| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
EĞİTİMCİLER, SÖZDE BİLİM ADAMLARI NEREDEYDİNİZ?12 Aral?k 2016, 21:40 Muhatabını Arayan Yazılar: EĞİTİMCİLER, SÖZDE BİLİM ADAMLARI NEREDEYDİNİZ? Öğrenim hayatım süresince seviyesi ne olursa olsun okuduğum tüm okullarda dersime giren öğretmenlerin/hocaların tamamının yetkin/yeterli öğretmenler/hocalar olduklarına inanırım. Hep kendimi şanslı hissederim. Üniversal eğitimim dönemindeki hocalarımın, eğitim yönetimi, teftişi, planlaması ve ekonomisi bölümündeki hocalarımın alanlarındaki çalışmalarının yeterliliği konusundaki düşüncelerimde ise tamamen üst seviyelerde tutardım, öğretmenlerimi. Yetkin ve yeterliler derdim. Yıllarca onların alanlarında ürettikleri ve yayınlayarak eğitim bilimlerinin ve eğitimle ilgilenenlerin yöneticisinden – öğretmenine - öğrencisine hizmetine sundukları güzide yayınlarını/kitaplarını edinmeye çalışıp okuyarak bir yandan gelişmeye/yetişmeye, bir yandan da uygulamaya çalıştığımız günleri düşünmeden edemiyorum. Ne kadar mükemmel donanımlı hocalar diye düşündüğüm, üzerimizde emekleri olduğuna inandığım, hocalarım. Milli Eğitim Sistemi içerisinde görev yaptığım her birimde işleri yürütürken, görevimi yaparken yaptığım hemen her çalışmada sadece ben değil biraz da siz vardınız, Siz… Sizler… Sizler vardınız öğretmenim/öğretmenlerim. Öğretmenlik, yöneticilik ve teftiş-denetim alanlarında çalışarak uzun yıllarımı geride bırakırken yöneticilik, liderlik, öğreticilik, rehberlik, araştırma uzmanlığı, sorgu yargıçlığı gibi her biri birer yeterlik alanı olabilecek türden rollerimi eğitim sistemi içerisinde yerine getirirken, bu rollerimi oynarken, denetlediğim kurumlarda görevli memurlara, öğretmenlere ve yöneticilere, yönlendirme, yol gösterme, güdüleme, moral verme, değerlendirme, yargılama görevlerimi yerine getirirken eşit ve adil davranış sergilemekten gayrı bir davranış içerisinde bulunmadım. Beni Devlet okuttu, Devlete borçlu hissederek yürüttüm görevlerimi. Sizden öğrendiklerimi paylaştım eğitim işgörenleriyle. Öğrettikleriniz için teşekkür ediyorum. Buraya kadar her şey güzel gibi gözükse de cümlemin burasında bir “ancak” kelimesiyle devam etmek istiyorum yazıma. Ancak; Türk Eğitim Sisteminde teftişin tarihsel gelişimini anlamak için “Cumhuriyet Öncesi” ve “Cumhuriyet Sonrası” diye ayırarak incelememiz gerekir dediğiniz eğitim sisteminin teftiş ayağının, Türk Eğitim Sistemi içinde 1838 yılında hayata geçirilen müfettişlik mesleğinin 26-27 Kasım 2016 tarihlerinde TBMM’de 6764 sayılı "Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" görüşülürken, “Denetimle İlgili Maddeler” görüşülürken, siz; üniversitelerin eğitim ve yönetim bilimleri kürsülerinde görevli, siz muhterem hocalarımızdan bir ses-seda çıkmadı. Oysa çok şey beklemiştim sizden. siz, bize/öğrencilerinize böyle bir davranış şekli öğretmemiştiniz. Gıkı bile çıkmayanlar… Nerelerdesiniz? Bilim adına, eğitim bilimleri, yönetim bilimleri adına söz sahibi olanlar, nerelerdesiniz? “Nerelerdesiniz?” Sorusunu sorarken, komisyonu bu konuda/mesleğin gerekliliği/yetişmiş insan gücünün gerekliliği ve önemi hakkında bilgilendirme aşamasında nerelerdeydiniz? Veli BİLİCİBu haber 2365 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |