anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 23  
»Bugün 109  
»Toplam 14465969  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 18.97.14.89
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

SOMBAHAR ŞİİR DERGİSİ VE KIBRIS ÖZEL SAYISI-II

Ulvi KESER

29 May?s 2012, 23:39

Ulvi KESER

SOMBAHAR ŞİİR DERGİSİ VE KIBRIS ÖZEL SAYISI-II

 

Sombahar şiir dergisinin son sayısı Kıbrıs özel sayısı olarak hazırlandığından şüphesiz Kıbrıs Türk şiirine ve şairlerine de yer vermektedir ve bu sayıda şiirleri yayımlanan şairler ise Fikret Demirağ, Zeki Ali, Mehmet Kansu, Neşe Yaşın, Hakkı Yücel, Feriha Altıok, Filiz Naldöven, Nice Denizoğlu, Neriman Cahit, Tamer Öncül, Gürgenç Korkmazel ve Faize Özdemirciler olur. Ayrıca Hakkı Yücel’in “Ulusal-Etnik Kimlik Tartışması İçinde Çağdaş Kıbrıslı Türk Şiirine Bir Bakış”, Faize Özdemirciler’in “Kıbrıs Türk Şiirinde Ötekinin Yeri”, Nemciye Alpay’ın “Paradigmanın Gösterdikleri”, Fikret Demirağ’ın “Kıbrıslı Türk Şiirinde Artık Derin Sulara Yol Almanın Zamanı”, Yücel Kayıran tarafından kaleme alınan “Kıbrıs Türk Şiiri Üzerine Bir Yorumlama Denemesi”, Filiz Naldöven’in “Kıbrıslı Türkçe Kadın Şiirinde Kapanmayan Sezaryan; Yeşilhat”, Sezai Sarıoğlu tarafından kaleme alınan “Ada Sahillerinde kendini Bekleyen Şiirler” başlıklı yazılar da dergide yer alır. 

 

Bu kapsamda Kıbrıs Türk şiirini irdeleyen Hakkı Yücel, Doğu Akdeniz’in bu küçük adasının çağlar boyunca devamlı istilalara uğradığını ve adayı istila eden her kavmin kendisinden öncekini acımasızca yok etmeye gayret ettiğini belirterek dışarıdan gelenin kendi kültürel altyapısını uygulamaya çalışırken başvurduğu bu acımasız yöntemin adanın sosyal ve kültürel hayatında bir süreklilikten ziyade çok ciddi kesintiler, ağır tahribatlar ve yıkımlara yol açtığını, kültürel hayattaki kesintilerin adanın iç dinamiklerini ortadan kaldırdığını ve dış dinamiklerin ada hayatı üzerinde her dönem egemen hale geldiğini belirtir.

 

Yücel ayrıca “…Bugüne kadar sırtını hep bir yerlere dayayarak ayakta durmaya çalışan Kıbrıs insanı için asıl ciddi sorun ‘Bu adanın gerçek sahibi kimdir sorusudur.”der. Ona göre adada yaşayan her iki arasında giderek yoğunlaşan ve ağırlaşan siyasi mücadeleler ve siyasi kavgalar artık kendisini Türk ve Elen milliyetçiliği olarak göstermektedir. Yücel aynı şekilde tıpkı Kıbrıslı Rum kimliği gibi Kıbrıslı Türk kimliğinin de siyasal-ideolojik bir proje olarak üretildiğini belirtir ve bu anlayış çerçevesinde Çağdaş Kıbrıslı Türk Şiirini üç ana başlık altında toplar;

 

Milliyetçi siyasal ideoloji-kültür ekseninde

Çağdaş Kıbrıslı Türk Şiiri

 

İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı günlerden itibaren 1960’lı yılların sonuna kadar devam eden bu süreçte önce duygusal boyutta başlayan milliyetçilik akımı daha sonra giderek fikirsel bağlamda bilinçli siyasal ve kültürel bir etkinlik haline gelmiştir. Bu dönemde gerek adadaki toplumsal ve kültürel faaliyetler ve gerekse genç Türkiye Cumhuriyeti ve bu dönemde yaşanan Kemalist yaklaşım anavatanla bütünleşme gibi bir hedefe doğru yönelir.

 

Türkiye’deki birçok şiir dergisi tarafından da desteklenen bu dönemin şiir hareketleri kendisini N. Süleyman Ebeoğlu, U. M. Balman, Engin Gönül, Pembe Marmara gibi şairlerin temsil ettiği “Hececi-Romantik Şiir Hareketi”, Pembe Marmara, Yedi Telli şiirinde “Ya hele yüce dağlar, engin sular/Göller, içdenizler, okyanuslar/Körfezler, berzahlar, boğazlar/Kaç gece dünyayı bir düş içinde gezdim/Ve ötekilerden kıskandığım sevgimle/Denizler içinde en fazla Akdeniz’i/Ülkeler içinde Anadolu’yu sevdim.” diyen Osman Türkay ve Taner Baybars’ın henüz milliyetçilik olgusunu içselleştirmeden önce yazdıkları şiirleri betimleyen “Serbest Şiir Hareketi”, özellikle 1950’li yıllardan itibaren hız kazanan ve EOKA karşısında bir duruş olarak da ortaya çıkan Özker Yaşın, Mustafa Adiloğlu, Mehmet Levent, Orbay Deliceırmak, Oktay Öksüzoğlu, Süleyman Uluçamgil gibi şairlerin yer aldığı “Milliyetçi Şiir Hareketi” ve 1960’lı yılların son döneminde bir suskunluk devresi olarak betimlenebilecek süreçte ortaya çıkan ve Fikret Demirağ, Kaya Çanca, Mehmet Kansu, Zeki Ali ve Osman Güvenir’in başı çektiği “Soyut Şiir Hareketi”  olarak gösterir.

 

Fikret Demirağ özellikle 1955 yılında EOKA’nın faaliyete geçmesiyle birlikte toplumlar arası gerginlik ve ayrışmanın ivme kazandığını belirtir ve 1940’larda ortaya çıkan “Anavatana Özlem” olgusunun yeni bir boyut kazanarak “Anavatanla bütünleşme” halini aldığını da belirtir. Bu dönemin önde gelen şairlerinden Özker Yaşın milliyetçi yaklaşımı ve Kıbrıs Türk mücadele tarihini irdeleyen şiirleriyle ayrı bir konumdadır;

 

Bir dağ köyünde Kıbrıs'ın/ Baktım Atatürk'ün resmi

Kahvenin duvarından/ Baktım Atatürk'ün resmi

Bir Kıbrıslı Türk'ün / Göğsündeki rozette

“Bu kim” dedim köylüye:/ “Memleketi kurtaran

Eşsiz kahraman” dedi. / Lefkoşa Girne Kapısı'nda

Baktım Atatürk'ün heykeli / Öylesine aydınlık öylesine görkemli

“Bu kim” dedim bir yavruya / Gündüz eden gecemi

Ölümsüz babam” dedi. / Bir genç geliyordu karşıdan

Elindeki kitabın arasından / Bir resim çıktı

Baktım Atatürk'ün resmi / “Bu kim” dedim delikanlıya

“Korumak’çin emanetini / Hayatımı vereceğim adam” dedi.

Bir köy kahvesinde Kıbrıs'ın/ Tören yaptık On Kasım günü

Bir köy kahvesinde Kıbrıs'ın saygı duruşuna kalktık Atatürk'e

Ahmet'ler, Hasan'lar, Hüseyin'lerle. / Bir köy kahvesinde Kıbrıs'ın

Ata'nın sesini dinledik radyoda / Bir ses yayıldı dalga dalga

Kulak verdik “Yurttaşlarım” diyen sese / Ahmet'ler, Hasan'lar, Hüseyin'lerle

Ali Ağa “Hey oğul” dedi, / “Ben Atatürk'ü görmedim ama

O öyle yerleşti ki aklıma / Ne zaman gözlerimi yumsam

Sanırım Atatürk karşımda.” / Söz aldı mücahit Süleyman:

“Rumlar köye saldırdıkları zaman / kurşun sıktık üç gün üç gece

Ve bitti cephanemiz. / Aklıma geldi Atatürk'ün sözleri

Sonuna kadar dövüşeceğim dedim / Bıçağımı süngü yapıp bekledim.”

Çoban Halil gülümsedi / “Atatürk” dedi, “gökteki yıldızlarda

Mavi mavi bakar geceleri / Tut ki üşüdüm ovada

Isıtır beni Atatürk'ün gözleri...” / Köy ilkokulunda

Dalıp gitmişti öğretmen, / Kıbrıs'ın bu dağ köyünde

Gencecik bir Türk öğretmeni... / Baktı duvarda Atatürk'ün resmi

Atatürk gülümseyip dile geldi: / “Aydınlık bakışlı öğretmenim

Girdin mi sınıftan içeri / Unutma hatırla beni,

Öğrencilerine beni hatırlat. / “Özgürlükle güzel hayat

Mutlu yaşamak özgürlükle mümkün. / De ki öğrencilerine “Çocuklar

Bir kara gün / Düşmanlar girmişti anavatana.

“19 Mayısla başla hikâyemize, / Ama sakın bitirme hikâyeyi

Düşmanı dökünce denize / Yeni bir vatan yaratmanın

Gerçekleşeceğini anlat devrimlerle. / “Anavatan kurtuldu çocuklar de

Yavruyu kurtarmak kaldı bize. / İyiye Doğruya Güzele yürüyün

Ve kavuşmak için özgürlüğe / Savaşın gerektiği gün

Budur beklediği bizden Atatürk'ün...”

Doç. Dr. Ulvi KESER
Atılım Üniversitesi
ulvi.keser@gmail.com

                                 2. Bölüm Sonu (Devamı Haftaya...)

Bu haber 3344 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    MEKTUP BORCU (Deprem yazıları)12 ?ubat 2025

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir