| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
ÇOCUK EĞİTİMİNDE AİLELERE DÜŞEN GÖREVLER IV08 Temmuz 2012, 00:51 ÇOCUK EĞİTİMİNDE AİLELERE DÜŞEN GÖREVLER IV Çocuk eğitiminde takdir etmenin çocuk üzerinde ki etkisi oldukça büyük ve olumlu sonuçlar verir. Çocuklarımızı takdir ederken, sevgi gösterirken, mecburi temel ihtiyaçlarını karşılarken, arkadaşlık ve samimi duygumuzu gösterirken, geliştirici ve düzeltici davranış serilerken EVEREST TEPESİ kadar yüksek olalım. Eleştirirken, azarlarken, arzularına gereksiz karşı koyarken,ev içerisinde huzursuzluğumuzu sergilerken, tüm aileyi ve çocukları küçük ve hakir görürken de LÛT ÇUKURU kadar engin olalım. Hangi durum ve şartta olursa olsun başkalarının yanında ve önünde eleştirmeyelim; iyi yönlerini ortaya koyalım ve takdir edelim. Çocuk olsun veya herhangi bir kişi olsun, ona verilen önem onun kendini iyi hissetmesini oluşturur. Çocuklarımızın kendilerini iyi hissetmeleri için: Onlara sizi seviyoruz, size değer veriyoruz, siz bizim için çok değerli varlıklarsınız mesajlarını vermemiz lâzım. Çocuğun kendine güveni açısından ana ve babaların çocukları cani gönülden dinlemeleri gerekir. Çocuklarımız bir şeyler anlatmaya başladıkları zaman sakının onları dinlememezlik yapmayalım. Eğer zaman yönünden çok kısıtlı bir duruma düşmüşsek,- “Çocuğum! Yeteri kadar dinleyecek zamanım olmadığı için seni sonra dinleyeceğim” deyip; mutlaka sözümüzde durarak onları dinleyecek zaman ayıralım. Çocuğu candan dinlemek çocukta cesaret ve güven duygusunu kazandırır Bu davranış çocuklarımızın kimlikli, kişilikli, uyumlu, deneni dinler, yanlışı doğruyu anlar olmalarını sağlar. Bir çocuk her zaman suçlanır da davranış bozukluğu içine düşerse: ATATÜRK’Ü bile ben öldürdüm diyebilir. Yani sürekli suçlanan çocuk yapmamış olduğu suçları çabucak benimser, kendisini savunamaz, suçlu hisseder. Bir önceki yazılarımda da belirtmiş olduğum gibi bir çocuğun iyi yönde gelişmesinde aile, okul, öğretmenler, okul rehberlik servisleri birlik ve beraberlik içinde olmaları gerekir. Onun için veliler okulun her çağrısına mutlaka katılmalı ve anlatılanları çok iyi kavrayıp, çocuk üzerinde uygulamaya almalıdırlar. Çocuklarımızın herhangi bir konuda yapmaya çalıştıkları girişimlerini destekleyelim. Bununla birlikte kendi yapacakları ve yapmaya çalıştıkları işlere asla engel olmayalım. Çocuklarımıza verilen ödevleri çocuk televizyon seyrederken biz onun yerine yaparsak bu çocuğumuzun görev anlayışında olumsuzluk yaratır. Çocuğun yapmasına yardımcı olmak en uygun yol olur. Çocuklarımız bir şeyi yapmaya çalışıyorlarsa asla engel olmayalım. Bir kısmını dökerse döksün yemeği kendisinin yemeye çalışmasına engel olmayalım. Ev içerisinde bir yerlere çıkmaya çalışırsa zarar verici değilse engellemeyelim. Elbiselerini kendisinin giymeye çalışmasına karşı çıkmayalım. Evimizin hiçbir eşyasını ve hiçbir odasını onlardan sakınmayalım. Onların deneme yanılma gibi öğrenme şekli olan hal ve hareketlerine destek olalım. Kendilerine zarar vermeyecek düşme, dökme,üzerlerini kirletme gibi hal ve hareketlerine asla kızmayalım. Ama doğrusunu yaptırmaya, yön vermeye dikkat edelim. Önlerinde örnek davranışlar yapalım. Böyle davranıldığı zaman çocuk daha hızlı kavrar ve olumlu yönde gelişir. Şunu unutmayalım ki: çocuklar özellikle küçük yaşlarda bilgilerini alırken söyleneni değil; ana- baba ve sevdiklerinin yaptıklarını taklit ederek öğrenirler. Çocuklarımıza asla sen bunu beceremezsin duygusu aşılamayalım. Benim oğlum yapar, benim kızım bunun üstesinden gelir… gibi cesaretlendirici sözlerle destekçi olalım. Böyle davranmazsak çocuk kendisini ben işe yaramaz biriyim gibi algılar. Bu düşünce de çocuğu ümitsizliğe ve başarısızlığa sevk eder. Çocuklara ev ortamında görev ve sorumluluk vermek çok önemlidir. Verilen görevler çocuğun yaşına, gelişimine, ilgi alanına uygun olmalıdır. Çocuklarımızın yaptıkları başarıları kontrol ederken mutlaka başarılı ve iyi olan yönlerini öne çıkararak başlayalım. Daha işin başında başarısız yönlerini ortaya atarak; başarılı taraflarını görmezden gelirsek çocuğu ümitsizliğe veya vurdumduymazlığa itmiş oluruz. Başarılı taraflarını överken, başarısız tarafları için de şurasını şöyle yapsanız daha doğrusu olurdu veya daha da güzel sonuca varmış olurdunuz diyerek onları hem sevindirmeliyiz ve eğitmeliyiz. Unutmayalım ki: “ÇOCUKLAR SEVGİNİN ÜRÜNLERİDİRLER” Mustafa KAYA Eğitimci/Yazar Bu haber 2517 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |