| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
SUÇLU KİM?16 Aral?k 2012, 16:09 Her geçen gün daha çok yeise düştüğümüz ve acilen çözülmesi gerektiğine inandığımız büyük bir problem vardır önümüzde; çocuklarımıza/öğrencilerimize neden olumlu davranışlar kazandıramıyoruz? Neden eğitemiyoruz? Allah aşkına ya da her neye inanıyorsanız onun aşkına sorduklarıma/soru cümlelerime doğru cevap verir misiniz?Öğrencilerinize-çocuklarınıza olumlu alışkanlıklar kazandırılması yönünde, doğru insan, dürüst insan, güvenilir insan, erdemli insan, yurdunu seven, milletini seven, ülkeye hizmeti kendine görev addeden insan ve ülkesinin değerlerini bilen, bu değerlere kıymet veren, saygı duyan insan, başkalarına zarar vermeyen, bulduğu bir eşyayı, cüzdanı, saati ve sair eşyayı… Sahibine ulaştıran, kendi hak ve hukukunu bilen, başkalarının hakkına riayet eden insan olarak yetişmesi isteği ve arzusuyla çocuğunun devam ettiği okulun yöneticilerini veya öğretmenlerini ziyaret eden, bu konularda çocuğunun öğretmeni ile konuşmak isteyen, bu güzel olumlu hasletlerin çocuğuna/öğrencisine kazandırılmasını isteyen, çocuğumun/öğrencimin adam gibi adam olmasını istiyorum diyen kaç veli vardır aramızda?Yahut bu soru cümlelerini tersinden sorarsak, yukarıdaki paragrafta bahsettiğimiz soru cümleleri ile karşınıza gelip dikilen velinin ısrarlı şekilde bu türden cümlelerine muhatap olan, kaç okul yöneticisi ya da kaç öğretmen vardır içimizde? Oysa soruyu şöyle sormuş olsaydık; Türkçe, Edebiyat, Matematik, Fen ve Teknoloji, Fizik, Kimya, Sosyal Bilgiler, Tarih, Coğrafya, İngilizce, Felsefe, Sosyoloji, Psikoloji, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri konularının eksiksiz öğretilmesi, varsa eksikliklerinin giderilmesi, konuların pekiştirilerek öğretilmesi, sınavlarda hatalı cevap sayısının en aza indirilmesi, tüm derslerin konularının tamamının eksiksiz firesiz öğretilmesi talebiyle okul yöneticileri ve öğretmen ziyaretini yapan kaç veli var aramızda? Sorusuna verilecek cevap sayısını düşünmek bile istemiyorum. Oran olarak ifade edersek şüphesiz sonuç yüzde yüzdür… Çünkü öğretim önemlidir. Öğretim olmazsa olmazlarımız arasındadır. Eğitimi geç(!)…Bu oranı yakalamaya doğru gidilen süreçte biz anne babalar/veliler; aile ortamlarında aile içi iletişim problemlerini en üst seviyelerde yaşamaya devam edeceğiz. Sadece aile içi iletişimler mi? Komşu, eş dost ve akraba ziyaretleri esnasında belki de odasından bilgisayarının başından ayrılıp da bizleri ziyarete gelen misafirlerimize “hoş geldiniz” deme zahmetinde bile bulunamayan, bunun bir görgü kuralı, bir adab-ı muaşeret kuralı olduğunu bilemeyen, anne babasının mahcubiyet duyduğunu/duyacağını anlayamayan test ve tost çocukları/bizim çocuklarımız. Güzel hasletlerimizi nereden bilsin? Kim öğretecek bu güzel hasletleri çocuklarımıza/öğrencilerimize?Aile mi? Okul mu? Toplum mu? Bu yüzde yüzlük oranın sonucunda çocuklarımız belki çok popüler okullarda okuyacaklar, popüler meslekleri edinip görevlerini ifa edeceklerdir. Veliler olarak okudukları okul statülerinden ya da edindikleri meslek statülerinden dolayı belki de övünerek tatmin olacağız… Tatmin olacağız da bugün annesini-babasın boğazlayan, kardeşini, ağabeyini bıçaklayan, kız kardeşine, ablasına çok yakın çevresindeki insanların hayatlarına kast eden, tecavüz eden, en yakın arkadaşlarını bıçaklayan, kesen, öldüren, kıymetli eşyalarını ve paralarını gasp edenlerin sayıları azalacak mı? Uyuşturucu batağında, alkol batağında, bally ve tiner gibi madde bağımlılığının zincirine vurulmuş olan bu çocuklar, bu gençler nereden çıktı ortaya? Her biri bir serseri mayın gibi dolaşan bu gençlerin de bir aileleri, okulları ve için de bulundukları bir toplum yok muydu?Aile mi?Okul mu?Toplum mu?Bir darb-ı mesel vardır hani “suçu (kabahat) gelin etmişler, kimse kabul etmemiş”.Suçlu; ben, sen, o, biz, siz, onlar… İçinizden, Bakanlığın hiç mi suçu yok? Diyerek Milli Eğitim Bakanlığı’nı kast edenleriniz var gibi geliyor…Yok, yok… Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda hiç bir sorumluluğu yok. Sorumlu olduğu da düşünülemez. Zaten öğretmenin menşei-kaynağı-yetiştirilmesi konusunda/ öğretmenin eğitimi konusunda da bir kaygısı yoktur. Bakmayın adında “Eğitim” kelimesinin geçtiğine, adı aslında “Milli Öğretim Bakanlığı” olarak düzeltilirse ürettiği ürünle irtibatlı olacağından, dolayısı ile böylesi daha bir anlamlı olacaktır. Milli Öğretim Bakanlığı. Suçlu kim? Suçlu; ben, sen, o, biz, siz, onlar… Hepimiz. Veli BİLİCİ Bu haber 2419 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |