| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
ATA'SINDAN GENÇLİĞE21 ?ubat 2012, 16:11 Millî mücadele kazanılmış, ülkede birlik beraberlik ihdas edilmiş, cumhuriyet ilân edilmiş ve yeni Türk devletinin adı Türkiye Cumhuriyeti olmuştu. Ama, yeni Türk devletinin ve cumhuriyetin de korunması ve yaşatılması gerekmekteydi. Bu mes’uliyetin, ezelden gelen Türk varlığının, vatan ve millet ekseninde, ebede taşınması vazifesinin birilerine verilmesi mecburiyeti vardı. Bu vazifenin, bağımsızlık mücadelesinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin baş mimarı M. Kemal Atatürk tarafından “Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini,Türk cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.” hitabı ile, bu büyük vazife ve mesuliyetin altından kolaylıkla kalkabileceğine inandığı Türk gençliğine verildiğini görüyoruz. Millet olarak, varlığımızın ve istikbâlimizin temininin istiklâl ve cumhuriyetin korunması şartına bağlı olduğu ifade edilirken,bu değerler birer hazine kıymetiyle ölçülmüştür. Bu hazinenin sahibi gençliktir. Ancak, Büyük Atatürk, geçmişte olduğu gibi gelecekte de bu hazineden mahrum etmek isteyecek "dahili ve harici bedbahların" olacağı ikazını yaparak, Türk gençliğine dikkatli ve uyanık olması gerektiğini hatırlatmıştır. Ne var ki, geride kalan seksen küsur yıl içinde, gençliğimiz Atası’nı anlamakta acze düştü; söz konusu dahilî ve haricî bedhahlar hiç boş durmadılar. Dışarıdakiler içerdekilerin yardım ve yataklıkları ölçüsünce, cumhuriyeti yıkma, Türk milletini ortadan kaldırma faaliyetlerini eksik etmediler. Ama, Sadrazam Keçecizâde Fuat Paşa’nın Fransa başvekili Compte de Montauban de Politan’a “Üç yüz yıl siz dışarıdan biz içeriden yıkmaya çalıştığımız halde bir türlü yerinden sarsamadık.” dediği Osmanlı devleti gibi Türkiye Cumhuriyeti’ni de yıkamadılar. Yıkamadılar ama, yıkma niyetlerinden de hiçbir zaman vazgeçmediler. Bugün de dışarıdaki düşmanla içerideki hain el ele, kol koladır. Türk milletini, ülkesini ve cumhuriyeti ortadan kaldırma yolunda ortak hareket etmektedirler. Etnik çalımlarla bir millet ve bir ülke hari- tadan silinmek istenmektedir. “Memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde”dirler. “Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhîd etmiş”lerdir. Atatürk’ün cansiperâne mücadelesi ve yüz binlerin, milyonların kanı ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı “Biz Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanıyız.” diyerek, düşmanla emellerinin ortak olduğunu gayet net bir şekilde ortaya koymuştur. Çünkü, BOP Ortadoğu’yu ve tabiî ki Orta Doğu’nun bir parçası olan Türkiye Cumhuriyeti’ni bölme ve parçalama projesidir. Bu durum bütün dünyanın aşikârıdır. Ancak, ne acıdır ki, parçalanmak istenen ülkenin başbakanı, bu bölünmenin taşeronluğuna soyunmakla iftihar edebilmektedir. Şair, "O yerde insafın nâmı yok mu?” diyordu. Biz de diyoruz ki, artık “Yüce Dîvan”lar tarih mi oldu? İhanet bu kadar kolaylaştı mı? Tekrar Ata’ya ve gençliğe hitabına dönelim; bugün “Millet fakru zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş”tür. Zamlar halâ hız kesmemiş, milleti canından bezdirmiş; kriz, bizi “teğet geçmek” bir yana ciğerimizi, kalbimizi delip geçmiştir. İşte bütün bu şartlar altında dahi Türk gençliğine yüklenen önemli bir vazife var. O da, Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmak”tır. Bunu yapmak için de “muhtaç olduğu kudret damarlarındaki asîl kanda mevcuttur.” Gençlik kendini tanımalı, asaletine inanmalı, gücünü hatırlamalı, hainlerin tuzağına ve kucağına düşmemeli, Türk olmanın gururu ile, Atası’nın izinde O’nun emanetine, kendi kimliğine sahip çıkmalıdır. Türk gençliği bütün bunları başarabilecek güçte ve iradededir. Damarlarındaki asîl kan, binlerce yıllık başarıları, zorlukları aşma güç ve iradesini tevârüs ettirmektedir. Biz kendilerine sonsuz güven besliyoruz, onlar da kendilerine inansınlar. Ne mutlu “Türk genciyim.” diyebilenlere. Ali Rıza KİBRİTBu haber 2441 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |