri ve yaklaşık 500 yıla tarihlenen dizlikler de, o caanım nostaljik ve tarihi demir karyolalar da bu köyün sosyal hayatında hala görülebiliyor. Köyün etrafındaki yamaçlar ve kayalıklar ise birbirinden ilginç taş örnekleriyle dolu ve kesinlikle başta Maden Tetkik Arama Kurumu olmak üzere madenciler, jeologlar burada ciddi ve bilimsel araştırmalar yapmalılar. Bu taşlar köy muhtarı tarafından değişik şekillerde köyün farklı noktalarına serpilmiş ve meraklı ziyaretçilerini bekliyor.
 

         Halen köy muhtarının elinde bulunan son derece önemli, değerli ve ilginç belgeler ise köyün adeta tarihçesi gibi. 

        

İngiltere tarafından 1878 sürecinde İngilizleştirilmeye çalışılan bu köy ve arazileri köylülerin direnmesi ve doğrudan İngiltere Kraliçesini dava etmelerinin ardından kurtuluyor. Kıbrıs adasında en az Rumlar kadar Kıbrıs Türklerinin de haklarının olduğunu göstermesi bağlamında son derece kayda değer belgeler bunlar ve Türk arazilerinin de doğrudan koçanı. Söz konusu belgeler incelendiğinde tıpkı Toroslarda karşılaşılacağı üzere Şıllagların Beleni, Yorgan Uçurtan, Beyöldüğü gibi tamamen Türk ve Türkçe olan yer isimleri burada söz konusu ve doğrusunu söylemek gerekirse İngiliz tapu idaresi nakış işler gibi her tepe, her dere, her dağ, her çalıyı Türkçe isimlendirerek köyün Türklüğünü doğrudan resmileştirmiş ve tescillemişler.

        
       Kıbrıs Türk kültürünün ve özellikle Kalavaç kültürünün ve tarihinin yaşatılması yönünde müthiş adımlar atılmış durumda köyde. Muhtar Ömer Meraklı bu konuda bilimsel ve mantıklı projeler sunacak herkese kapılarını ardına kadar açmış durumda. Örneğin köyde tarım arazilerinde haşereye karşı uygulanan kimyasallarla mücadeleye karşı çıkan köy muhtarı yaptığı onlarca toplantı, köylüleri bilinçlendirmeye ve aydınlatmaya yönelik seminer ve görüşmeler sonrasında biyolojik mücadele yanlısı yeni bir strateji geliştirmiş durumda. Bu da doğaldır ki köydeki sosyal hayatı ve insan ömrünü uzatacak ve takdir görecek türden bir yaklaşım. Köyde tarihi değere haiz bütün evler ve köy camisi restore edilmiş ve turizmin hizmetine açılmış durumda. Ayrıca kurulan Yerel Değerleri Yaşatma Derneği vasıtasıyla da etnografik malzemeler tescillenmekte.
 
       
 

Köyde kılıç yapan zanaatkardan dokuma tezgâhında çalışana, dülgerden galligaya Kıbrıs Türk kültürünün dününe ait ne ararsanız var. Köyde Mutluluk Koruluğu adı verilen bir ağaçlık da yaratılmış adeta köylüler ve ziyaretçiler için. Tarihini, kültürünü ve dününü korumaya çalışan Kalavaç’ın tarım arazileri ve zeytincilikle ilgili projeleri ise ne yazık ki KKTC ve Türkiye’den değil Avrupa Birliği tarafından destek görmüş. Örneğin Kalavaç’ta üretilen enfes zeytinyağı İla ismiyle ancak AB standartları ve normları altında şişelenmiş. Bu durum küçük çaplı rahatsızlık da yaratmış köyde ve haklı olarak “Neden kendi devletimiz ve anavatan Türkiye bu projeleri hayata geçirme konusunda BM Kalkınma Programı Gelecek İçin Ortaklık (UNDP-PFF) Projesi çerçevesinde gerçekleştirilen BM Kalkınma Programı ve AB’den geride kalıyor?” diye sormaktan da geri kalmıyorlar.

 

Kalavaç köyü kadın haklarından işbirliği ve dayanışmayı gerektiren kooperatifçiliğe, köyde oluşturulmaya çalışılan kütüphane ve botanik bahçesine her yönüyle örnek alınacak türden bir köy.

       
       Kalavaç ayrıca 15 Nisan Dünya Sanat Günü kapsamında adanın her iki tarafından olduğu kadar ada dışından da onlarca sanatçı ve sanatseverin katıldığı muazzam ve uluslararası kültürel ve sanatsal faaliyete de ev sahipliği etmektedir. Köy halkbilim ve halkiyat bağlamında da adeta bir vaha görünümünde. Köyün kendine has kelime dağarcığı, köyde farklı olaylarla ilgili olarak ortaya atılan destanlar ve analı kızlı efsanesi, ecinniler gibi efsaneler, köylülerin dilden dile aktardığı masallar ve maniler, ayrıca köyü çevreleyen ve bazıları milyonlarca yıla tarihlenen doğa harikası Buharlı Mağara, Halevka gibi mağaralar başta olmak üzere keşfedilmeyi bekleyen bir hazine hemen burnumuzun dibinde duruyor.
 

Köyün flora ve faunası ise ayrı bir zenginlik ve tabiat varlıklarının envanterinin çıkartılması, otantik bir botanik bahçesi kurulması, ayrıca KKTC’de ilk ve tek olmak üzere bitki örneklerinin kurutularak saklandığı bir herbaryum kurulması da köy muhtarı Ömer Meraklı’nın projeleri arasında bulunmaktadır.

           

       Kalavaç köylülerinin ortaya çıkarttığı ve neredeyse mucize olarak adlandırılabilecek proje ve gelişmeler köyü adeta yeni bir kimliğe büründürürken bütün bu olup bitenleri makro düzeyde devletin neden örnek almadığı, bu köy başta olmak üzere bütün KKTC sathına yayılacak yeni bir projeler üretmediği ise merak konusu olmaya devam ediyor. Şüphesiz bu köyde gerçekleştirilen ve önümüzdeki dönemde yapılacak olanlar sadece KKTC için değil toz duman içinde boğulmuş Türkiye’m için de örnek olacak cinstendir. Görmesini ve almasını bilene tabiiki. 
 
 

Prof.Dr. Ulvi KESER

Bu haber 2584 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    CAMİYE DE ÖĞRETMEN20 Aral?k 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir