| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
BİR DOKTORUN ANILARINI OKURKEN25 Ocak 2014, 22:15 BİR DOKTORUN ANILARINI OKURKEN “DEMEK İNSAN ÖNCE KENDİ DOKTORU OLABİLMELİ” SÖYLEMİ ÖNE ÇIKIYOR… Prof. Dr. İsmail Aydın Kitabına “Kalbime koy başını doktor, nabzımı bırak.” cümlesiyle başlıyor. Doktordan şikâyetçi hastalara alışkınız da bir hekimin meslektaşlarını sivri bir dille eleştirmesi hiç de kolay rastlanmayan bir gerçek. Aydın ile check up ve ilaç çılgınlığını, bazı hastanelerdeki ‘çok gerekli’ uygulamaları dile getiriyor. . “Rabbim Beni Doktorlardan Koru.“ adlı kitabında “Bırakın hastasının kalbine başını koyup onu anlamaya çalışan doktoru, hastasının nabzını tutan kaç meslektaşımız kaldı ki?” şeklinde soru soruyor. Nerede hata yapılıyor?
Son yıllarda tıp fakültelerine giren öğrenci sayısı arttı. Binde birlik dilime giren öğrenciler alınıyorken şimdilerde yüzde bire girenler alınıyor. Öğretim görevlilerinin yükü arttı. Eskiden 20 öğrenciyle ilgilenirken günümüzde bu sayı 50-100’e yükseldi. Haliyle verilen eğitimin kalitesi düştü. Bunu söylemekten imtina ediyorum ama geçmişte öğrenci imtihanlarında sorduğumuz soruları şimdilerde uzmanlara sormak zorunda kalıyoruz. Can alıcı bir gerçek ki… Ayrıca teknolojik gelişmeler hasta ile doktor arasına mesafe koydu. Kaç doktor stetoskop taşıyor? Hastasının nabzına, tansiyonuna bakıyor. Oysaki tıp fakültelerinde yıllardan beri her ne sebeple olursa olsun, muayeneye gelen herkesin ateşi, nabzı ve tansiyonunun ölçülmesi öğretilmekteydi. “ Çünkü hastalar hastalık olarak görülüyor. ‘Beyin cerrahıyım, yalnızca beyne bakarım. Kalp, böbrek beni ilgilendirmez’ anlayışı hakim.“diyor. Branşınız ne olursa olsun vücudun genelini muayene etmelisiniz. Hasta yalnızca bedenden ibaretmişçesine bir muameleye maruz kalıyor, ruhu ne olacak? Hastanın iç dünyasına girmek, elini tutmak, gözünün içine bakarak konuşmak, derdini dinlemek tarih oldu… Oysa hekimlik Allah’ın sıfatını sırtında taşıyan, mahlûkat içerisinde en mükemmel şekilde yaratılan insana dokunma yetkisine sahip bir meslek. Hakkını vermek lazım. Ama durup dururken gideyim 3 ayda 6 ayda bir check up yaptırayım dayatılmış modadan başka bir şey değil. Ayrıca soruyorum bugün hangi hekim kendisi ya da yakınları için durup dururken check up yaptırır? Rutin tetkiklere elbette karşı değilim. 45 yaşını geçmiş erkeklerde prostat muayenesi gerekir ama bir dönem mamagrofi diye bir şey çıkardılar. Mamografinin kendisi kansere neden olabiliyor. Eşim bile falanca hanım yaptırdı ben de yaptırayım diye tutturmuştu. Bunda ekranlara para karşılığı çıkmış ve check up ile ilgili telkinlerde bulunan doktorların da etkisi büyük. Demek ki hekimliği ikinci plana itilmiş. Uzun bir söyleşi kitap eleştirisi ama bir hekimin bunu açıklaması ne kadar ilginç. Nihat ERKAN Kaynakça: Prf. Dr. İsmail Hakkı Aydın “Rabbim Beni Doktorlardan Koru) Kitabı -(1-12-2013)Zaman gazetesi. Bu haber 2037 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |