anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 13  
»Bugün 317  
»Toplam 14019853  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 3.17.150.89
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

Komşusu Açken Tok Yatan MÜSLÜMANLAR!

İ. Hakkı CENGİZ

17 Mart 2021, 22:42

İ. Hakkı CENGİZ

           Komşusu Açken Tok Yatan MÜSLÜMANLAR!

 

Sen, petekleri cayır cayır yanan bir apartmanda oturuyorsan… Komşuların da o apartmandakilerden ibaretse, tabii ki “aç yatan komşun” yoktur!

Lâkin dinimiz, Sevgili Peygamberimiz, “komşu”yu bu kadar dar mı tarif ediyor?

Mahallendeki, şehrindeki, ülkendeki hatta İslam coğrafyasındaki herkes komşun değil mi? Hatta ve hatta bütün insanlık âlemi komşu sayılmaz mı?

Yıllardır, Hz. Peygamber’in hadisinden hareketle, İslam’ın, “sofradan doymadan kalkınız!” ikaz ve ilkesini yazarım… Bir “Müslüman”ın bile etkilendiğine şahit olmadım.

Şimdi yazacaklarımın da pek bir işe yarayacağını sanmıyorum. Ama yazmak zorundayım!

Niye yazmak zorundayım?

Çünkü kendini Müslüman sayanlara, vazifelerini hatırlatmayı bir farz olarak görüyorum.

Öte yandan, bizimki, “söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil” hesabı!

Cumalar, Kandiller gelip geçiyor…

Resimli hatta süslü mesajlarla tebrik ediyor ve ediliyoruz. Telefonlaşıyoruz. Kandil simitleri alınıp-veriliyor-yeniyor. Pişiler-lokmalar yapılıp dağıtılıyor.

Güzel! İyi bir âdet! Sürdürelim!

Ama bu mudur?

Bir mübarek günün anlamı, değeri, ihya edilmesi bu kadar mı, böyle mi olmalıdır.

Pişiyle, lokmayla, kandil simidiyle, “aç komşunu” doyurmuş mu oldun?

“Aç komşu” bir simgedir: O parasız öğrencidir, işsiz gençtir, çocuğuna ayakkabı hatta defter-kitap alamayan anne-babadır.

Doyurmak ise, onlara bir kereye mahsus 5-10 hatta 300-500 lira vermek demek değildir. Onları, kimseye muhtaç olmadan yaşayabilecek hâle getirmektir. Düzenli bir gelire kavuşturmaktır. Bunun için gayret sarf etmektir.

Burada, elbette devletin yapacağı işler vardır. Adil gelir bölüşümü için düzenlemeler yapacaktır. Ama asıl vatandaşın yapacağı işler vardır… Hâli-vakti yerinde vatandaşın yapacağı işler!

2020 yılı sonu itibariyle bankalarda bir trilyon 511 milyar lira mevduat var… Bu rakam; bir buçuk milyondan fazla milyon demek.

Yine bankalarda 235 milyar dolar da döviz mevduatı var. Bugünkü dolar fiyatından, bir trilyon 600 milyar liradan fazla eder. Yani burada da 1,6 milyondan fazla milyon lira var.

Bunlar “artı” para… Bir bakıma ihtiyaç fazlası para… Altın sahiplerini, borsadaki yüz milyarlarca lirayı saymıyorum.

Demek ki milyonlarca vatandaşımızın, bankalarda, “ihtiyaç fazlası” (artı) parası var. Yine milyonlarca insanımız da sıkıntıdan kıvranıyor.

Zenginlerimiz bütün paralarını yoksullara versin demiyorum. Ama kendilerine fazla gelen paranın onda biriyle bütün yoksullarımıza düzenli gelir sağlayacak bir Türkiye yaratabiliriz.

Bu nasıl yapılır?

Bunun birçok yolu bulunabilir:

Misal, işe ihtiyacı olanları, yanlarında, güçlerine göre, birkaç yıl sigortalı çalıştırabilirler. Bunun için illa işyeri açılması gerekmez… Şoför olarak, evde, işlere yardımcı veya aşçı olarak hatta güvenlikçi olarak istihdam edebilirler.

Bir yanda ekonomik sıkıntıdan bunalan milyonlar, öte yanda her türlü ihtiyacını giderdikten sonra, bankalara yüz binler istifleyenler… Bu mudur Müslümanlık?

İslam’ın en önemli amacı insanlar arasında eşitliği sağlamak… Kula kulluğu önlemektir. Bunun için hiçbir gayret sarf etmeyenlerin kendilerini Müslüman olarak görmeye hakları var mı?

Cumalar, Kandiller, Ramazanlarda; evet, birbirimizi tebrik edelim. Ama bu mübarek günler derin düşünmemiz için vesile olmalı… Sıkıntıdan kıvranan “komşularımız” için ne yaptık diye kendimizi sorguladığımız günler olmalı. Bu sorgulamayı yapmazsak, korkarım, sadece sözde Müslüman kalırız!

BİR BAŞKA AÇIDAN, MÜSLÜMANLIK NE ÂLEMDE?

Yukarıdaki satırları yazarken, yıllar önce kaleme aldığım bir yazı aklıma geldi. “Necip Fazıl: Camileri Doldurup da İçine Girmeyenler” başlıklı yazı! Okumak isteyenler için hattı: https://www.genelhaberler.com/kose/oku/4173

                              

                                                                                     Ismail Hakkı CENGİZ

x   x   x

 

TAVSİYE

https://www.youtube.com/watch?v=8C8ejusJRtg 

 

Mehmet Akif’ten, JAPONLAR şiiri

Bu haber 1609 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    Ramazan bayramına doğru09 Nisan 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir