| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
ERGENLE YAŞAMAK22 Mart 2013, 00:01 ERGENLE YAŞAMAK Ergenlik dönemi, insanın yaşamının en hızlı yaşanan değişim ve başkalaşım evrelerinden biridir. Bu çocukların erişkinliğe geçiş dönemlerinde, bireyde görülen ’’biyolojik’’ kaynaklı değişimin yanı sıra, psiko-sosyal ve zihinsel gelişmeyle cinsel olgunlaşma da eklenir. Ergen, yaşanan bu değişikliklerin yanı sıra çevrenin de değişen tepkileriyle karşı karşıyadır. Bu evrede birey ne çocuktur ne de yetişkin. Ama yetişkin olma yolunda hızla ilerleyen bir kişidir. O önce bağımsızlık ilkesini yaşam biçimi haline getirir. Bu nedenle otoriteye ve kurala karşı gelir. Adeta toplumu yeniden düzenlemeyi kendine görev edinir. Ergen otoriteye toplum ve ailenin kurallarına tepki verirken belki de yaşamı boyunca ebeveyn desteğine en fazla ihtiyaç duyduğu bir dönemi yaşamaktadır. Ancak ergenin ana-babasının müdahalelerine karşı çıkışları büyümenin bir parçasıdır. Çünkü o olgunluğa ulaşmak için kimliğini ailesinden ayırmalı ve bağımsızlık geliştirmelidir. Ergenin kendi algılayışı, sadece başkalarının onu nasıl gördüğüne değil, kendisinin başkalarınca nasıl algılandığını düşünmesine de bağlıdır. Gelişmekte olan benlik kaygısında arkadaşları tarafından sevilmesinin, kabul görmenin ve onaylanmanın katkısı büyüktür. Bu bağlamda arkadaşın ergenin kendini tanıması açısından rolü önemlidir. Sosyal olarak kabul görme, aileden ve diğer insanlardan sevgi ve saygı bekleme, kendine saygı duyma, başarı isteği, bedenen güzel ve güçlü olma arzusu ve bağımsızlık; ergenlik dönemindeki beklentilerin önemli bir kısmını oluşturur. Ergen aynı zamanda, tüm bunları yapamamanın getirdiği bir korku duyar. Bağımsızlık ve aileden kopuş ergen tarafından arzulanmasına rağmen bu durum aynı zamanda sorumluluk da demektir. Bu korku ile baş edebilmek çaba gerektirir. Ergen kendini korumak için bu korkular yokmuş gibi davranmaya, çıkan sorunlardan başkalarını sorumlu tutmaya, içine kapanmaya, kendiyle uğraşmaya başlar. Ergenler bizlere verecekleri değerin ölçüsünü de, onlara gösterdiğimiz ilgi derecesi ile belirliyor. İlgi ise onların sözlüğünde; genci, yaptığı hataların arkasında olmadan, yanlışlarını savunmadan ama eleştiri ya da uyarılarda onur kırıcı söz ve hareketlerden uzak, duygularını kabul ederek, dinlemektir. Ergenle kurulan ilişki aslında çoğu zaman tek yönlü ve bencilce hissi verebilir. Ama unutmayalım, ergenliğin karakteristik özelliği bu; hayata kendi pencerelerinden bakıyorlar. Ben-merkezciler. Dünya onların etrafında dönüyor. Bunun böyle olmadığını elbet bir gün anlayacaklar. Ama şimdi ya da hemen değil. Ergenle iletişim kurmak sabır ister. “Ergenlere nasıl yaklaşalım, nasıl davranalım?” Cevaplanması gereken bu soruların cevabı “iletişim” ile başlar. “Aile ile iletişim”, ergenlik dönemindeki her genç için her zamankinden daha önemlidir. Anne ve babası tarafından eleştirilmeden, yargılanmadan, sorgulanmadan dinlenen genç, karşılaştığı güçlükleri aşmada zorlanmayacaktır. Ayrıca sorunlarını ailesi ile paylaşmaktan kaçınmayacaktır. Ergenle iletişim kurmak sabır ister. Sorunlarla ve yakınmalarla işe başlamak çözümü güçleştirir. Onun ilgi alanları, bireysel ve toplumsal etkinlikleri, kaygıları, kısaca günlük yaşamının ayrıntıları ile yola çıkmak daha verimli olur. Ergenlik döneminde, anne-babaların en sık yakındıkları konulardan biri de çocuklarıyla konuşamamaktır. Çünkü ergen iletişim kurmaya yanaşmaz. Konuşmayı başardığınızda ise bu konuşmanın sonu tartışma ile sonuçlanır. Bu tartışmaların nedeni iki tarafın da birbirini dinlemek ve anlamak için çaba sarf etmemeleridir. Karşılıklı olarak yapılan yanlış değerlendirmeler, konuşmaları tartışmaya dönüştürür. Ergen, onun yanında olduğunuzu bilmek ister: Oysa ergenlik öncesi dönemde ara sıra sorunlar çıksa da, çocuk sizin istediğiniz ve yönlendirdiğiniz davranışları yapar, konuşmalar sizin istediğiniz yönde ilerler. Ergenlik döneminde ise sizin isteklerinizi değil kendi isteklerini önemseyen bir birey ile karşı karşıya kalırsınız. Buna rağmen ergen, gereksinim duyduğunda sizin, onun yanında olduğunuzu bilmek ister. Sonuç olarak, ergenlik çağındaki gençle inatlaşmak yerine, çözüme odaklı bir iletişim tercih edilmeli ve bir daha geri gelmeyecek bu olağanüstü dönemin en iyi şekilde geçirilmesi hedeflenmelidir. Semahat CAN PDR Uzmanı-Rehber Öğretmeni Bu haber 2254 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |