| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
BANA ŞİİR YAZDIRAN ACI BİR HATIRAM27 Haziran 2013, 21:05 BANA ŞİİR YAZDIRAN ACI BİR HATIRAM(CANDAN BİR DOST İLE İLK TANIŞMAM)1979, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünü bitirdikten sonra ben de her mezun olan eğitimci arkadaşım gibi kura çekimi sonucu Gaziantep- İslâhiye Ortaokulu Fransızca öğretmenliğine atanmıştım. Derslere girmeye başladık. Tabi ki her öğretmenin yapmış olduğu gibi ilk girdiğimiz her sınıfın ilk saatlerini tanışma dersi olarak ayırdık. Yine böyle bir sınıfta kendimizi tanıtırken: Gülnar Ortaokulu ve lisesi mezunuyum deyince, ön sıranın birisinden bir kız öğrencinin bir az da heyecanlı bir sesle: “-Öğretmenim! Burada bir hemşeriniz var.” diyerek ayağa kalktığını gördüm. Başka bir öğrenci sıra arkadaşının bana hemşeri olduğunu söylüyordu. O sıraya doğru yöneldiğim zaman: Tombul yanaklı, sevimli, terbiyeli ve candan görüntülü, 12-13 yaşlarında tahmin ettiğim bir kız öğrenci ayağa kalktı. Sordum:-İsmin ne?Cevap- Fatma Üredi.-Nerelisin?Cevap:-Gülnarlıyım.-Neresinden?Cevap:-Üç oluk Köyündenim.Baban ne iş yapıyor?Cevap: -Polis memuru.Adı ne?Cevap:-Mehmet Üredi.-Şu yakınımızdaki polis karakolunda mı çalışıyor?Cevap:- Evet.Tamam, kızım ben babana uğrarım tanışırız diyerek konuyu kapatıp, tanışma konuşmalarıma devam ettim.Tabi ki o yalnızlık ortamı içerisinde bir Gülnarlı, bir Anamurlu veya başka bir yöremizden tanıdığa ihtiyacım vardı. Dersin bitiminde yolumuz üzerinde olan polis karakoluna gittim. Nöbetçi polis memuruna Mehmet Üredi isimli memurun içeride olup olmadığını sordum. İçeride buyurun dedi. İçeri girdiğim zaman: Birkaç memurun arasından saçlarının çoğu ağarmış, gür bıyıklı, sert bakışlı, uzun boylu, şefik yapılı, titiz ve temiz giyimli, tahminen 40-45 yaşlarında, ciddi görüntü veren bir memur adeta bana, ben Gülnarlıyım der gibi bir his verdi. Kendimi tanıtarak galiba Gülnarlı polis sizsiniz deyince: Hemen evet ben, Gülnarlı Mehmet Üredi diyerek hem ayağa kalktı, hem bana doğru yöneldi. Kucaklaştık. Sohbet ettik. Değişik ikramlarda bulundu.Bu kısa tanışmanın ardından bir kaç gün sonra beni evine akşam yemeğine davet etti.Tren yollarına yakın dışı çevrilmiş tek katlı ama temiz bir eve vardığım zaman: Büyüğü dersine girdiğim öğrencim dâhil, üç tane küçük kız, iki küçük erkek çocuk bir de adeta 1,80 boylarında bir delikanlı(abisinin oğluymuş yanında okutuyormuş.), bizim ailedenmiş gibi görüntülü bir hanımefendi beni karşıladılar. Yedik içtik, sohbet ettik. Bana, İslâhiye’nin özelliklerini ve insan yapısını geniş geniş anlattı. Daha sonraları bende eşimi memleketten getirdim. Zamanla samimiyetimiz daha da güçlendi. Ailecek sık sık karışır görüşür olduk. Polis memuru olmasından olsa gerek çok çabuk ısınmadı ama gitgide samimiyeti, bağlılığı, bize güveni güçleniyordu. Dört yıl bu dostluğumuz ve hemşeriliğimiz hem kendi hem de ailesi tarafından, hem de bizim tarafımızdan artarak devam etti.Zamanla kendisini daha da iyi tanıdım ki: Haksızlığa asla geçit vermez, vatansever, örf ve âdetlerine bağlı, milliyetçi, namus ve şerefine sadık, ailesine bağlı, iş bilen, iş yapan, insana değer veren ciddi bir kişilik sahibiydi. Yani şunu diyebilirim ki: İslâhiye içerisinde sözünün üstüne söz konduran yoktu. Zaten kendisi de polis karakolunun yazı işlerinde çalışıyordu. Orası o zamanlar aşırı derecede kaçakçılık bölgesi olduğu için kaçakçılık yapan kişileri bir ifadede ceza alacak duruma düşürebiliyor veya serbest bıraktırabiliyordu.DÖRT YIL YAKACAK ODUNUMU ALDIİslâhiye’de yakacak odun temin etmek hem çok pahalıydı hem de çok zordu. Odun tamamen katır ve eşeklerin sırtında kaçak olarak getirilir, kilo ile satılır, mutlaka yaş olurdu. Paran olsa bile odun elde etmek oldukça zordu.Bu benim değerli hemşerim hiç eksiksiz dört yıl benim kışlık odunumu şehirden ayarladığı traktörle köylere kadar gidip, köy muhtarını da devreye sokarak hem de şehirdeki fiyatın dörtte birine getirtirdi.BU İYİLİKLER UNUTULUR MU?Şu anda tarihini hatırlayamadığım bir gün İslâhiye’de sağ-sol davasından bilinmeyen kişilerce bir öğretmen vurulmuş ve ölmüştü. Tabi bu öğretmenin vurulması bizim için de tehlikeli olabilirdi. Bu değerli hemşerim polis memuru Mehmet Üredi, Eksiksiz iki ay hep beni takip etti. Birlikte yattık, birlikte dolaştık. Gece ve gündüz hep beni yanına yoldaş alarak âdeta bana karşı oluşacak bir tehlikeye set oluşturduğu gibi çevreye : “Hocama dokunanı anında yakalar ve dünyasını karartırım.” mesajı veriyordu.Bir defasında benim memlekete gitmek mecburiyetimden dolayı ailem orada kalmıştı. Benim gelemediğim bir hafta boyu her akşam tüm aile fertleri ile birlikte bize gelip saat 24 civarlarına kadar oturup gece yarısından sonra tüm çocukları bizim evde bırakıp hanımını alıp kendi evine giderek her iki aileyi de korumaya almıştı.Bunun gibi daha nice hatıralarımızı saymakla bitiremem.Bu iyilikler unutulur mu?ALLAHIM, gani gani rahmet eylesin, nur içinde yatırsın.NOT: Başlığımıza uygun olarak gelecek yazımda hem ölün nedenini hem de onun ölmesi üzerine yazdığım şiirlerimi sizlerle paylaşacağım.MUSTAFA KAYA Bu haber 2200 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |