anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 34  
»Bugün 4192  
»Toplam 14017477  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 3.144.42.196
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

ÇANAKKALE - İSTİKLAL MARŞI VE M. AKİF

Nazım PEKER

17 Mart 2022, 23:16

Nazım PEKER

                        ÇANAKKALE - İSTİKLAL MARŞI VE M. AKİF

            12 Mart İstiklal Marşı’nın kabulü, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Haftası. Bu haftanın önemine dair bir iki söz etmek gerekir. O, bu millete ve ordusuna: “Korkma! Bu şafaklarda yüzen al sancak” Diye seslenmiştir. Korkmak, teslimiyettir. Tarihi daima cesurlar yazmıştır. Tarihte hep cesurları yazmıştır.

             Çanakkale, gelişmiş, medeni(!) ülkelerce; Müslüman bir milletin boğulmak istenmesine karşı yeniden dirilişini anlatır.

            Çanakkale bir destandır, yokluğun; imanla nasıl aşıldığının destanıdır.

            Çanakkale, ne yapıldıysa, ne edildiyse geçilmez bir boğazın adıdır.

            Çanakkale, Mustafa Kemal’siz anlatılamaz. Çanakkale’yi en güzel de M. Akif Ersoy anlatmıştır. Her ikisinin de hakkı ne yenir nede ödenir.

            M. Akif büyük bir şair, düşünce adamı ve Müslüman bir Milliyetçidir. İslam birliğini savunmasının yanı sıra, Milli Mücadele’ye de katılarak vatanın kurtarılmasında büyük emeği olan bir değerdir. Teşkilatı Mahsusa’nın da üyesidir

            M. Kemal, Çanakkale’yi geçilmez yapan bir ölüm-kalım savaşının kahramanıdır.

            Çanakkale’yi gezdiniz mi bilmem. Gezdiyseniz ne olduğunu, nasıl olduğunu biliyorsunuzdur.

            Çanakkale, Türk insanının barutla, yoklukla, kıtlıkla, sabırla, medeniyetle, gelişmişlikle mücadelesinin bir destanıdır.

            Yokluktan başka sermayesi olmayan bir milletin. Ve o millete inanmış bir değer olan M. Kemal’in Emperyalizme karşı dişe diş mücadelesinin adıdır Çanakkale.

            Menzili kısa, ilkel silah ve toplarla, çağdaş ve modern silahlara imanla, inançla nasıl karşı konulacağının bir ispatıdır Çanakkale.

            İman dolu göğsünden başka sermayesi olmayan Mehmetçiğin, modern silahlara karşı sinesini siper edişinin bir kanıtıdır Çanakkale.

            Haydi yavrum haydi git! Ya gazi ol ya şehit!” diyen imanlı anaların vatan sevgisinin ne olduğunu dünyaya göstermesidir Çanakkale.

            Ve Çanakkale, iman ile inancın, namus ile özgürlük değerinin her şeyin üzerinde olduğunun bir göstergesidir.

            Onun için bu vatanı bize armağan eden M. Kemal ve arkadaşlarının, yine Mustafa Kemal tarafından kurulan DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI mensuplarınca bu kutlu günde Atatürk’ü anmamaları ve bir Fatiha okumamalarının da ibretlik bir göstergesidir Çanakkale.

            Bazı sözüm ona şeyhlerin, İngilizler hesabına fetva verip casusluk yaptıkları Kurtuluş Savaşı yıllarında Akif, Anadolu’yu gezerek: “Sahipsiz olan memleketin batması haktır, Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır  diye haykırdığını nasıl görmezden gelebiliriz?

            Akif, “Artık Avrupa’ya gençliğin benliklerini kaybetmeleri için değil, Batı’nın ilmini, fennini, astronomisini öğrenmesi için göndermeliyiz. Zedelenmekte olan Asım neslinin yaralarını sarmalıyız.” diyerek Türk insanına Batı’dan neyi alması gerektiğini de bizlere söylemektedir.

            Dolaş da yırtıcı aslan kesil, be hey miskin!/ Niçin yatıp kötürüm tilki olmak istersin?/Elin, kolun tutuyorken çalış, kazanmaya bak!/ Ki artığınla geçinsin senin de bir yatalak” diyerek çalışmayı öğütlemiştir. Günümüzün din adına lüzumsuz fetva verenleri görseydi, Kuran’ı bırakıp hadislere sarılanlara acaba koca Akif, ne derdi?

            “Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,/ Bir hilâl uğruna, ya Rab ne güneşler batıyor./Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker,/ Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.” mısralarıyla vatanın, vatan toprağının değerini anlatmıştır bizlere.

            “Anaların gözyaşı akmasın!” safsatasına sarılanların; Çanakkale ruhunu taşıyan ecdat ruhuyla bir alakası olabilir mi? Vatan toprağı Süleyman Şah türbesi, terk edilir mi?

            M. Kemal ile arkadaşları, M. Akif ve Rifat Börekçi’de böyle mi yapardı?

            18 Mart Çanakkale ve Şehitler Haftası, bu milletin uyanışı olsun. Üzerindeki gaflet uykusundan uyansın. Başta M. Kemal, M. Akif, olmak üzere bu toprakları, kanları ve canları pahasına bizlere VATAN yapan bütün şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Biz mirasyedilere haklarını helal ederler inşallah. Günümüzde: ” yazmaktan, yorum yapmaktan, paylaşım yapmaktan korkuyorum.” Diyenler, Çanakkale’de can ve kan veren Mehmetçikler de korksaydı; bizler vatan diye nerelerde yaşayacaktık? Acaba onlara layık torunlar olabildik mi? Tanrı hepsine rahmet eylesin, mekânları cennet olsun. Tanrı bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın. Amin!

Esen kalınız.

Nazım PEKER

Bu haber 214 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    Ramazan bayramına doğru09 Nisan 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir