| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
DİNDAR GENCLİK YETERLİ Mİ?08 ?ubat 2012, 18:47
SADECE DİNDAR BİR GENÇLİK YETİŞTİRMEK YETER Mİ? Her ülkenin bir milli eğitim politikası vardır. Milli eğitim politikasında kural ve amaç: Vatanını, milletini, bayrağını, bağımsızlığını, dinini, diyanetini, insanı, ve insanlığı anasını- babasını seven bir nesil; bir gençlik yetiştirmektir ve de öyle olmalıdır. Bizi ayakta tutan değerlerimiz: 1) Dini değerlerimiz, 2) Milli ve ilmi değerlerimizdir. Milyonlarca farklı insanları ayakta tutan, birlik ve beraberlik içinde yaşatan, birbirine saygı ile bağlı olmasını oluşturan, ALLAH’IMIZI Peygamberimizi, vatanımızı, milletimizi, bayrağımızı, milli marşımızı, ana- baba sevgimizi bize kavratan bu iki değerimizdir. Bu eğitim anlayışı ve değerler her millet için de geçerlidir. Eğer bir toplumda: Vatan birliği, din birliği, inanç birliği, ülkü(hedef) birliği, tarih birliği, bayrak birliği, anlayışı yerleşmemişse o toplum dağılmaya, bozulmaya yüz tutmuş olan toplumlardandır. Milletleri bütünleştiren öncelikle aileden alınmış temel bilgiler ile okul çağına gelen çocuklarımızın almış oldukları eğitim bilgileridir. Sayın Başbakanımız R.T. Erdoğan "Dindar bir gençlik yetiştireceğiz" diyor. Şahsen bu sözden çok memnun oldum. Dindar bir toplum olmaktan kimse korkmamalıdır. Türk topraklarında yaşayan her insanın da aynı düşüncede olması gerekir. İyi ama sadece dindar olmak her şeyi halletmek midir? Dindar olduk diye her şeyi tamam görmek mümkün müdür? Dindar olmak alınması gereken bilgilerin; olunması gereken kişiliğin yarısıdır. AKP tarafından Okullarımızın duvarlarından kaldırılması düşünülen ATATÜRK’ÜN Gençliğe Hitabesi: Vatan yolunda, bağımsızlık uğrunda, Cumhuriyetin korunması düşüncesinde, İstiklâl Marşımızın gönlümüzün derinliklerinde hissedilmesi manasında, bayrağımızı daha da yükseklere çıkarabilmek için mücadele konusunda bizlere: His vermektedir, duygu kazandırmaktadır, cesaret gücü kazandırmaktadır, bu güzel hasletleri benimsememizi sağlamaktadır. AKP’nin bir başka bakanı Hüseyin Çelik de diyor ki: “Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi ayet mi ki değişmesin?” Tabi ki Ayet değildir Ayet Allahın Kelamı; Gençliğe Hitabe de nesilleri coşturan, yönlendiren bir insan kelamdır. Tarih deki başarılarımıza baktığımızda bir savaşta, bir milleti oluşturmada bir yeniliği ortaya çıkarabilmede sadece dini bilgilere sahip olmak yetmemiştir. Dini bilgilerin yanında ilmi bilgilere de kesinlikle ihtiyaç duyulduğu görülmüştür. Şunu da açıklıkla bir daha belirtmek isterim ki: Bizim birlik ve beraberliğimizi sağlayan iki tane dini bayramlarımız Kurban ve Ramazan Bayramlar ile 19 MAYIS, 23 NİSAN ve 29 EKİM olmak üzere üç tane de milli bayramlarımız vardır. Bu bayramlarımızın hepsi çocuklarımıza ve gençlerimize: TÜRKİYE! TÜRKİYE! Diyerek slogan attıracak kadar manevi duygu verecek, gönülleri coşturacak bayramlardır.19 Mayıs Gençlik ve spor Bayramını kısarak veya tamamen ortadan kaldırarak İSTİKLÂL SAVAŞININ ruhunu gençlerimize aşılamamız, atalarımızın başarılarını anlatmamız hiç ama hiç mümkün olamaz.29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kaldırarak veya kısarak emperyalist devletlerin HASTA ADAM diye niteledikleri ve parçalamaya çalıştıkları Osmanlı İmparatorluğunun külleri üzerinden yeni bir TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN nasıl ortaya çıkmış olduğunu çocuklarımıza ve gençlerimize kimse anlatamaz. ÇANAKKALE ruhunu gençlerin beyinlerine kimse sokamaz. Bu konularda gençlere bilgi verilse bile kalplerinde ki şimşek gibi çakan, sel gibi coşan duyguyu kimse oluşturamaz. Bununla birlikte Kurban ve Ramazan Bayramlarımız, Cuma günlerimiz ve Peygamberimizin doğumu için yaptığımız KUTLU DOĞUM HAFTALARI da bizi dini yönden güçlü tutan kutsal bayram ve günlerimizdendir. İşte milletimizi birlik ve beraberlik içinde tutabilmek, milli ve manevi değerlerimize saygılı ve bağlı bir nesil ve gençlik yetiştirmek için hem dini hem de milli ve ilmi bilgilerle donatılmış bir gençlik yetiştirmemiz en doğrusu olacaktır diye düşünüyorum. Dün CHP’li bir Milli Eğitim Bakanı Sayın Metin Bostancıoğlu’nun bir açılışta yapılan duadan sonra küstah bir tavırla “BEN ATATÜRKÜN İSMİNİN GEÇMEDİĞİ BİR DUAYI DUADAN SAYMAM.” Diyerek dua eden hocamızı azarlaması ne kadar yanlış ise; bu günde Sayın Hüseyin çelik ismindeki bir AKP’li Bakan’ın Atatürk’ün Gençliğe Hitabesine lâf atması ve Başbakanımız ERDOĞAN’IN da “DİNDAR BİR GENÇLİK YETİŞTİRECEĞİZ” demesi de aynı şekilde yanlıştır. Çünkü ilmi bilgiden yoksun bir gençlik dindar olsa da eksik bilgili bir nesil oluşturur. Eğer, diğer bilgilerden eksik sadece dindar bir gençlik yetiştirmek büyük bir başarı olsaydı; zaten milletimizin yüzde 90’ı dindardır. O zaman bizim ülkemizin dünyanın en gelişmiş ülkesi olması gerekirdi. Cüppeli Ahmet Hoca dindar olsa ne yazar, olmasa ne yazar. Aczimendiler dindar olsa ne yazar olmasa ne yazar. Yine dün bir CHP’li Bakanın “Devlet dairelerine Ülkücüleri alacak değildim ya!” demesi ne kadar yanlışsa, bu günde benden değilsin, bana oy vermiyorsun diyerek AKP’li yetkililerin, gençleri ve başka partilileri öte öte itelemesi aynı şekilde yanlıştır. 1919 Yıllarında Yozgat- Boğazlıyan Kaymakamı KEMAL BEY ismindeki bir vatanseverin Ermeni ve İngilizlerin iftiraları sebebiyle boş yere suçlanarak Beyazıt Meydanında idam edilmesi ne kadar yanlış ve taraflı ise; bu gün de Kıbrıs’ta Yunan ve Rumlara karşı yavru Vatanı korumuş; Doğu illerimizde PKK’ya karşı üstün başarılar elde etmiş, bebek katili APO’nun ve onun yardımcısı Şemdin SAKIK’ın yakalanarak devlete teslim edilmesinde başarılı çalışmaları olmuş Kahraman Paşalarımızın havadan sudan bahanelerle hapishanelere atılması da aynı şekilde yanlıştır. Sonuç olarak diye bilirim ki: Milli Eğitim, her gelenin kendi zevk ve ihtiraslarının, kişisel çıkarlarının, oy avcılıklarının cirit attığı bir yer olmamalı; adına yakışan milli ve dini duygulara sahip bir gençliğin yetiştiği politika üstü bir eğitim kurumu olmalıdır Ne Peygamberimize ÇÖL BEDEVİSİ diyenlerden olalım, ne de Atatürk’e ve Gençliğe Hitabesine düşman olanlardan olalım.
Not: Yukarıda adı geçen KEMAL BEY I922 yılında suçsuz idam edildiği kesinleşerek TBMM tarafından MİLLİ ŞEHİT olarak kabul edilip ailesine de maaş bağlanmıştır.
Bu haber 2433 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |