![]() | |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor Alanı![]() Anamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELER![]() İmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor Alanı![]() Ziyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
SARIÇİÇEĞE HASRET GÜNLERİM![]() 19 Haziran 2015, 02:40 DENEMELER SARIÇİÇEĞE HASRET GÜNLERİM Sevdiğim, her şeyim, hayal edip yazdığım. Gözlerimi kapadığımda belirli-belirsiz canlanan hayali ile yandığım! 1979 yılındayız. Daha yirmiikisinde bir delikanlıyım. Senden uzaklarda bir yerlerdeyim. Buraya geleli daha dokuz gün olmuş. Yörük çadırlarında saçta pişen ekmeğin buğulu kokusunun etrafa yayılıp insanın içini çekişi var ya… İşte o koku ne ise o şekilde buram buram burnumda tütüyorsun şu an. Sana duygularımı yazmak istiyorum tam dokuz gündür. Elim kaleme gitmiyor. Yazacağım anda bir hüzün çöküyor içime. Duygularım yazılabilseydi kalemden gözyaşı olup akıverecekti. O damlalar birleşip, dere, nehir, sel olup her şeyi önüne katıp, yakıp, yıkacaktı! Yazamadım. İnsan yazmayınca düşünmez mi? Yanmaz mı? Yanar elbette. Hem de yaban ellerde, gurbette. Sen de yaban ellerdesin. Bana göre gurbettesin. Şu anda bu satırları senden yüzlerce kilometre ötede, Torosların zirvesinde, bir dağ kasabasında ağlayıp ta yazıyorum. Gözyaşlarım çıkmıyor, içime doğru akıyor. Sensizlik ölüm inan. Sensiz olmak içten içe yanan bir kömür sobası gibi beni yakarken, içimi eriten o duyguyu da beraberinde getiriyor. Hasretlik diyorlar bunu adına. Hani Denizlinin ünlü Sanatçısı Özay GÖNLÜM’ün dediği gibi: “Hasretlik diyorlar bunun adına/ Goca dağlar bile dayanamamış/ Ben nasıl dayanayım anam!” Anaya duyulan hasret ve sevgi ne ise sevgiliye duyulan özlem de o imiş. Ben, zaman geçtikçe sarıçiçeğe hasret günlerimin azaldığına inanıyorum. Seni düşündüm yine. Acaba ne yapıyordun? Benim gibi sessizliğin ve sakinliğin her tarafa çöktüğü gece yarılarında uyuyamayıp, beni düşünüyor muydun? Ben biliyorum. Hasretlik ateşi senin de içini yakıyor. Bu ateşte yanması ne zor imiş. Bu akşam, küllenmeyen bir kor oturdu yine yüreğime. Bunalıyorum. Ne yapayım, ne edeyim bilemiyorum. Kafam çatladı çatlayacak. Dert bölecek, dert dökecek içten samimi bir arkadaş arıyorum şu anda, kendime. Radyoda çıkan birkaç güzel türkü de beni ferahlatacağına, daha da bunalttı. Vee.. Cefakâr dostlarıma sarıldım yine. Aldım kâğıt ve kalemi elime. Bir çırpıda yazıverdim duygularımı. Şiir deniyor buna. Zamanın acımazlığını ancak şiir dindirebilir. Şiir insanı yakan büyü gibidir. Onu yazmaya başladın mı zaman durur. Kalbine bir delik açmışsındır zamanın. Zamanın acımasızlığını durduran tek tesellidir şiir. Zamanın hüzünle üstüne çöküşünün çıkış noktası, duyguların kükreyen dilberidir. Gönülden gelen mısralar bir bir kâğıda dökülürken, zaman geçiverir ancak; şiir, bir billur gibi kalıverir. Şiir kalpteki hüznü çıkaran, yazdıkça serinleten bir efsanedir. Bir güfte, bir beste ve bir şarkıdır o zaman şiir. Sen benim gönlümde yaşayan bir güzel Türk kızısın. Ulaşılmaz bir ülkü büyüklüğü çöker oturur seni düşününce beynime. Duyarım sesini yalnız olsam da, hayalimde büyütürüm ulaşmak isterim yaşadığın o hüzünlü, kimsesiz, esir diyarlara. Ulaşırımda. Şiirde kin olur mu? Olsa olsa ancak sevgi olur. Saygı olur. Yürek olur. Yüreğimden haykırırım, sizin için büyüttüğüm ülkülerimi. Derdine ilaç olurum. Hasretinle yanarım. Ağlarım, hüzünlenirim de, yine şiirin sevgisine rağmen hesap sorarım. Çünkü sen benim gönlümde Kırımlı Bike, Azerbaycanlı Aybala, Türkistanlı Aybike gibi bir kızsın. Sana yanışım, onların Türk diyarlarında sevgiliye hasretlerindeki yanışı gibidir. Onların üzerinden duygularımla, gönülden yanarım ben sana. İşte bu duygular içinde yazdım sana bugünkü şiirimi. Sunuyorum sana gönlümün en derin yerinden. Aybala’m, Aybike’m, kır çiçeğim, Senin uğruna at sürdüm. Nehirlerden, bayırlardan, dağlardan Çeşmelerin aktığı yaylalardan geçtim. Ulaşmak istiyorum Tanrı dağlarına, At sürüyorum, gün batımı ufuk üzre. Düşman çerisiyle vuruşuyorum, Lokma olmayacağım onların tuzağına. Aybala’m, Aybike’m, sarı çiçeğim, Kırlara bakıyorum durmadan. Senin ateşinle yanıyorum her an, Düşünüyorum, sana kavuşamadan öleceğim. Tanrı dağları uzak erişilmez, Yokuştur çıkılmaz, sarp tırmanılmaz. Aybala’m, Aybike’m, sarı çiçeğim, Savaş düğündür bizde kaçılmaz. Aybala’m, Aybike’m, sarı papatyam, Kimsesiz, çaresiz, üzgün esir. Elbet bize zulüm yapanlara, Bu millet bir gün kinini gösterir. Çınar ARIKAN anamursedir@gmail.com Bu haber 2474 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı![]() |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |