Şube Başkanı Konuşmasına izleyicileri selamlayarak başladı. Sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir lider, bir başkan olarak, hep sorunların peşinden koştum. Çözdüm çözemedim. Baba oldum, arkadaş oldum üyelerime, abi oldum. Onlarla dertlere dokunduk, hep birlikte, yollar çıktık, yollara koyulduk. Çok şey paylaştık kimi zaman meydanlarda, kimi zaman okullarda, sınıflarda ama hep alanlarda olduk.

Bir şeye dokunmayı unuttuk: Duygulara. Unuttuk onları hengamelerin içinde. Kaybettik. Bu gece, bu şiir gecesinde sözcükleri paylaşalım istedik, güzelliklerle, aşkla, sevdayla kimi zaman hasretle, özlemle, kimi zaman ayrılık acısıyla...

Sözcükleri hep birlikte şiirlere dizelim. Bir bir ekleyelim onları şiirlere... Ben şiiri bazen rüzgârın kadifeyle buluşmasına, bazen başakları ığralamasına benzetirim.

Bazen şiir dikenli bir ağacın tatlı meyvesi gibidir. Duyarlılığın, fikrin, ince bir ustalığın tezgâhında ilmik ilmik dokunan tarihi bir halının desenidir şiirler.

Kimi anaya, kimi vatana, kimi bayrağa, kimi sevgiliye, kimi doğaya yazılır şiirlerin…

Ama yazılır işte.

Çünkü şiirler duyguların dışa vurumudur, görünmeyenin aşikar oluşudur şiirler, sadelik içinde bizleri saran, coşku ve heyecan veren, insan ruhunun derinliklerindeki acı tatlı birikintilerin elle tutulur, gözle görülür billurlaşmış örneğidir şiirler, Sevgiliye darılmadan içten sitem göndermektir şiirler, Topraktan bitip, yeşillikler gibi fışkıran bahardır şiirler,

Karacaoğlan’dan, Aşık Veysel’e uzanan köprünün granitleşmiş taşları gibidir şiirler,

İnsanın kendi benliği ile baş başa kalıp duyguları ile hesaplaşmasıdır şiirler,

Sanat bahçesine dikilen fidanlar gibidir şiirler,

Ala gömlek, kara don, güllü Mehmet, Yörük ali anlatılır şiirlerde,

AI bayrak kadar lekesizdir şiirler.      

Tebabil AKINCI konuşmasının son bölümünü kendi yazdığı bir şiiri günün anlam ve önemine binaen okuyarak noktaladı:

“Bilirim şiirleri, tanırım şiirleri, neler anlattığını ...

Hangi derdi getirip, hangi derdi bitirdiğini bilim şiirlerin.

Bilirim; her sabah aynaya baktığında beni yanında görmek istediğini,

Bilirim benimle karanlıkların aydınlık Gününün güzel olacağını

Her sabah özlediğini,

Yanı başında bulmak istediğini

Bilirim yüzüne serptiğin su, elini sildiğin havlu, Ayağındaki terlik, tenindeki giyisi,

Yüzündeki güzelliğin ben olmam gerektiğini. Bilirim bensiz çiçeklerin kokusuz,

Güllerin renksiz, günün ışıksız,

Hayatın zevksiz olduğunu.

Yemeğin boğazına düğümlendiğini,

Kulağının seste olduğunu, ha geldi ha gelecek diye!

Gözlerinin yola baktığını, hasretini, özlemini bilirim.

Bilirim her kulağın çınladığında

Ben andım sandığını.

Her görünen serabın,

Her yorulan rüyanın, her konuşulan lafın,

Her anlatılan fıkranın bana bağlandığını,

Benle başlayıp benle biten her şeyi bilirim.

Bilirim hasretini, özlemini

Ayrılığın ne olduğunu bilirim.

Arzunun, isteğin, ısrarın,

Aşkın, sevdanın, sevmenin ne olduğunu bilirim.

Senin neler çektiğini, neleri yapıp neleri yapamayacağını,

Bilirim nelere katlanıp, nelere yok diyeceğini, ne kadar deli olduğunu

Bilirim beni her zaman böyle seveceğini, bekleyeceğini

Tıpkı benim seni beklediğim gibi.

Bilirim dişinin incisini, isminin baş harfini,

İnce başlayıp kalınla biten seslilerin

Gülünce çıkan gamzenin uyumunu

Huyunu, suyunu, boyunu, posunu bilirim.

Bilirim her akşam her sabah çektiğin hasreti,

Özlemini bilirim.

Benimle olup, yanıma sokulup,

Kedi gibi kıvrılarak öpmek isteyişini

Bilirim senin merhametini, duygusallığını,

Her etkide boncuk boncuk süzülen gözyaşını,

Islak nemli bulutlar gibi oluşunu,

Bilirim her damlanın derdini bitirdiğini,

Beni sana getirdiğini bilirim.

Bilirim hasretini, özlemini bilirim.

Bilirim at, avrat, silahın ne anlama geldiğini bilirim.

Bilirim ...”

Hepinizi saygı ile selamlar, iyi seyirler dilerim.”

Şiir dinletisinde Sosyal Faaliyetler Masası çok güzel şiir seçimleri gerçekleştirmiş. Bir kısım ünlü şairlerden seçilen şiirlerin yanısıra Türk Eğitim-Sen Mersin Şubesinde şiir yazan şair ruhlu öğretmenlerin şiirlerine de yer verilmiş.

         Necip FAZIL’ın “Sakarya” Şiirine yer verilirken Nazım HİKMET’in “Memleket Sevdası ve Özlemi” adlı şiirine, Ozan ARİF’in “YETER GÖNÜL”’ünün yanı sıra Can YÜCEL’in “HER ŞEY SENDE GİZLİ” adlı şiirine de yer verilmiş.

         En dikkat çekici noktalardan biri ise hazırlanan şiir gecesinde gerçekten sanatın önemi çok iyi kavranmış. Türk Eğitim-Sen sendikasının üyesi olmayıp Eğitim-Sen üyesi öğretmen Ali DİYAROĞLU, Eğitim-İş sendikasından Ali YEDİGÖZ ve Bağımsız Eğitim Sendikasından Arif Nihat ASYA’nın “Olamam” şiirini seslendiren  Ahmet EKİNCİ  Yakomazı Bekleyenler Şiir Dinletisi-2’de kendisine yer bulabilmiş.

Hiçbir ayrıma gitmeden geniş yelpazeden şiirler ve değişik sendikalardan okuyuculara şiir gecesinde yer verilmiş olması da bir yandan Ülke değerlerini ön plana alan insanların her zaman anlaşıp, aynı amaca yönelebileceklerini göstermesi, sanatta ayrımcılığa yer olmadığını ortaya koyulması açısından önemli olmasının yanı sıra seyircilerce Türk Eğitim-Sen’in demokrasi anlayışının bir tezahürü olarak da yorumlandı.

         İzleyici şiirlerin hakkını vermekten geri durmadı. Her şiir ve seslendirilen her müzik büyük alkış aldı. Sunumlar beğeni ile izlendi.

Şiir dinletisindeki sahne görselliği ise izleyiciden tam not aldı. Arka fondaki üzeri tamamen güllerle kaplanmış bir Türkiye haritası ve yanında yer alan Ayyıldız ile  verilen hafifi rüzgâr ile adeta uçuyorlarmış görüntüsü verilen beyaz güvercinler, Türk Eğitim-Sen ve Sanatın insanlara verdiği demokrasi, barış ve insanlık anlayışı olarak yorumlandı.

         YAKOMUZU BEKLEYENLER ŞİİR DİNLETİSİ-2’ şairlerden şiriler aşağıdaki kişilerce gerçekleştirildi.

1 - Cavide TOR - Zahide GÜN SOYSAL

Türk Olmak (Asım YILDIRIM)