| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
ANAMUR'DA SAKAL-I ŞERİF ZİYARETİ13 Temmuz 2014, 15:45
ANAMUR’DA SAKAL-I ŞERİF ZİYARETİ (Kadir Gecesi Yaklaşırken Nostaljiyi yeniden yaşamak…)
Yurdumuzun çeşitli yerlerinde kutsal emanetler yer almaktadır. Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferinden sonra Mekke ve Medine’de bulunan kutsal emanetler İstanbul’a getirilmiş ve devrin kudretli Devleti Osmanlılar tarafından kutsal emanetler koruma altına alınmıştır. Kutsal emanetlerin içinde Peygamberimizin Mübarek sakalından oluşan parçalarda mevcuttur. Osmanlı döneminde bu sakallar ülkenin çeşitli yerlerinde bulunan camilere gönderilmiş ve o günden bu yana gönderilen camilerde de Peygamberimizden bir parça olarak günümüze kadar saklana gelmiştir. Müslümanlar Peygambere olan sevgilerini, saygılarını belirtme amaçlı olarak bu sakal-ı şeriflerin bulunduğu camileri de ziyaret etmişlerdir. Anamur’da da Peygamberimizin sakalından bir telin yer aldığı bir cam şişenin bulunduğunu çocukluğumda duymuştum. Ama bugüne kadar onu ziyaret edememiştim. 02/09/2010 günü Anamur Belediyesinin tahsisi ettiği otobüslerle 200 yakın bayan Anamur Ortaköy camisine onlara Ramazan ayı boyunca dini vaazlar verip, mukabele okuyan Kur’an Kursu öğreticileri Serpil YILMAZ ve Nuray KARAGÖZ öncülüğünde bir ziyarette bulunduk. Ören Beldesine bağlı Ortaköy mahallesindeki camîde sakalı şerif ziyaretini gerçekleştirdik. Eshab-ı kiramın (radıyallahü anhüm) hepsi Peygamber efendimizi çok severler ve sayarlardı. Bu sebeple O'nun bildirdiklerine göre ve sünnetlerine yaşamaya gayret ederler; O'nun hatırası olan şeyleri muhafaza ederek mübarek sayarlardı. Bugün yapılan ziyaretlerde işte bu temel nedene dayanmaktadır. Ortaköy Camiinde İmam-Hatiplik yapan Sait ŞİMŞEK’le sakal-ı şerif hakkında sohbete bulunduk. 25 yıllık İmam Hatip olduğunu belirtiyor. Bayanlar, ilahiler okuyarak, Salavat-ı Şerife getirerek cam şişe içerisinde bulunan Peygamberimiz Hz. Muhammed’e ait olan Sakal-ı Şerif’e yakından bakarlarken biz de geçmişin içinde, tarihi bir sohbete daldık. Sait ŞİMŞEK’in anlattığı rivayete göre Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sonucunda İstanbul’a getirilen emanetlerden Sakal-ı Şeriflerin bir kısmının Osmanlı ülkesinde bulunan beylere savaşta askerlerinin gösterdikleri cesaret ve kahramanlık doğrultusunda dağıtılmasına karar verilir. Anamurlu bir askerin gösterdiği cesaret nedeni ile Ortaköy-Nasrettin’de ki beylere de bir tutam sakal-ı şerif verilir. Türkiye’de 40 civarında camide sakalı şerif bulunduğu, İstanbul Topkapı Müzesinde de 60 parça sakal-ı şerif bulunduğu biliniyor. Ortaköy camiinin yapılışı ve kim tarafından yapıldığı bilinmiyor. Osmanlı döneminde yapıldığı ise biliniyor. Anamur Müftülüğünün izni ile Ortaköy camiinde Sakal-ı Şerif ziyaretleri başlamış durumda. 1 Eylül günü başlayan ziyaretler 5 Eylül günü sona erecek. Ortaköy camiini ziyaret edenler esans şişesine benzeyen 5 cm çaplı bir cam şişe içerisindeki bir tek telden oluşan Sakal-ı Şerifi görebilecekler. Her yılda Ramazan ayının Kadir gecesini içine alan 5 günlük zamanında ziyaret yapılabiliyormuş. Konuştuğum herkes sakalın değil onun sayesinde anılan Yüce Peygamberimizi andıklarını, sakalın çok da önemli olmadığını, onun bir vesile olduğu belirttiler. Sakal-ı Şerifi tapınma malzemesi olarak kullanmamak da İslami açıdan önemli bir durum. İşin en sevindirici yanı hurafe katılmadan ziyaretlerin yapılması. Ziyaret bitip otobüsleri beklemeye başladığımızda orta yaş üzeri bir yenge ile sohbet ediyoruz. Bana Sakal-ı Şerif’in geçmişinden bahsediyor. Yengenin adı: Asiye OKAN, Baba ismi: Seyfettin ÖZKAN. Dedesi ise zamanında İstanbul Çağaloglu’nda Kitap ve Kur’an-ı Kerim basımı işleri ile uğraşmış bir din büyüğü ve yazar olan Matbaacı Mehmet Şakir ÇÖRÜŞ. Bunlar zamanında Gazipaşa tarafından Anamur/Ortaköy’e gelip yerleşmişler. Halen "Çörüşler" lakabı ile anılıyorlarmış. Dede Alay Hafızlığı(Müftülüğü) de yapmış. Asiye Hanım’ın anlattığına göre Sakal-ı Şerif’i babası koruyan kişilerden birisi imiş ve onun çocukluğunda da ziyaret edilirmiş. 40 kat bohçanın içinde saklanırmış. Birgün babası ona şu bohçayı yüksekçe bir yere koy ayakaltında durmasın diye vermiş. O tarihlerde 7-8 yaşlarındaymış. Babası odadan çıktığında merak edip bohçayı açmış. Baksa ki saat kabı biçiminde (köstekli saat kabı) bir kutunun içinde 10-15 tellik hafif gri renkte sakal tutamı duruyormuş. Sonra bohçaları tekrar toparlarken babası görmüş ve “kızım bu sakal-ı şerif, bu salavat ile açılır ve kapatılır” demiş. Asiye Hanım “nasıl oldu da bu benim gördüğüm sakal-ı şerif şimdi şişe içinde ve bir tek tel halinde” diye de hayıflanmadan edemiyor. Önemli olan kaç telden oluşması değil, onun peygamberimizin mübarek sakalı olması ve insanların ona ne kadar hürmet edip, sevdiklerini ortaya koymaları… Ya Hz. Muhammed (S.A.V) gönül arzular seni… Çınar ARIKAN Bu haber 3297 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |